Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Seçimlerden sonra hesabını sorarız

                                        

Karesi ilçemizden sonra Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı ve yeniden aday olan hemşerimiz Yücel Yılmaz, aslında canayakın, sempatik, sosyal iletişimde başarılıdır ve fakat seçim stresi ağır gelmiş, seçimin kaybedilme ihtimali moral değerlerini çökertmiş olmalı ki yaptığı konuşmayla sadece kentimizde değil, ulusal medyada da gündem oldu.

Yücel Yılmaz, Balıkesirli iş insanlarına verdiği iftar yemeğinde yaptığı tatlı sert konuşmada ‘’İş adamlarına sesleniyorum. Bize destek sözü vermeyen, bizimle beraber bu kadar ilişkimize rağmen arkamızdan iş çevirenlere de şehrin bir hesabı olacaktır. Bu şehre zarar vermek isteyen herkesin karşısında önce AK Parti, ardın da ben Yücel Yılmaz olacaktır. Kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz.’’

Sevgili Yücel Yılmaz başkan, bu kentin halkı kadirşinas, vefalı olduğu kadar da demokrattır. Kuvayı Milliye’nin başkentinin evlatları hizmetleri takdir ettikleri kadar ‘değişim’ ihtiyacı hissetmiş, değişim kararı vermişse buna da hep birlikte saygı göstermemizdir esas olan. Değişim rüzgarları tedirginliğinizi artırmış olabilir ama iyi yönetici olmanın özelliklerinden biride stresi yönetebilmek, stresle baş edebilmektir. Nasıl seçilirken halkın vicdanına, hakemliğine güven duyuluyorsa seçmediği zamanda kızmak, tehdit etmek yerine halkın tercihlerine saygı duyulmalıdır.

Anlaşılan AKP’nin ülke genelindeki sertleşen siyasi üslubu Yücel Başkanı da etkisi altına almış. Kendince bugüne kadar iyi ilişkiler içinde olduğu, güvendiği iş insanlarının tercih değişikliklerini kabullenmekte zorlanıyor olabilir ama…

Konuşmada geçen bazı sözler gerçekten ülke demokrasisi adına kaygı verici olmakla birlikte Yücel Yılmaza yakışmayan sözlerdir. Mesela ‘’bize destek sözü vermeyen, arkamızdan iş çevirenler, bu şehre zarar vermek isteyen herkesi karşısında önce AK Parti, ardından ben Yücel Yılmaz olacaktır.’’

Sayın Yılmaz, herkes size destek verme zorunda mı, neden? Destek beklediğiniz iş insanlarına ‘’hak etmedikleri, kural dışı kazanımlar’’ sağladığınız için başka tercih hakları yok mu? Size destek vermeyenler arkanızdan iş mi çevirmiş oluyor, bu iş insanlarının sizden başka tercih hakkı yok mu? Sizin dışınızda herhangi bir adaya mesela rakibiniz Ahmet Akın’ı tercih etmek ‘şehre zarar’ vermek ‘şehre ihanet’ etmek midir? Önce AK Parti, ardından Yücel Yılmaz, bunun hesabını soracaktır, ne demek, nasıl hesap sorulacak? Bugüne kadar kural dışılıklarını biliyordunuz, sizinle beraber olduğu için göz yumduğunuz hesap sorulabilecek kural dışılıkları mı var?

Bu kentin sıradan yurttaşları, iş insanlarının özgür iradeleriyle yöneticisini demokratik olarak seçme hakkı yok mu? Sizi seçtiği gibi başka bir adayı mesela CHP adayı Ahmet Akın’ı seçemez mi?

Beni seçerseniz demokrasi, beni seçmezseniz elimizdeki devlet gücüyle hesabını sorarız. Bunun anlamı ‘sopalı demokrasi’dir.

Mayıs seçimlerinden sonra yerel seçimlerde yaşanan güncel ekonomik sorunlarında etkisiyle ülke genelinde olduğu gibi, kentimiz Balıkesir’de de kuvvetli değişim rüzgarları esmektedir. Son kamuoyu araştırmalarına göre CHP Büyükşehir adayı Ahmet Akın birkaç puan önde gözükmektedir.

Ne yazık ki Türkiye kuvvetler birliğini esas alan yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemiyle farklı seslere, farklı düşüncelere tahammül her geçen gün azalmaktadır. Mayıs seçimlerinde merkezi yönetimi alan AKP istiyor ki belediyeler de benim kontrolümde olsun. Onun için partili cumhurbaşkanı, onun atadığı bakanlar parti siyaseti için sahadalar. Sadece Yücel Yılmaz değil, cumhurbaşkanı, bakanlar devlet gücünü kullanan parti bürokratları her gün bir yerlerde farklı kişi ve kuruluşları tehdit ediyorlar. İş insanları tehdit ediliyor da işe muhtaç çalışan emekçiler işlerini kaybetme tehdidi yaşamıyorlar mı, elbette yaşıyorlar. İktidar baskısı karşısında patronlarda çalışanları üzerinde seçim baskısı oluşturuyor.

Onun içindir ki, her yıl düzenli olarak yayınlanan ‘’Küresel Demokrasi Raporu’’nun 2024 edisyonuna göre yapılan sırlamada. 24 ülkenin ‘’tam demokrasi’’, 50 ülkenin ‘’kusurlu demokrasi’’, 34 ülkenin ‘’hibrit demokrasi’’ ve 59 ülkenin de ‘’baskıcı demokrasi’’ olarak sınıflandırıldığı listede Türkiye 4.33 puan alarak hibrit demokrasi ülkeleri arasında 102’nci oldu. En düşük puan aldığı kategori ise sivil özgürlükler 2.06, seçim süreci 3.50, siyasi kültür 5.

Hani söz milletin ya, hani en büyük mahkeme halkın vicdanı ya, hani vesayet sistemini yok ettik bırakın normal demokrasiyi ‘ileri demokrasiye’ geçtik ya; bırakın Balıkesir halkı, ülkenin her bir yurttaşı herhangi bir baskıya maruz kalmadan özgür iradesiyle tercihini yapsın, istediği aday; Yücel Yılmaz, Ahmet Akın veya bir başkasını seçsin.

Hesabı siyasetçi değil, halk sorsun.

‘’Bunca yıl sönmemiş umudum

Nisan değilse mayıs

Perşembe değilse Pazar.’’ Atilla İlhan

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.