Ertuğrul Özkök
Dünyanın en büyük eğlence patronu ile 216 numaralı odada konuştuklarım
15 Eylül 2025 Eylül ayında Las Vegas’ta oynanan Canelo Alvarez-Terence Crawford maçında yan yana oturan iki kişi o gece pek fazla insanın dikkatini çekmedi.
Oysa o kişinin o gece orada olmasının dünya yayıncılık tarihi açısından çok özel bir önemi sahipti.
Maçta yan yana oturan o iki kişiden biri dünyanın en nemli yayın ve eğlence kurumlarından biri olan Warner Discovery’nin İcra Kurulu Başkanı David Zaslav’dı.
Öteki ise dünyanın en büyük streaming film platformunun eş CEO’su Ted Sarandos’tu.

O GECE YAYINCILIK TARİHİNDE
YENİ BİR DÖNEMİ AÇIYORLARDI
O gece dünya yayıncılık tarihinde yeni bir dönem başlıyordu.
Bir streaming platformu, yani Netflix, bu çok önemli spor karşılaşmasını o gece bütün abonelerine naklen yayınlıyordu.
Anlamı şuydu.
Streaming yayıncılık, klasik televizyon kanallarının elindeki en büyük silahlardan birini alıyordu.
Canlı spor yayıncılığı…
O BOKS MAÇI YENİ BİR DEVİN DOĞUŞU VE
KLASİK TELEVİZYONCULUĞUN ÖLÜM GECESİYDİ
Yıllarca televizyon kanallarının elindeki en güçlü aletlerden biri canlı spor yayıncılığı o gece artık streaming platformlara geçiyordu.
Bir anlamda klasik televizyonculuğun ölüm gecesiydi.
Bunun ne anlama geldiğini o geceki yayından iki üç gün önce yazmıştım.
Ama o gece ikisinin orada oluşunun meğer bir başka nedeni daha varmış.
Bunu da geçen hafta öğrendik.
ESKİ DÜNYA MEDYA DEVLERİNE:
BEYLER BİR ADIM GERİ ÇEKİLİN
Netflix’in Eş CEO’su o gece Warner Discovery’yi satın alma meselesini konuşmaya başlamış.
Bu konuşma neticesini geçen hafta verdi ve Netflix bir başka yayın ve eğlence devi olan Warner Discovery’nin büyük bir bölümünü 72 milyar dolara satın aldı.
Böylece dünyanın en büyük eğlence, film ve streaming devi haline geldi.
Netflix artık yeni yayıncılık dünyasının tartışmasız en büyük deviydi.
Disney ve öteki devlere “ Beyler bir adım geriye” diyeceği gün geliyormuş.
7 YIL SONRA ROMA’DA
ARKEOLOJİK BİR MEDYA KAZISI
Eski yazılarımı yayınlamak sevdiğim bir şey değil.
Ama yaptığım meslekte öyle anlar oluyor ki, geriye dönüp, o gün neler konuşmuştuk diye merak ediyorum.
Öyle anlarda küçük bir medya arkeolojisi bize medya tarihi hakkında yeni bulgular veriyor.
Evet Netflix şirket olarak 1997`de kuruldu ama bugünkü anlamıyla 2007’de streaming yayınına başladı.
Yani 18 yıl gibi çok kısa bir sürede dünyanın en büyük eğlence ve yayıncılık devi haline geldi.
ROMA’DA BİR OTELİN
261 NUMARALI ODASI
Bu devrimci başarının arkasında askerden dönen işsiz bir insan vardı.
Reed Hastings…
Netflix’in yayına başlamasından 11 yıl sonra, 2018’de onunla Roma’da başbaşa 1 saat sohbet ettim.
İşte o sohbeti geçen hafta yaşanan bu dev satıştan sonra bir kere daha okumanın ilginç olacağını düşünüyorum.
Bugün size Roma’da Repubblica Meydanına bakan Boscola Exedra Oteli’nin 261 numaralı odasında dünyanın büyük eğlence imparatoru ile yaptığım sohbeti aktarıyorum.

GALILEO HEYKELİNİN AYAKLARININ DİBİNDE
EĞLENCE DEVLERİNE MEYDAN OKUYAN BİR ADAMLA
İç mimarisini 1563 yılında büyük Michelangelo’nun yaptığı Santa Maria Bazilikası tam karşımda.
İki gün önce o kilisenin iç avlusuna konan 5 metrelik Galileo heykelinin ayaklarının dibinde otururken, bir insanın zamanına meydan okuyuşunu düşünüyordum.
Reed Hastings de böyle bir insandı...
Amerikan kültürünün temelini oluşturan “entertainment”ın, yani eğlencenin kanunlarını yeniden yazan adamdı o...
Pencereden ona iki gün önce gördüğüm Galileo heykelinin bulunduğu yeri gösterirken, işte bunu düşünüyordum...
BUGÜNÜN VASCO DA GAMA’SI
REED HASTİNG VE ÖTEKİLER
Dünün büyük kâşifleri vardı... Colomblar, Vasco de Gamalar, Edisonlar...
Bugünün ise büyük ‘start-up’ları var...
Facebook’u, Google’ı kuranlar...
Onlardan biri de Netflix’i kuran bu insandı...
Düşünebiliyor musunuz, Netflix’i 2007’de kurdu...
Yani 10 yıl içinde hayatımızın en önemli markalarından biri oldu... İşte perşembe günü o odada hayranlıkla izlediğim bu adamla sohbet ettim.

MELİH GÖKÇEK’İN O MEŞHUR CASA
DEL PAPEL TİWİTİ 7 YIL SONRA NE OLDU
İlk sorum biraz dalga geçmek içindi...
O günlerde Netflix ünlü dizisi Casa del Papel’in ikinci sezonu başlıyordu.
Melih Gökçek, o günlerde bir tiwit atmış ve şöyle demişti:
“Türkiye’de yeni ‘Gezi’yi düzenlemek isteyen üst akıl ‘La Casa de Papel’ kahramanlarını isyanın sembolü olarak kabul etmişlerdir.”
Sohbete bu saçma iddiayla başladım Netflix’in patronuna açık açık sordum.
“Sosyal medyada böyle bir şey duydum ama ne olduğunu bilmiyorum” dedi.
“Güya Türkiye’de yeni bir ayaklanma yapılacakmış, Netflix’in ikinci sezon tanıtımlarında yeni bir ayaklanma teşvik ediliyormuş” dedim.
MELİH BAŞKAN RAHAT OLSUN
DARBE FALAN PLANLAYAN YOK
(Büyük bir kahkaha atarak cevap veriyor) “Bizim böyle bir niyetimiz yok” dedi.
Ben de Melih Gökçek’i tanıyorum. Bu cevap onu tatmin etmez. Benim aracılığımla Melih Gökçek’i rahatlatmak için “Sayın Başkan içiniz rahat olsun. Bu sadece bir film. Komplo teorileri ile işimiz yok. Darbe falan planlamıyoruz” der misiniz?
Cevabı şu oldu:
“Evet aynen bu mesajı iletebilirsiniz...”
Sözünü de tuttu.
Aradan geçen 7 yılda darbe falan olmadı.
Tabi tamamiyle şakaydı bu sohbetimiz.
Netflix darbe falan yapmadı ama aradan geçen 7 yıl içinde yayıncılık alanında çok büyük devrimler yaptı.
Hem sinema ve eğlence sektörünü bambaşka bir yere taşıdı…
Hem de hepimizin eğlence kültürünü köklü biçimde değiştirdi.
GERÇEK Mİ ŞEHİR EFSANESİ Mİ:ŞİRKETİNİZİN
CEO’LUĞUNDAN SİZİ KOVMALARINI İSTEDİNİZ Mİ
(*) Bence bunu söylediğiniz iyi oldu. Melih Gökçek’i ve Türkiye’yi rahatlattığınıza göre şimdi ciddi sorulara geçebiliriz. İlk kurduğunuz şirketin yönetim kuruluna başvurup ‘Beni işten atın’ dediğiniz doğru mu?
“Evet doğru.”
(*) Samimi miydiniz bunu yaparken, yoksa tipik bir yeni nesil ‘start-up’ raconu mu?
“Samimiydim. Çünkü takılmıştım ve ne ben, ne de şirket ileri gidebiliyorduk.”
SİZ KENDİNİZ İYİ BİR
NETFLİX KULLANICISI MISINIZ
(*) Gençliğinizde iyi bir video ve film seyircisiydiniz. Şimdi iyi bir Netflix kullanıcısı mısınız? CNBC’ye verdiğiniz bir mülakatta İsveç filmleri seyrettiğinizi söylemiştiniz doğru mu? Mesela siz neler seyredersiniz?
“Sinema konusunda tuhaf bir zevkim var. Evet Netflix’teki İsveç filmi ‘Force Majeure’ü seyrettim. Çok trajik bir sonu var.”
(*) O zaman ben sizden çok daha büyük bir Netflix kullanıcısıyım!
GECİKEN VİDEO KASETİ İÇİN CEZA ÖDEYİNCE
NETFLİX’İ KURMAYA KARAR VERDİM
(*) Bir de şu meşhur ’Apollo 13’ kaseti hikâyeniz var. Güya, ‘Apollo 13’ filminin kasetini kiralamışsınız. Ancak kaseti geç iade edince size 40 dolar ceza kesmek istemişler.
Netflix’i bundan kurmuşsunuz.
“Evet o dönemde VHS kasetleri kiralıyorduk. Olay doğru ama Netflix’i kurmayı hemen o gün orada düşünmedim. Bir yıl sonra falan aklıma geldi."
(*) Streaming video sistemi’nin geleceği nerede? Amerika Birleşik Devletleri mi, yoksa dünyanın geri kalan öteki ülkeleri mi daha önemli?
“Biz aslında internetin ve televizyonun geleceğini konuşuyoruz. Bugün internet kullanımının sadece yüzde 10’u Amerika’da. Gerisi dünyanın öteki tarafında tüketiliyor. Netflix üyeliğine gelince yüzde 45’i Amerika, gerisi dünyanın kalan kısmı.
BUGÜN NETFLİX ÜYELERİNİN
YÜZDE 30’U AMERİKA VE KANADA’DA
Burada bir parantez açayım.
Bu konuşmayı 7 yıl önce yaptık.
Bugün Netfilix’in dünyada 300 milyon abonesi var.
Bunun 80-90 milyonu ABD ve Kanada’da.
Yani artık abonelerin yüzde 70’i dünyanın başka bölgelerinde.
100 milyonu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da..
57.5 milyonu Asya ve Pasifik’te…
53.5 milyonu Latin Amerika’da.
KAZANDIĞIMIZ PARANIN
HEPSİ YATIRIMLARA GİDİYOR
(*) Streaming sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
“Dünyadaki abonelik sayısı yüzde 40 hızla büyüyor. Amerikan pazarı ise yüzde 11. Bu bir fikir veriyor sanırım.”
(*) Streaming’de de, müzikte de videoda da henüz kârlı pozisyonlara geçilemedi. Spotify halka açılışı planlıyor ama kârı yok. Ne zaman böyle duruma geçeceksiniz?
“Biz bu yıl yüzde 10 vergi öncesi faaliyet kârı elde ettik. Ancak bu kârın neredeyse hepsini yatırımlara harcıyoruz.”
ARADAN 7 YIL GEÇTİ NETFLİX
YILDA KAÇ PARA KAZANIYOR
Yine bir parantez açalım.
Aradan geçen 7 yılda ne oldu?
Spotify bugün halka açık bir şirket.
2024 yılında ilk defa yıllık net kar açıkladı.
Aynı yıl yıllık geliri 15.6 milyar dolardı.
Netflix ise borsa yoluyla yatırımcıdan para toplayan ve hisseleri alınıp satılabilen bir şirket.
Yıllık geliri 40 milyar dolar civarındı.
2023’de 5 milyar dolar net kar açıkladı.
Şirket değerlerine gelince…
Netflix’in değeri 450 milyar dolar civarında hesaplanıyor.
Spotify’ınki ise 117 milyar dolar…
SUUDİ ARABİSTAN’DA BİLE SORUN
OLMUYOR TÜRKİYE’DE Mİ OLACAK
(*) Geliyorum en kritik soruya... Türkiye ve başka bazı ülkelerde internet üzerinden yapılan yayıncılığa da müdahale sinyalleri geliyor. Böyle bir durumda ne yapacaksınız?
“Türkiye’yi konuşuyorsak öyle bir endişem yok. Biz Suudi Arabistan’da varız, Pakistan’da varız. Yani oralarda sorun çıkmayacak da Türkiye’de mi çıkacak? Böyle bir şey düşünemiyorum.”
Yedi yıl sonra işte bu sorunun bugünkü cevabını çok merak ediyorum.
Acaba Türkiye konusunda hala endişesi yok mu…
Cevabını merak ettiğim bir soru da şu.
Acaba streaming alanında büyük satın almalar, konsolidasyon devam edecek mi…
Yani Disney Plus, Apple Plus gibi öteki streaming devleri ayakta kalabilir mi…
Bir de streaming karşısında milli ve yerli medyalar ne olacak?
Haber kanalları da streaming sistemi tarafından yutulacak mı?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.