Ergün Aydoğan
GELİR GARANTİLİ; NAS KAPİTAL EKONOMİSİ
Parası olmayanlar çığ gibi yükselen-enflasyon hayat pahalılığı karşısında, parası ister TL, ister döviz mevduatında olsun her gün ayrı bir şok hali yaşarken. Kredi, döviz veya TL borçlusu olan veya elinde birikimi olup da yatırım yapmayı düşünen yatırımcı da şaşkın, şoktan kurtulamıyor. Ortalık toz duman.
Asgari ücretli bu gidişle birkaç ay mutlu, umutlu!
Memurlar ve emekliler asgari ücrete yapılan zam oranında zam bekleyişi içinde!
Kısacası ekonomi, finans, reel sektör, iş dünyası, piyasa altüst olmuş, toz duman içinde; anlık alınan ekonomiye dair kararları anlama telaşında, önünü görebilen yok.
İktidar yeni, bilinmeyen bir iktidar değil 19 yıldır ülkeyi yöneten deneyimli! bir iktidar ama deneyimden çok ‘anlık değişen kararlarıyla’ öne çıkıyor. Yönetenler 19 yıl sonra birden bire Eylül ayında İslam inancı gereği ‘nas’ vurgusuyla faiz karşıtı oluverdi.
Merkez Bankası’nın 5’nci faiz indirim kararı sonrası dolar 17, Euro 19 liranın üzerini zirve yaptı. Erdoğan Pazar akşam İlim Yayma Ödülleri Töreni’nde ‘’Benden faizleri düşürmeyi beklemeyin, bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu’’ dedikten sonra Pazartesi günü dolar 18,50, Euro 20’yi geçmiş, ne olacağı belirsiz hale gelmişti. Dünkü yazımızda ‘kriz bilerek körükleniyor, yangının alevini yükseltenler, kendi çıkardıkları yangını söndürerek kitlelerin gözünde; krizi çözen kahraman’ olmak istiyorlar dedik.
Piyasa-gözler Pazartesi-dün toplanan kabine toplantısında alınacak kararlara odaklanmıştı. Nas gereği faiz kararında değişikliğe gidilmeyeceğine göre; şapkadan nasıl bir tavşan çıkacaktı!
NE ÇIKTI? 70’Lİ YILLARDA DENENMİŞ EKONOMİ MODELİ ÇIKTI
Akşamdan bu yana ekonomistler, piyasa aktörleri ve 85 milyon yurttaş ne olduğunu, alınan kararların ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyor. Kurlardaki dalgalanma ve belirsizlik henüz sona ermiş değil dolar 13, Euro 14,80 seviyelerinde. (Allah sevdiği kulların eşeğini önce kaybettirir sonra buldururmuş! Yurdum insan Malatya’da döviz düşüşünü davullu zurnalı oynayarak kutlamış).
Bulunan çare 70’li yıllarda Süleyman Demirel’in ‘dövize çevrilebilir mevduat’ adıyla, hazineye ağır yükler getiren uygulamaya benzeyen, yüksek enflasyona sebep olan sistem mucize olarak sunuldu.
Erdoğan kabinede alınan kararları açıklarken kamu bankaları eliyle 1 milyar dolar satış yapılarak bakın ‘Erdoğan konuştu döviz tepetakla düştü’ mucize yönetici olarak sevenlerinin gönlünde taht kurdu!
Peki şimdi ne olacak, alınan kararları nasıl anlamak lazım?
NAS GEREĞİ YASAK OLAN FAİZ YERİNE BANKA-HAZİNE GARANTİLİ GELİR Mİ?
TL mevduatı olanlara aman dövize yönelmeyin, TL mevduatından elde ettiğiniz faiz-gelir döviz artışlarına göre düşük kalırsa aradaki farkı biz karşılayacağız garantisi veriliyor. En basit ifadeyle TL mevduatından elde edilecek gelir kur artışından düşük kalırsa aradaki fark ‘gelir’ olarak mevduat sahibine ödeme garantisi. Kur faizden düşük kalırsa faiz nas’a rağmen alınacak! Nerden hazineden, yani milletin cebinden. Olanın olmayana borcu değil; olmayan vatandaşın olan varsıla faizi-geliri düşük kalırsa kur farkı olarak vermesi demek. Tabi henüz netleşmeyen sorular var;
-Faiz-gelir farkıyla kur farkı bütün bankalarda mı yoksa sadece kamu bankalarında mı geçerli…
-Aradaki farkı bankalar kendileri mi, Hazine mi finanse edecek.
Hazineden karşılanacak ise oluşacak büyük yük, para basılarak karşılanacağından oluşacak hiper enflasyonun önüne nasıl geçilecek?
Mucize kurtuluş olarak sunulan ‘Dövize endeksli TL mevduatı’ buluşu TL’nin itibarını artıracak bir buluş değil TL’nin dövize endekslenmesidir. En tepeden 19, 20’lerden bozdurup TL mevduatına geçenler çifte vurgunu vurdu.
Hasta garantili hastaneler, araç geçiş garantili yol ve köprüler, yolcu garantili havaalanlarından sonra; Faiz-gelir garantili ‘Dövize endeksli TL mevduat’ uygulamasını da gördük. Neoliberal ekonomiye rahmet okutan uygulamalara neoliberal yazarçizer tayfasının desteklemesi de başka bir acayiplik. Herhalde serbest piyasa ekonomi düşünürü Friedrich August Von Hayek’in mezarda kemikleri sızlamıştır!
18 yıl sonra nas gereği faiz karşıtlığına çözüm ‘gelir’ garantisi adıyla bulunmuş oldu. Mesele sadece faizin adı idiyse bunca bedeli niye ödedik, bir kararname ile faizi yasaklayıp adına ‘gelir’ deseydik olmaz mıydı? Ne oldu şimdi, faiz lobilerine diz çöktürülmüş mü olduk? Mesele sınıfsal olarak varsılların yoksullar üzerinden varlıklarının artırılma politikası aynen devam etmektedir.
Krizin sorumlusu, yarattığı krizden kahramanlık çıkarırken, devasa krizi çözerse yine Erdoğan çözer algısı yaratılmaya çalışılırken!
Muhalefet mi? Umut yaratacak, çözüm üretecek ekonomi politikalarında hala yetersizler…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.