Zeynel Bektaş
YENİ ANA MUHALEFET PARTİSİ İYİ PARTİ Mİ?
2024 yerel seçimleri CHP'nin Kılıçdaroğlu yönetimindeki tüm yanlışlarının, sapmalarının, ideolojiye ihanetinin karnesi olacak. Kadroların ve kitlelerin "ama, lakin, bu kez, son kez, her şeye rağmen" vb. şekillerde başlayan cümlelerle kendilerini avutmalarıyla düştükleri tıpış tıpışçılık durumu son bulmuş gözüküyor. Bu kadar yaşanandan sonra aksi zaten akıllara zarar olurdu.
CHP'yi silip İyi Parti'yi ana muhalefet yapmak üzerine bir proje başarıya ulaşmış gözüküyor. Kılıçdaroğlu'nun da CHP'yi siyasetten silmek projesinin parçası olduğunu görmek için allame olmaya gerek yoktu. Uzun soluklu bu proje çok ayaklı olarak yürütüldü. İYİP'e transfer edilen vekillerle başlayan büyütme ayağını Ankara Büyükşehir Belediyesi örneğindeki gibi belediyelerde güç toplama ayağı takip etti. En can alıcı ayak CHP kitlesinin İYİP'e alıştırılma süreciydi, ciddi oranda bir geçiş oldu. Süreç ilmek ilmek işlendi. Kılıçdaroğlu'nun İYİP'i büyütmek için verdiği destekler Erdoğan'ın oylarından eksiltmedi. Eksilenin CHP olduğunu İYİP'in yurt genelinde tek başına kendi adaylarıyla gireceğini açıkladığı belediye seçimleri daha da açık gösterecektir.
Projeyi görebiliyor olmama rağmen 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Millet İttifakı'nın adayının Akşener olacağını düşünüyordum. 6'lı masayı dağıtma potansiyeli en yüksek olanının Akşener olduğunu görüyordum. Eğer amaç Erdoğan'ın kazanmamasıysa 6'lı masanın Akşener'in kazanma olasılığının daha yüksek olacağını değerlendireceğini düşünüyordum. Israrla aday olmak isteyen Kılıçdaroğlu'nun da Akşener'in masayı dağıtma potansiyelini düşünerek çok fazla direnemeyeceğini değerlendiriyordum. Fakat ne Akşener aday olmak istedi ne de öneren oldu. Hatta bu konuda girdiğim bir bahsi de kaybettim ama sağ olsun Dr. Selahattin Yılmaz bahsi unutmuş numarası yaptı. Acaba 6'lı masanın bileşenleri Kılıçdaroğlu'nun kazanacağını gerçekten düşünüyorlar mıydı? Hiç sanmıyorum. Masanın küçük paydaşları üzerine komplo teorileri bu yazının konusu dışında. Alacaklarını hak etmedikleri vekilliklerle aldıklarını ve belki de Erdoğan'ın kazanmasından memnun dahi olduklarını söylemekle yetineyim. Büyük ihtimalle önümüzdeki süreçte önemli oylamaların sayısal sonuçlarında bu görüşümü teyit olanağı da buluruz. Akşener her ne kadar masayı dağıtma potansiyelini kullanmaya yeltendiyse de kendisi aday olmadığı için benim bu tezim yine gündeme gelmemiş oldu. Çünkü kendisi aday olmak yerine Mansue Yavaş ve Ekrem İmamoğlu üzerinden bir demagoji yürüterek aslında Kılıçdaroğlu'nun aday olmaması gerektiğini öne sürmüş oldu. Kim bilir bunun nedeni belki Kılıçdaroğlu'nun kazanma olasılığını hesap etmiş olmasıdır.
Bugün bakınca daha net görünen şudur; sistemi yönetenler iktidarı değil de ana muhalefeti değiştirme projelerini başarmışlardır.
Akşener'in aday olmaması, masayı dağıtmasının bir müddet erken olduğu düşüncesiyle terk ettiği masaya döndürülmesi, yerel seçimlere tek başına kendi adaylarıyla girecek olması ana başlıkları proje tezimi doğruluyor.
CHP'nin siyasetten siliniyor olması duygusallıktan uzak, gerçekçi bir değerlendirmeyle yeni bir yol açılmasına neden olabilecektir. Unutmayalım ki en büyük örgütçümüz Mustafa Kemal kurduğu veya katıldığı hiçbir örgütte ebedi ısrarcı olmamıştır. Gizli kurduğu Vatan ve Hürriyet Cemiyeti'ni İttihat ve Terakki ile birleştirmiş daha sonra oradan da ayrılarak Kuvayi Milliye'yi örgütlemiştir. Devrimci her zaman eskimişin, etkisini yitirmişin yerine yeniyi örgütleyendir.
01 Eylül 2023
Zeynel Bektaş
[email protected]
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.