
Naim Babüroğlu
Mustafa Kemal ve Rubicon
Yıl, 1933...
Söylediği şu sözler, geleceği gören Mustafa Kemal’i tarif
eder:
“İki Mustafa Kemal vardır:
Biri karşınızda oturan ben, et ve kemik geçici (fani)
Mustafa Kemal...
İkinci bir Mustafa Kemal daha var; onu ‘ben’
kelimesiyle ifade edemem.
O, ben değil, bizdir!
O, burada oturan sizler, memleketin her köşesinde yeni
fikir, yeni yaşam ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve
savaşçı bir topluluktur.
Ben, onların rüyasını temsil ediyorum
Benim girişimlerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!”
★★★
2025’e gelindiğinde... Mustafa Kemal’i keşfeden her yaştan insanlar var. Mustafa Kemal’in askerleriyiz, diye haykıran bir gençlik var. Mustafa Kemal’in askerleriyiz dedikleri için, Türk ordusundan ihraç edilen teğmenler var.
★★★
Kendisinden söz ederken: “Milletim bana Atatürk, yani Türklerin babası diyor. Ben bu isme layık olduğumu sanıyorum. Çünkü gerçekten Türklerin babası olmaya çalıştım. Milletime okumayı, düşünmeyi ve istemeyi öğrettim.”
★★★
Milletine varlığını verdi. Milletinin namus ve şerefini, işgalcilerden kurtardı. Milletine özgür bir vatan bıraktı.
★★★
Milleti ne yaptı? Çeyrek eğitimli aydınların sayesinde, emanete tam sahip çıkamadı...
★★★
Bir ziyaretçi onu övdüğünde:
“Ben 10 yaşımdan beri devrimci idim! O zamandan beri hiç değişmedim.”
★★★
Bazı çok bilmiş, Atatürk’ün devrimlerini benimsemediklerini söylerler. Yani, Mustafa Kemal’e evet, ama Atatürk’e hayır derler. Çeyrek eğitimliler, Bunların bazıları, eski solcu yeni liberal... Ve, bu ülkeye, en büyük zararı veren...
★★★
“Cahilde eksik olan akıl değildir, o kurnazdır; eksik olan ahlaktır. Cahil, güçlüdür”, der Tolstoy. Evet, cehalet bilinçli ve ahlaksız bir tercihtir. Türkiye’de yaygınlaşan...
★★★
Sosyalizmin kalesi Küba’nın lideri Fidel Castro, bu çeyrek eğitimlilere cevap verir: “Ben de devrim gerçekleştirdim. Ama Atatürk’ün yaptıklarını yapamazdım... Ona ve devrimlerine hayranım. Kendinize başka bir önder aramayın.”
★★★
1937 yılında, bugünleri görmüş gibi, uyarıda bulunur: “Bir zamanlar gelir, beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi inkâr edenler ve beni yerenler çıkabilir.
Hatta bunlar, benim yakın bildiğim ve inandıklarım arasından bile olabilir...”
★★★
Önce, sözde aydınlar ona ihanet etti. Eski solcu, yeni liberal takımı ihaneti zirveye taşıdı.
★★★
Ölümsüz liderin milletine tavsiyesi de vardır: “Aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki öz cevheri, çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın!”
★★★
Milleti, bu vasiyeti elinin tersiyle itti. Cahil aydınlar yüzünden... “Ne kadar az bilirsen o kadar iyi uyursun”, der Gorki.
★★★
“Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağıma”, yemini eden bazı milletvekilleri ve seçilmişler ihanette sınır tanımadı.
★★★
Sir Percy Loraine,1934-1939 yıllarında Türkiye’de görev yapan İngiliz Büyükelçisidir. 25 Kasım 1938’de Londra’ya bir rapor gönderir. Raporda, Atatürk’ü şöyle anlatır: ‘‘Gerçekten müstesna ve takdire değer bir kişiydi... Ancak ben, pek bilinmeyen başka bir özelliğine değinmek istiyorum... ‘Evetçi’ olarak bilinen insanlardan (yağcılardan) hoşlanmıyor, bu tür insanları aşağılıyordu. Ahmak ve dalkavuklara tahammülü yoktu... Atatürk’ün kavrama gücünde esrarengiz bir yön vardı. Konsantrasyon gücü olağanüstü idi. Doğruluğu sevmiş, günahtan nefret etmişti... Bağımsızlığı elde ettiği andan itibaren, barışın peşinde koşmuş ve barış ortamını sağlamayı başarmıştı. Türkiye’nin kaderini elleri arasına aldığından beri, Kemalist Cumhuriyet’in dostluk elini uzatmadığı tek bir komşusu bile yoktur... Hastalığının şiddetlendiği anlarda ölüme çok yakınlaşmış olsa bile, beynine ve yüreğine korku asla yerleşmemişti. O, Türk milletine hizmet ederken öldü. Ölüm bile, büyük zaferini ondan çalmayı başaramadı. İnsanlara hayatlarını, onur ve şereflerini ve insanca yaşama yolunu vermiş, belki de daha önemlisi, bu haklarına sahip çıkmalarını sağlayacak bağımsızlığı tattırmıştır.”
★★★
Bu rapor altı sayfadır. İngiliz Dışişleri Bakanlığı arşivlerinde, E-736l sayısıyla kayıtlıdır.
★★★
“Kemalizm geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür’”, der Ahmet Taner Kışlalı... Atatürk demek; akıl, bilim, tam bağımsızlık, anti emperyalist ve umut demektir... Ve, Atatürk bu milletin ebedi lideridir...
★★★
Bayram günü üzmek istemem ama...
Çeyrek eğitimli aydınlar yüzünden, Türkiye’de “Rubicon” geçilmek üzeredir...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.