Tevfik Kızgınkaya
Geleceğe Umutla…
Bir haftadır yine döviz kuru takip etmekten,
Vatandaşın gözleri kan çanağı, cepleri boş, kafası karışık…
Çin modeli ile büyüyeceğiz diye beklerken,
“Faiz sebep enflasyon sonuç” teorisi bağlanıverdi Nas’a…
Bağlandı da ne oldu?
Pazartesi gece yarısı garanti verildi dövizin kuruna,
Faizin yolu açıldı para sahibi olanlara.
Milyar dolarlar saçıldı bazı yerlere,
Bazı yerlerdeki bazıları uçtular sevinçten göklere.
Şapkadan tavşan çıktı diye halaya durdu,
Dolarları kendilerinin ödediğini bilemeyenler.
Nedense, gözleri ışıldadı Hazineye ve Maliyeye bakanın,
Umutsuzluktan ruhu, açlıktan gözleri kararırken Halkımızın.
*
Daha hazinenin zararı konuşulurken,
Baktık ki, döviz dönüyor önceki haline,
Fiyatlar ise çıktığı yerde, dönmüyor geriye,
Faizle enflasyon mu, kol kola yürüyorlar tepelere…
Kazanç aktı sermayenin kasasına,
Yük yine bildirildi Halkın sırtına.
Böylece gerçeğe aykırı teorinin yüzü çıktı ortaya,
“RTE ekonomisi sebep, faiz ve enflasyon sonuç.”
*
Çok defa yazdık işin doğrusunu,
“Üretmeden tüketenler tükenirler” diye...
İnanırsanız başkalarının sözlerine,
Terk ederseniz Cumhuriyetin gerçek modelini,
Satarsanız fabrikaları, üretim tesislerini,
Ülke batar borca, düşersiniz Arap’ların kapılarına…
*
Konuyu bırakalım diplomalı iktisat hocalarına, uzmanlara,
Konuyu tamamlayalım siyasi muhalefete çağrıyla.
Açıklamalısınız aynı yoldan yürümeyeceğinizi,
Demelisiniz,
Türkiye’nin gerçek modeli,
Halkçı ve kamucu anlayışla kaynaklarımıza dayalı karma ekonomi,
Tarlada, fabrikada, üniversitede üretimdir, ekonominin temeli.
Genç Cumhuriyetin aklıyla geleceğe umudu yaratmak adına…
***
Umuttur,
Karanlığın en koyu olduğu zamanlarda aydınlık geleceğe inancı yaratan,
Günümüzde de gelecek adına en çok gereksinim duyulan.
Bugün sizlerle paylaşacağım, umudumu çoğaltanları,
Cumhuriyetin bizim için anlamını ve değerini paylaştığım,
Gençleri ve her kuşaktan ak saçlı gençleri,
Kasım’ın hüznünde umudu yaratanları.
*
TED Kocaeli Kolejinin lise öğrencileri,
Pür dikkat dinleyişlerinden ve yanıtlardan belli, hepsi bilgi sahibi.
Söyleşi sonrasında göz göze geldik imzalarken Aklın Yolu Cumhuriyet’i,
Kafaları pırıl pırıl, gözleri ışıl ışıl, kararlı ve umut dolu gençlerimizle.
*
Antalya’da Eğitim Fakültesi sınıf öğretmenliği öğrencileriyle geldik bir araya.
Geleceğe dair çok da umut taşımayan, endişeli,
Sakin, sessiz, çekingen ve sorgulayan bakışlı gençliğimizle…
İlerleyen dakikalarda çoğaldı verilen yanıtlar ve onaylayan ifadeler,
Sonrasında belirdi yüzlerde gülümsemeler, gözlerde umutlar,
Dile getirildi, öğrencileriyle buluşabilmenin heyecanını yansıtan sözler,
Umutlarımı çoğalttı, geleceğimizi yetiştirecek genç öğretmenler.
*
ADD Beykoz Şubesinin ak saçlı gençleri ile buluştuk,
Emeğin yuvası Kristal İş Sendikasının salonunda.
Yöneticiler heyecanlı ve coşkulu,
Katılımcılar yorgun ve umudu arayan ifadeli.
Söylemeseler de bildiğimiz konuları diye,
Dikkatle ve ilgiyle izlediler,
100’üncü yılına doğru yaklaşırken Cumhuriyetimizin,
Nasıl sahip çıkarız çağdaş yaşamımıza ve geleceğimize sorusuna yanıt aradık, Yaşadıklarımızın birikimiyle,
Umutlu olmaya sözleşerek birbirimize.
*
Amasya’da önce ülkemizin dört bir köşesinden gelen,
Sorgulayan, heyecanlı, pırıl pırıl gençlerle söyleştik,
Ardından ADD Şubesinin toplantısında bir araya geldik,
ADK üyesi üniversite öğrencileri ve duyarlı Amasyalılarla.
Bir şeyler yapabilmenin heyecanı ve kararlılığı ile dolu üniversiteli genç kızlarımızla,
Geleceğe umudu arayan aklı ve yüreği genç olanların birlikteliğinde,
Söyleştik geleceğe umutlarımızı çoğaltmak adına.
*
Görünen gerçek;
Geçmişi yaşayan ak saçlı gençlerle,
Bugünü yaşayan yaşı gençler arasında var olan kopukluk.
Kuşaklar arasındaki bağı kopartanların kurduğu bugünün düzeninde,
İster siyasi partilerde isterse dernek, meslek odası gibi kitle örgütlerinde ortak sorun ve soru,
Gençlerin yokluğu.
*
Görmemiz gereken gerçek;
Kitle örgütlerindeki kişisel çekişmeler,
Siyasi partilerdeki siyasetsizlik ve kişisel ilişkiler,
Var olan düzene uygun adımlarla yürümeler,
Uzaklaştırıyor gençleri bu örgütlerden.
Emir almak, nasihat duymak, bir başkasının yamağı olmak,
Çıkarı için arkadaşını yolda bırakmak,
Uymuyor gencin toplumcu ve paylaşımcı ruhuna,
Ve katılmıyor ne siyasete ne de örgütlü yapılara.
*
Kabul etmemiz gereken gerçek;
Bugünün gençleri gözlerini açtıkları günden beri,
Siyaset diye gördüler, bugünkü siyasetsizliği ve yeni dünya düzenini,
Yaşayarak öğrendiler, bu düzenin Türkiye’nin gerçeği ve geleceği olmadığını,
Görmediler ve yaşamadılar bu düzene karşı ne bir siyasi akımı ne de sendikal bir hareketi.
Çaresiz, umutsuz, heyecansız ve bir araya gelemeyen bizlere örnek olurcasına,
Yaratılan baskı ve korkulara karşı,
Sahip çıktılar Gezi parkında ve her kentte, doğaya ve özgürce yaşama haklarına.
*
Bilmemiz gereken gerçek;
Bugünün kuşağı, 60’larda, 70’lerde yetişen bizlerden 50 bilim yılı ileride,
Ne baskı ne kaba kuvvet ne korku ne de yüksek sesle hükmedilemez bu gençliğe.
Umudumuz gençlerde diyorsak samimiyetle,
Gençliğin geleceğini aramasını istemiyorsak başka ülkelerde,
İletişim kurmak zorundayız gençlerimizle.
Kendi genç yaşlarımızdaki duygu ve düşüncelerimizi anımsayarak,
Yaşadıklarımızı paylaşmalıyız doğrusuyla, yanlışıyla ama kişisel nostaljiden uzak,
Tarihin tekerrür etmesini istemiyorsak.
*
Gençler görmeli ve inanmalı önceki kuşaklara, bizlere,
Kendilerine inandığımıza ve güvendiğimize.
Sahip oldukları bilimi, bilgiyi ve enerjiyi,
Geçmişin deneyimleri ve birikimleriyle buluşturarak,
Geleceği hep birlikte aydınlık kılacağımıza.
*
Kopartılan bağları kurmak gerekiyor,
Genç öğretmen Teğmen Kubilay’ın Cumhuriyet bilinci ve kararlılığını taşıyan genç kuşaklarımızla,
Ama arkadaşçasına...
Her kuşaktan gençlerle beraber yürüyelim geleceğe umutla...