Prof. Hikmet Sami Türk

Prof. Hikmet Sami Türk

İMAMOĞLU AFİŞ VE PANKARTLARINA YASAK

“Temel hak ve özgürlükler, demokratik rejimin temelidir. Anayasa ve yasaların öngördüğü sınırların ötesine giden uygulamalarla daraltılmaları söz  konusu olamaz.”

Haksız bir suçlama ile tutuklanan, İçişleri Bakanlığı’nca geçici olarak görevinden uzaklaştırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun afişlerinin asılması, pankartlarının taşınması ile ilgili yasaklar hakkında eski Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk yazılı bir açıklama yaptı.

“21-25 Mayıs 2025 günleri CHP’nin ev sahipliğinde İstanbul’da yapılan Sosyalist Enternasyonal Konsey  toplantısı sırasında şehrin çeşitli yerlerine   üzerinde ‘Free İmamoglu’ yazılı afişlerin  asılması İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yasaklandı, asılanlar toplattırıldı; 28 Mayıs 2025 günü düzenlenen ‘Millet iradesine sahip çıkıyor’ mitinginde ‘İmamoğlu’na Özgürlük’ pankartının taşınması polis tarafından engellendi.  

İmamoğlu’nun haksız tutuklanmasına son verilmesi çağrısını içeren bu afiş ve pankartlarla ilgili yasak ve engellemeler, hukuka aykırıdır. Ekrem İmamoğlu, önümüzdeki Cumhurbaşkanı seçiminde CHP’nin adayıdır. O’nun haksız tutuklanmasına son verilmesi, özgürlüğüne kavuşturulması çağrısını içeren bir afiş asmak,  pankart taşımak  demokratik bir hakkın kullanılmasından ibarettir. Konulan yasak ve yapılan engelleme, Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nun önünü kesmeye yönelik uygulamaların yeni örnekleridir.         

Anayasa’mızın 26. maddesine göre ‘Herkes, düşünce ve kanaatlerini  söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir.’  Söz konusu afiş ve pankart, bu hüküm çerçevesinde düşünce açıklama ve yayma özgürlüğünün kullanılması niteliğinde, hiçbir suç unsuru içermeyen iki sözcükten oluşan bir slogandır. Dolayısıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca konulan afiş yasağı, polisin pankart taşınmasını engellemesi  Anayasa’ya aykırıdır. Bu yasak ve engelleme, Türk Ceza Kanunu’nun 115. maddesinin 1. fıkrasında yazılı ‘düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme’ kapsamı içinde bir işlem niteliğindedir. Ayrıca böyle bir yasak koyma  ve engelleme yapmanın, Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesinde yazılı görevin kötüye kullanılması boyutu da vardır.  

Temel hak ve özgürlükler, demokratik rejimin temelidir. Anayasa ve yasaların öngördüğü sınırların ötesine giden uygulamalarla daraltılmaları söz  konusu olamaz.”

(29.5.2025)

Önceki ve Sonraki Yazılar