Prof. Hikmet Sami Türk
DEĞİŞMEYEN KURBAN MANZARALARI
“Günümüzde kurban olarak hayvan kesme yerine aynı değerde sosyal yardımlar yapılması, güzel olmayan kurban kesimi manzaralarını değiştirecek, fakat Kur’an-ı Kerim’in kurban etinin yoksullara dağıtılmasını öngören ayetlerine uygun çağdaş bir uygulama olacaktır. ”
Bu yıl 16-19 Haziran 2024 tarihlerinde kutlanan Kurban Bayramının ilk günü, yurt genelinde kurban kesimiyle geçti. Önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da birçok yerde boğa, inek, öküz, dana, koyun, koç, keçi gibi büyükbaş ve küçükbaş kurbanlık hayvanların kesilecekleri yere götürülürken bazılarının can havliyle kaçtıkları, en yakın binaların çatılarına tırmandıkları, sahillerde kendilerini denize attıkları görüldü. Kaçan hayvanlarla onları yakalamak için arkalarından koşan insanlar arasında sokak kovalamacaları yaşandı; bazı yerlerde kurban yakalama timleri kuruldu. Kurbanlık hayvanların kendilerini kesim yerine götüren kişilerin elinden kurtulmak için onlarla savaştıkları, boynuzları olanların o kişilere saldırdıkları görüldü. Çoğu açık yerlerde yapılan ve vahşî bir mücadeleye dönüşen kesimler sırasında kendilerini de yaralayan, kan revan içinde kalan acemi kasaplar, hastanelerin acil servislerine koştular, tedaviden sonra geri dönerek işlerini bitirdiler. Sonunda her yıl olduğu gibi bu yıl da yurt genelinde on binlerce hayvan kurban olarak kesildi. Eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk, bu konuda yazılı bir değerlendirme yaptı.
“Kurban kesme, çoğu zaman kurbanlık hayvanların kesim yerine götürmek için yakalanmasından başlayıp acemi kasapların eline düşmesine kadar hayvanlara karşı vahşet boyutlarına varan bir şekilde yürütülüyor. Bu, 21. yüzyıl Türkiye’sine yakışan bir görünüm değildir. Kurban Bayramı, yurdumuzun her tarafında kesilen kurbanlarla kan gölüne dönüştüğü bir dönem oluyor. Buna meydan vermemek gerekir.
M.Ö. 20.-19. yüzyıllarda yaşamış olan Hz. İbrahim, 100 yaşında iken iki karısının arka arkaya doğurdukları iki oğlundan birini üst üste üç gece gördüğü bir rüyada Allah tarafından verilen emir gereğince kendisine söylenen dağda kurban etmek üzere iken Rabbin meleği göklerden seslenir: ‘İbrahim, elini çocuğa uzatma, ona bir şey yapma; çünkü şimdi bildim ki, Allahtan korkuyorsun ve biricik oğlunu benden esirgemedin’ İbrahim, gözlerini kaldırıp bakınca çalılıkta bir koçun boynuzlarından tutulduğunu görür; gidip koçu alır ve oğlu yerine onu kurban olarak sunar. Tevrat’ta yer alan ve Kur’an-ı Kerim’de de benimsenen bu açıklamaya göre Hz. İbrahim’in oğlu yerine koçu kurban etmesi, insanları kurban edilmekten kurtaran uygulamanın başlangıcı olmuştur.
Günümüzde ise kurban olarak hayvan kesme yerine aynı değerde sosyal yardımlar yapılması, güzel olmayan kurban kesimi manzaralarını değiştirecek, fakat Kur’an-ı Kerim’in kurban etinin yoksullara dağıtılmasını öngören ayetlerine uygun çağdaş bir uygulama olacaktır.”