Süleyman Yağız

Süleyman Yağız

ECEVİT, TÜSİAD VE DEMOKRASİ

TÜSİAD Yöneticisi Tuncay Özilhan, 20 yıl önce  Ecevit'in Başbakanlığı ve DSP Genel Başkanlığı görevlerini bırakmasını istiyordu.
Hürriyet gazetesinin 3 Haziran 2002 tarihli haberine göre, Türkiye'nin siyasî istikrarsızlığa sürüklenmeye başladığını söyleyen Özilhan, bu durumdan çıkış için DSP'nin kurultaya gitmesini ve Ecevit'in "onursal başkan" seçilmesini talep ediyordu. 

0c7aa2d9-5968-4080-9634-4ea9a26cdd39.jpg
*
Önce şunu söyleyeyim: 
O zamanlar TÜSİAD Başkanı olan 
Tuncay Özilhan aradan yıllar geçmesine karşın hâlâ TÜSİAD yönetiminde bulunuyor. 
Üstelik de TÜSİAD'ın en üst kurulu olan Yüksek İstişare Konseyi'nin Başkanlığını yapıyor.
Yâni hâlâ koltuğu bırakmıyor ya da bırakamıyor! 
E peki, Ecevit'i neden istemiyordu? 
"Siyasî istikrarsızlık" var diye.. 
Gerçekten siyasî istikrarsızlık var mıydı? Evet, vardı! 
*
Vardı ama siyasî istikrarsızlığı kim çıkarmıştı? Ecevit mi? Değil...
Ecevit'in dış borcu çevirsin diye ABD'den getirdiği Kemal Derviş siyasî entrika çevirerek istikrarsızlığın bizzat kaynağı olmuştu. 
Bu adam, başta TÜSİAD ve TOBB olmak üzere bütün büyük sermaye ile medyanın da yıldızıydı ve Ecevit'in kuyusunu kazmaya başlamıştı. 
Emekli ve muvazzaf bazı generaller de açık açık Ecevit'in gitmesini istiyordu. 
Bu arada Ecevit de hasta  edilmişti!!! 
*
Herkes, Ecevit'in hastalığına yönlendirilirken, ABD'nin, Irak'ı işgâl etmek için acelesi vardı. 
Bu plana kesin olarak karşı çıkan Ecevit'in bir an önce işbaşından uzaklaştırılması gerekiyordu.
Bunun için de ya "Ecevit ile MHP'nin içinde yer almadığı yeni bir hükümet" kurulmalı ya da baskın bir seçime gidilmeliydi.
Bu arada AKP de içeride ve dışarıda parlatılıyordu.
Özilhan o kadar aceleciydi ki, Ecevit'in bir an evvel çekilmesini isterken, yerine AKP'nin gelmesine bile sıcak bakıyordu. Yeter ki, Ecevit gitsindi!..
*
Kemal Derviş yeni bir hükümetin kurulmasını sağlayamamış, tersine DSP'yi bölerek siyaseti darmadağın etmişti ama, "Seçim ekonomiyi etkilemez" diyerek baskın seçime gidilmesini becermişti. 
Ecevit karşıtlarının etekleri zil çalıyordu! Ama işbaşına, siyasal islâmcı, "nass"cı AKP gelmişti.
Ecevit’in gitmesini isteyenlerden TOBB yeni iktidarın kanatları altına girmişti. TÜSİAD ise "BİTARAF OLAN BERTARAF OLUR" kıskacına sıkıştırılmıştı.
Ben de o zaman TÜSİAD'ı savunan bir açıklama yapmıştım. 
*
TÜSİAD'cılar şimdi yine Tayyip Erdoğan'ın top atışları altında. Ağızlarını birazcık açsalar bile Tayyip Bey'den fırça yiyorlar. 
Ecevit'in hoşgörüşünü, gerçek demokrasiyi özlemiş olmalılar!
*
Ecevit döneminde bir kriz yaşanmıştı ama bunun sorumlusu Ecevit değildi. Kitapçık fırlatılması olayı krizin zahiri sebebiydi. 
Zaten Ecevit'in iktidara geldiği 1999 yılı, Türkiye'nin ekonomik açıdan uçurumun kenarına gelindiği bir yıldı. 
Ardından gelen yüzyılın iki büyük deprem felâketi, ülkemizi daha büyük sıkıntılara sokmuştu. 
*
Kemal Derviş getiriliş amacına uygun olarak dış borcu çevirseydi ve normal zamanında seçime gidilseydi ülkemiz rahatlamış olurdu. 
Ve 20 yıldır baskıcı, otoriter siyasal islâmcı bir parti tarafından yönetilmezdik. 
TÜSİAD'cılar başta olmak üzere "GİTSİN" diyen her kişi ve kesimin Ecevit'e özür borcu var! 
*
Unutulmasın ki, Ecevit kendisinin değil, ülkemizin ve halkımızın kalkındırılmasını amaçlıyordu...
Ama bugün sadece kendileri ile  yandaşlarını besleyen, israf ve yolsuzluk denizinde yüzen AKP yüzünden ülkemiz iflas noktasına getirildi!.. 
Dahası demokrasi ve laiklik başta olmak üzere Cumhuriyet'in bütün kazanımları bitirildi!..
Ecevit'in son genel sekreteri olarak, içinde TÜSİAD'ın da bulunduğu herkes için TAM DEMOKRASİ'li bir Türkiye diliyorum...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.