Av. Namık Havutça

Av. Namık Havutça

Türkiyede Ekolojik Çöküş

Bilimin Uyardığı, Yetkililerin Görmezden Geldiği Felaket
Yıllarca  Hayat Veren Su, Gönen Çayı Artık Zehir Saçıyor. Gönen Çayı’nda adeta ekolojik bir  çöküş yaşanıyor .Abartmıyorum durumu bilimsel raporlar Çaydaki ölçülen oksijen değerleri ortaya koyuyor. Misakça Köyünden Bostancı Köprüsüne kadar canlı yaşam bitmiş .Raporda tespit çarpıcı  “Misakça Köprüsü’den Bostancı Mahallesi yakınına kadar olan çay kesiminde balık ve makrofauna tespit edilememiştir“ deniyor. Artık söz bitti yani .
    Memleketini ,toprağını, suyunu seven namuslu ve duyarlı iki bilim insanı bizim onyıllardır çıplak gözle gördüğümüz yetkilileri harekete geçirmek için çabaladığımız Gönen Çayı Kirlilik gerçeğini bilimsel olarak ortaya koymuş.

Balıkesir’in Gönen’in ,Misakça ovasının  bereketli topraklarını sulayan, Marmara Denizi’ne hayat taşıyan Gönen Çayı, artık bir yaşam kaynağı değil; çevresindeki köyler, tarlalar ve canlılar için ölümcül bir tehdit haline geldi.
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi’nden iki bilim insanı acil çağrı yapıyor.Rapor tehlikeyi açık ve net şekilde ortaya koyuyor.
   İki namuslu, yurtsever duyarlı bilim insanı Prof. Dr. Mustafa Sarı ve Doç. Dr. Uğur Karadurmuş tarafından 24 Ekim 2025 tarihinde yapılan bilimsel inceleme, yıllardır yöre halkının gözlemlerine dayalı olarak dile getirdiği kirlilik gerçeğini resmen doğruladı.

Bilimsel Ölçümler Alarm Veriyor

Uzmanlar, Gönen Çayı’nın deltadan Gönen Regülatörü’ne kadar uzanan 11 farklı noktada su kalitesi ölçümü yaptı. Sonuçlar, çaydaki kirliliğin kritik düzeye ulaştığını, oksijen seviyesinin birçok bölgede canlı yaşamını destekleyemeyecek seviyeye düştüğünü gösterdi.
Raporda, organik yükün aşırı artışı, kimyasal atıkların birikimi ve tarımsal drenaj kirliliği çayın ekosistemini neredeyse tamamen çökerttiği ifade edildi.
Gönen Çayı’nın sadece balıklar için değil, insan sağlığı ve tarımsal üretim için de ciddi bir risk oluşturduğu vurgulandı.

Yıllardır yaptığımız uyarılar dikkate alınmadı, yetkililer sorunu duymazdan görmezden geldi.

Yerel halk, özellikle Bandırma, Gönen, Misakça ve çevre köylerde yaşayan çiftçiler, yıllardır çaydaki kirliliği şikayet ettiler. Ancak uyarılar çoğu zaman duymazdan gelindi.Herkes üç maymunu oynadı.
Sanayi atıkları, arıtılmadan dereye bırakılan kanalizasyon suları ve kontrolsüz tarımsal ilaçlama, bugün gelinen noktada ekolojik felaketin temel sebepleri haline geldi.
Gönen Ovası’nı besleyen bu su kaynağının kirlenmesi, sadece tarımı değil, bölgesel gıda güvenliğini de tehdit ediyor.

“Bilim insanları acil çağrı yapıyor Derhal Harekete Geçin”

Prof. Dr. Mustafa Sarı ve Doç. Dr. Uğur Karadurmuş’un imzasını taşıyan rapor, sadece akademik bir uyarı değil, aynı zamanda bir imdat çığlığı ve vicdan çağrısı niteliğinde.
Bu çalışmayı destekleyen çevre gönüllüleri, sivil toplum temsilcileri ve duyarlı yurttaşlar, yetkililere sesleniyor:Rapor dehşet verici tespitler içeriyor “Çalışma sonunda elde edilen bulgular üzücüdür. Veriler, çayın belirli segmentlerinde ekolojik çöküş yaşandığını ortaya koymaktadır. Zira;
* Mansap bölgesinde ve OSB atıklarının çaya karıştığı kesimde çözünmüş oksijen 0,11–0,17 mg/L değerlerine kadar düşmüştür — bu seviyeler sucul yaşamın sürdürülemeyeceğini göstermektedir.
* pH ve amonyum değerleri, yüksek organik ve endüstriyel kirlilik yükünü işaret etmektedir.
* Tuzluluk ve iletkenlik, kirliliğin endüstriyel karakterini desteklemektedir.
* Yukarı havzada çözünmüş oksijenin 11,7 mg/L olması, çayın doğal durumunda I. sınıf su kalitesine ulaştığını göstermektedir.
* Misakça Köprüsü’den Bostancı Mahallesi yakınına kadar olan çay kesiminde balık ve makrofauna tespit edilememiştir.
Gönen Çayı artık can çekişiyor. Bu sadece bir çevre meselesi değil; bu, insanın kendi yaşam alanını yok etmesidir.”Daha ne densin?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yetkilileri ve DSİ bu çağrı sizedir. Ben Gönen’liyim diyen Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın,Gönen Belediye Başkanı İbrahim PALAZ ve Gönen Ticaret Odası Başkanı İsmail Mutlu Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Mutlu ,OSB yetkilileri bu imdat çığlığının bu çağrının diğer adresi de sizsiniz . Siyasi Partilerimizin  değerli temsilcileri ve diğer Yerel Sivil toplum örgütleri Yönetimleri bu tehlikeli durumu önlemek hepimiz için tarihi bir sorumluluk ve görevdir. BİLİM İNSANLARININ SESİ ‘ni DUYUN . 

Artık gözle görülür hale gelen bu çevre yıkımının durdurulması için Derhal önlem alınması gerekiyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, DSİ, yerel belediyeler ve sanayi kuruluşları arasında acil bir eylem planı oluşturulmalı.
Arıtma tesisleri etkinleştirilmeli, kirliliğe neden olan sanayi tesisleri denetlenmeli ve tarımsal drenaj sistemi yeniden düzenlenmeli.
Çayın doğal akışını ve ekolojik dengesini yeniden kazanması, ancak bilim temelli, şeffaf ve kararlı bir yönetim anlayışıyla mümkün.

 Bu Ekolojik Çöküşe Tanıklık Etmeyelim,çare olalım ,müdahil olalım.

Gönen Çayı sadece bir su yolu değil; bir kültürün, bir ekonominin, bir yaşam biçiminin simgesi.
Bugün bu çayın  kirliliği durdurulmazsa , yok yarın Misakça’nın, Bandırma’nın, Gönen’in geleceği kararır.
Bu nedenle, bilimin uyarısını görmezden gelmek artık bir tercih değil, bir ihanet olur.
Gönen Çayı’nı kurtarmak, aslında memleketin vicdanını kurtarmaktır.

        Namık HAVUTÇA 24&26. Dnm Balıkesir Milletvekili -Avukat EK:Bandırma Onyedi Eylül Ünv. Prof .Mustafa Sarı-Doç. Dr. Uğur Karadurmuş

GÖNEN ÇAYI’NDA EKOLOJİK ÇÖKÜŞ
BASIN BİLDİRİSİ
Prof. Dr. Mustafa SARI​Doç. Dr. Uğur KARADURMUŞ
Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi
24 Ekim 2025 tarihinde Gönen Çayı’nda, deltadan Gönen Regülatörü’ne kadar 11 farklı istasyonda su kalitesi ölçümleri yaptık. Su kalitesi ölçüm cihazlarıyla elde ettiğimiz veriler, çaydaki kirliliğin kritik seviyelere ulaştığını açıkça göstermektedir.
Gönen Çayı, Marmara Denizi’nin su rejimindeki konumu, deltası ve ekolojik fonksiyonları nedeniyle bölgenin en kritik tatlı su ekosistemlerinden biridir. Aynı zamanda Gönen Ovası’ndaki tarımsal üretimin ana su kaynağıdır. Bu nedenle burada meydana gelen kirlilik yalnızca lokal bir çevre sorunu değil, bölgesel ekoloji ve halk sağlığını ilgilendiren çok boyutlu bir meseledir.
Çalışma sonunda elde edilen bulgular üzücüdür. Veriler, çayın belirli segmentlerinde ekolojik çöküş yaşandığını ortaya koymaktadır. Zira;
* Mansap bölgesinde ve OSB atıklarının çaya karıştığı kesimde çözünmüş oksijen 0,11–0,17 mg/L değerlerine kadar düşmüştür — bu seviyeler sucul yaşamın sürdürülemeyeceğini göstermektedir.
* pH ve amonyum değerleri, yüksek organik ve endüstriyel kirlilik yükünü işaret etmektedir.
* Tuzluluk ve iletkenlik, kirliliğin endüstriyel karakterini desteklemektedir.
* Yukarı havzada çözünmüş oksijenin 11,7 mg/L olması, çayın doğal durumunda I. sınıf su kalitesine ulaştığını göstermektedir.
* Misakça Köprüsü’den Bostancı Mahallesi yakınına kadar olan çay kesiminde balık ve makrofauna tespit edilememiştir.
Gönen Çayı’ndaki kirlenme Marmara Denizi’nde ötrifikasyonu artırarak müsilaj oluşumu riskini büyütmektedir. Taşınan organik yük ve besin elementleri fitoplankton artışını tetiklemekte, oksijen talebini artırmakta ve deniz ortamında çöküş süreçlerini hızlandırmaktadır. Bu durum Marmara için yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda sosyoekonomik bir tehdittir.
İklim değişimi ve artan kuraklık tehdidi karşısında tatlı su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi ulusal bir güvenlik meselesidir. Birçok bölgemizde su yetersizliği tartışılırken, mevcut su kaynaklarımızı kirleterek kendi elimizle kullanılabilir suyu yok ediyoruz. Gönen Çayı’nın kirlenmesi, yalnızca mevcut ekosistemin değil, gelecekteki su rezervlerimizin, gıda üretimimizin ve bölgesel dayanıklılığımızın da zayıflaması anlamına gelir. Su kıtlığı gerçeği ortadayken, var olan suyu kirletmek telafisi olmayan bir stratejik hatadır.
Gönen Çayı’nda ana kirlilik kaynağı Gönen OSB’den gelen yapay atık kanalıdır. Buna ek olarak Gönen kent merkezinden ve çevre mahallelerden çaya karışan evsel atıklar, orta havzada tarımsal ve hayvansal faaliyetlerden kaynaklı organik kirlilik göz ardı edilemez.
Çayın yukarı havzası I. Sınıf su niteliğinde iken, belirli kesimleri IV. sınıf su niteliğindedir. Yani bu su içme ve kullanma suyuna uygun olmadığı gibi sulama suyu olarak dahi kullanılamaz. Oysa bu bölümde yoğun sulama gözlenmiştir. Bu durum toprak kirliliği, tuzlanma, ağır metal birikimi ve gıda güvenliği riski oluşturma potansiyeline sahiptir.
Gönen Çayı doğal olarak kirli değildir; insan etkinlikleriyle kirletilmektedir. Çay ekosistemi hâlâ toparlanma kapasitesine sahiptir. Atılması gereken adımlar belli olmakla birlikte bir kez daha yineleyecek olursak;
* OSB kaynaklı deşarj derhal durdurulmalıdır.
* Çaya arıtmadan evsel atık deşarjına son verilmeli, mevcut AAT etkin çalıştırılmalı, ileri biyolojik arıtma kapasitesi artırılmalıdır.
* Çaya tarımsal ve hayvansal atık yönetimi salımı, dökümü sıkı denetlenmelidir.
* Kirli suyun sulamada kullanımına geçici sınırlama getirilmelidir.
* Gönen Çayı Sulakalanı gerçek anlamda korunmalı, doldurulması, kurutulması önlenmelidir.
* Gönen Çayı Acil Eylem Planı hazırlanmalıdır.
Gönen Çayı, tarih boyunca Marmara’nın en bereketli su kaynaklarından biri olmuştur. Bugün hayal olsa da yılan balığına, tirsi balığına, onlarca türe yuvalık etmiştir. Bu çay kirli doğmadı; kirletildi.
Bilimsel veriler nettir; ekosistem çöküşü başlamış olsa da geri döndürülebilir. Gönen Çayı’nın korunması, Marmara Denizi’ni, müsilajsız günleri, tarımsal üretimi ve su geleceğimizi korumak anlamına gelmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.