
Hüseyin Özalp
CHP’ye operasyon, İmralı, barış görüşmeleri
Tek adam rejimi, devletin bütün erklerini elinde topladığı yetmezmiş gibi muhalefeti bile yönetmeye ve kendi dümen suyuna sokmaya çabalıyor. Bunu yaparken de şimdilik CHP’nin payına sopa, DEM’in payına ise havuç düşüyor.
Havuç ve sopa metaforu, ödül ve cezanın aynı anda bir teşvik yöntemi olarak kullanılmasıdır. Yöntemi kullanan, iş birliği yapması karşılığında havucu, iş birliğinin reddedilmesi halinde ise sopayı devreye sokar.
Cumhur ittifakının DEM ile ilişkisi on yılı aşkın süredir, sopa yöntemi ile sürüyordu. Nitekim, Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde geçirdiği süre dokuz yıla yaklaştı. Kürt açılımının yeniden gündeme gelmesiyle birlikte sopa rafa kalktı ve yeniden havuç devreye girdi.
Aynı sopa bu kez CHP için kullanılmaya başlandı. Barış açılımı ile eş zamanlı olarak CHP’li belediyelere karşı yolsuzluk operasyonları başlatıldı. CHP’nin 15 milyon dayanışma oyuyla Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlediği Ekrem İmamoğlu’nun önce diploması iptal edildi ve bir gün sonra 19 Mart darbesiyle tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi. Dalga dalga süren operasyonlarla çok sayıda CHP’li belediye başkanı tutuklandı.
CHP Lideri Özgür Özel, Saraçhane’de başlayan protesto eylemlerini her hafta iki ayrı yerde düzenlenen mitinglerle sürdürüyor. Erdoğan, Özel’e karşı bu kez havuç formülünü devreye sokarak İmamoğlu’nu desteklemekten ve mitinglerden vazgeçmesi çağrısında bulundu. Olumlu yanıt gelmeyince kongre iptal davası sopa gibi kullanılarak CHP’ye kayyum atanması formülü yeniden devreye alındı, Özel hakkında dokunulmazlığın kaldırılması fezlekesi hazırlandı.
DEM Heyetinin İmralı’ya ziyareti, CHP’nin Adana, Adıyaman, Antalya belediye başkanları ile çok sayıda belediye görevlisi hakkında başlatılan operasyon ile çakıştı. Operasyonlar ile seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanarak görevden alınmasını eleştiren gazeteci Timur Soykan da gözaltına alındı.
Doğal olarak ana muhalefet partisine karşı yürütülen operasyonlar, DEM Parti’de ve tabanında rahatsızlık yarattı. Konunun İmralı’daki görüşmelerde de gündeme gelme ihtimali yüksek. DEM heyeti, Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmenin sonucunu aktarmak için Salı günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir araya gelecek.
İmralı heyeti Öcalan ile görüşmesini tamamladıktan sonra DEM Eş Başkanı Tülay Hatimoğlulları, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ziyaret ederek operasyonlar konusunda destek verdi. Hatimoğulları, operasyonları kayyum anlayışının devamı olarak gördüklerini belirterek şunları söyledi:
“Gerekçe olarak ne gösterilirse gösterilsin bunların siyasi operasyon olmadığını kanıtlayamazlar. Bir komisyon kurularak kayyum atamalarının da araştırılmasını istiyoruz. Kayyum dönemi yolsuzluklarını Sayıştay raporlarında görebilirsiniz. ‘Barış böyle mi sağlanır, demokrasi böyle mi kurulur?’ sorularının dozunun bu operasyonla yükseldiğini görüyoruz. Bu operasyonları konuşuyor olmamız barışa olan inancı zayıflatmaktadır. Bu operasyonlardan vazgeçilmelidir. Bu operasyonlar, seçme ve seçilme hakkının kaldırılması, seçimin sadece bir formalite haline gelmesini sağlıyor.”
Barışın en geniş toplumsal mutabakat ile konuşulabileceğini belirten Hatimoğulları, belediye başkanlarının yargılamalarının tutuksuz devam etmesi gerektiğini söyledi.
Belediye başkanlarının serbest bırakılması gerektiğini savunan Hatimoğulları, Salı günü Saray’da yapılacak görüşmede bu konunun gündem olmasını beklediklerini vurguladı. Hatimoğulları, “Elbette yarınki görüşmelerde muhalefete dönük bu baskıların, belediyeye dönük gerçekleşen bu operasyonların da gündem olmasını bekliyoruz” dedi.
Daha açık ifade edilirse DEM heyeti Erdoğan’a, CHP’li belediyelerin tutuksuz yargılanması gerektiği bu konunun barış sürecini olumsuz etkilediğini söyleyecek.
AKP-MHP ortaklığının “terörsüz Türkiye” bahanesiyle DEM partiyi yanına çekerek CHP’yi düşmanlaştırma politikasının geldiği son nokta budur.
En baştan beri yazıp çizdiğimiz gibi AKP ve MHP bu süreci, CHP’nin düşmanlaştırılması için araçsallaştırılmaktadır.
DEM Parti daha önce bu konuda eleştirilerde bulunsa da ilk kez bu denli net bir tepki ortaya koymuştur. AKP ve MHP koalisyonunun CHP’ye karşı birçok cephede başlattığı savaşın, barış görüşmelerini etkilediği ortadadır.
17 Mayıs tarihinde kaleme aldığım “İmamoğlu barış rehinesi mi?” başlıklı yazıma tekrar göz atarsanız taşlar yerine oturacaktır.
Anlaşılan o ki, Meclis barış mesaisine başlamadan önce CHP’li belediye başkanlarının tahliyesi sürpriz olmayacak.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.