Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Silivri'de kararı verilmiş, bir garip duruşma!

                  

İçinde bulunduğumuz siyasal süreci çok net görmekle birlikte, umutsuzluğa kapılmamayı, umudu yitirmemeyi, umutvar olmanın gerekliliğine inanan birisi olarak şaşkınım… ülkem adına üzgünüm… hukuk ve demokrasi adına kaygılıyım…

Duruşmanın detaylarına geçmeden önce genel havayı anlatmak isterim. Şişli’den Silivri cezaevi 90 kilometre, sabah saat 11’de başlayacak duruşmaya 9.15’de evden çıktım. İstanbul hafif yağmurlu ve soğuk tam bir kış havası. Silivri’ye vardığımda saat 10:40’ı gösteriyordu. Her zaman olduğu gibi bina çevresi demir bariyerlerle çevrili, gelenler içeriye girmeye çalışıyor. İçeri girdiğimde içerisi de bir o kadar kalabalık. Duruşmanın yapılacağı 2 nolu salona girdik. Salon çok sayıda avukat ve çok sayıda izleyici ile dolu, birçok insan ayakta, salon düzen aldıktan sonra hakim kürsüdeki yerini aldı. Bir süre sonra Ekrem İmamoğlu salona getirildi, izleyicilerin yoğun alkışları, hakim bey alkışlamanın yasak olduğunu söylese de alkışlar ara ara devam etti.

İlk kez bu celsede görev alan hakim beyin yüzündeki tebessüm ve ılımlı davranışı görünce; acaba hakim hukuki kriterlere göre mi karar verecek diye düşünmemin ne kadar saf ve iyi niyetli olduğunu Ekrem İmamoğlu’nun saatler süren konuşması, 5 tane avukatın hukuksal değerlendirmelerinin sonunda karar için verile 45 dakikalık aranın ardından tek cümlelik; erteledim cümlesini duymamla birlikte ne kadar saf ve iyi niyetli olduğumu anladım!

Ekrem İmamoğlu, her zamanki gülen yüzüyle, hazırlıklı olarak geldiği kürsüde, ben bugün ‘’Yunus’un sözleriyle başlamak istiyorum: Dil söyler, kulak dinler; kalp söyler, kainat dinleri dolayısıyla ben, kalben konuşacağım diyerek sözlerine başladı.

Ama dil söyledi, kulak duymadı, kalp söyledi, dinlemesi gerekenler dinlemedi…

Ekrem İmamoğlu, ‘’sözüm ona şikayet üzerine başlayan bir şikayet soruşturması, benim Cumhurbaşkanı adaylığımı açıkladığım gün itibariyle bir adli soruşturmaya dönüştürüldü. Hem de mesai bitimine bir dakika kala. Bu bir diploma davası değildir, bir Cumhurbaşkanının Cumhurbaşkanı adayına karşı siyasi bir davaya dönüşmüş, adayını tabiri caizse devre dışı bırakma mücadelesidir. Cumhuriyetimizin en büyük düşmanı, farklı düşünenler değil, düşünmekten vazgeçenlerdir. Düşüncesini bir kişiye tabi kılan ve boyun eğenlerdir düşmanı Cumhuriyetin. Çünkü düşünmeyen bir toplum önce adaletini sonra özgürlüğünü en sonunda da hafızasını kaybeder.’’

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, üniversite diploması davasında bugün üçüncü defa hakim karşısına çıktı. Davanın esası ‘’evrakta sahtecilik’’ iddiası üzerine, yani sahte evrakla Girne Amerikan Üniversitesi’nden, İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptığı iddiasıyla açılan bir dava. 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen diploma ceza davasının hakimi dava sürerken Kahramanmaraş’a tayin edilmesinden sonra yeni görevlendirilen hakim.

Ekrem İmamoğlu, yatay geçiş süreciyle ilgili tüm belgeleriyle birlikte detaylı bir savunmanın karşısında hakimin sorduğu soru ‘’başvuru dilekçenizde ekonomik durumunuzu gerekçe göstermişsiniz; ekonomik durumunuz kötü müydü?’’ sorusu karşısında İmamoğlu ‘’sunduğum bunca belge karşısında bu mu dikkatinizi çekti’’ diyerek tepki gösterdi. Gerçekten ‘’evrakta sahtecilik’’ iddiasıyla başvuru dilekçesinde bu beyanın yer almasının ne bağlantısı var kimse anlamadı.

Yine garip bulunan başka sorular ise İmamoğlu adına yazılan ‘’Kahramanın Yolculuğu’’ kitabı ve İBB sayfasında Girne Amerikan Üniversitesi yazmaması.

Aslına bakılacak olursa siyasi magazine dönüşen bütün tartışmalarda bunun üzerinden yürütülüyor. Oysa çok basit bir ifadeyle, ‘’evrakta sahtecilik’’ iddiasıyla açılan bir davada, yatay geçiş için verilen evrakların sahte olup olmadığı sorgulanması gerekir. Başvuru için verilen evraklarla ilgili bir sorun olmadığı ama başvuru dilekçesinde ‘’ekonomik durumun’’ gerekçe olarak yazılması sanki bir sorunmuş gibi değerlendiriliyor.

Ha birde hakim: ‘’Askerliği bedelli yapmışsınız’’ deyince. Ekrem İmamoğlu: ‘’Onu da iptal edin, askerliğimi de iptal edin. Doğum belgemi de iptal edin. Onu da bulamazsınız. Allah’tan annem babam burada’’ diyerek tamda önümde oturan ailesinin olduğu yere dönüp gülümsedi.

DURUŞMALAR TRT’DEN CANLI YAYINLANIR MI?

Düşünün 35 yıl önce 19 yaşında bir çocuk, Milliyet gazetesinde İstanbul Üniversitesi’nin açtığı ilanla, istenen şartları yerine getirerek yatay geçiş yapıyor, mezun oluyor, yüksek lisans yapıyor ve 35 yıl sonra sahte evrakla yatay geçiş yaptın diye diploması iptal ediliyor. Burada bir eksiklik varsa idarenindir, sorun olan idaredir. Ayrıca İmamoğlu tek başına da değil 41 kişi ama nedense diploması iptal olan, yargılan tek kişi sadece Ekrem İmamoğlu.

İmamoğlu ‘’19 yaşındaki bir insanın sahteciliği olmaz. Sizce olur mu hakim bey?’’ Hakim ‘’Burada sorgulanan ben değilim sizsiniz.’’ İmamoğlu ‘’Gerekirse sorgulanırsınız hakim bey.’’ Hakim ‘’Ne demek istiyorsunuz?’’ İmamoğlu ‘’İmalı soru sorarsanız böyle yanıt alırsınız.’’

Uzun saatler süren duruşma sonunda hakim, iddia makamı savcıya talebini sordu. Savcı, idari mahkeme kararını gerekçe göstererek bekletme talebinde bulunda. Hakim karar için 45 dakika ara verdi.

Uzun aranın ardından hakim kürsüde yerini aldı tek cümleyle bekletme talebini uygun buluyorum, duruşmayı 16 Şubat’a erteliyorum dedi. Tek cümlelik karar için bu kadar uzun ara niye…

Karar salonda şok etkisine yol açtı. Anne Havva İmamoğlu haklı olarak gözyaşları içinde isyan! etti, çığlıklar attı. O gözyaşları, çığlıklar mahkeme görevlilerinin bile gözyaşı dökmesine yol açtı, vicdanlar sızladı, yürekler kanadı...  Baba Hasan İmamoğlu sükunetini korumaya çalışsa da oldukça üzgündü.

Ekrem İmamoğlu, ‘’çok yazık, çok. Sizin yargıçlığınız beş para etmez’’ diyerek tepki gösterdi. Hakim mütebessim bir yüz ifadesiyle kararı yazdırmadan salondan ayrıldı.

Bütün bu tabloya baktıktan sonra, İBB davası TRT’den canlı yayınlanır mı derseniz, iddia sahipleri İmamoğlu’nun savunmalarının geniş kamuoyu tarafından duyulmasını pek istemez, canlı yayınlanacağına dair ihtimal son derece düşük...

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.