Naim Babüroğlu
İsrail, Ortadoğu ve Türkiye
ABD Dışişleri eski Bakanı Condoleezza Rice, Ulusal Güvenlik Danışmanı iken 7 Ağustos 2003’te Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) kapsamında, 23 ülkenin rejimi ile sınırlarının değişeceğini belirtmişti. Moritanya, Fas, Cezayir, Tunus, Libya, Mısır, Sudan, İsrail, Ürdün, Suudi Arabistan, Yemen, Umman, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Katar, Kuveyt, Irak, Suriye, Lübnan, Türkiye, İran, Afganistan, Pakistan’ın oluşturduğu ülkeler, 17 milyon kilometrekarelik bir coğrafyayı kapsamaktaydı.(1)
Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, 2019’da CBC NEWS TV’ye yaptığı röportajda, sekiz yıl önce öldürülen Kaddafi ile ilgili olarak, “Geldik, gördük, öldü” diyecekti. ABD, NATO’yu ve bazı ülkeleri de arkasına alarak, ne yazık ki Türkiye’nin de katılımıyla Kaddafi’yi devirmiş ve parçalanmış bir Libya’yı Dünya’ya hediye etmişti. Afganistan’da, Irak’ta ve Suriye’de yaptığı gibi…
İsrail’in bu projesine, “Arap Baharı”, “Halk Hareketi” diyen çoğu Sorosçu ve liberallerin, en fazla İsrail’in ve ABD’nin projesine hizmet ettikleri ortaya çıkıyor. Özeleştiri yapma özgüvenine sahip olurlar mı bilinmez…
***
Aslında ABD, en yetkili ağızdan ve çok sayıda belgelerle hedeflerini açıkça belirtmekten çekinmemişti. Büyük Orta Doğu Projesi çok açıktı. Tüm belgeler ve tarihi süreç görmezden gelinse bile, NATO Eski Komutanı ABD’li Orgeneral Wesley Clark, 2007 yılında TV’de yaptığı bir röportajda ABD’nin hedeflerini çok anlaşılır bir dille anlatmıştı. Clark, Pentagon’da bir generalle konuşmasını şöyle aktarıyordu: “11 Eylül’den 10 gün sonra, Pentagon’a gidip Savunma Bakanı Rumsfeld ve yardımcısı Wolfowitz’i gördüm. Alt kata indim. Generallerden biri beni içeri çağırdı… O sıralar Afganistan’ı bombalıyorduk. ‘Hala Irak’la savaşa girme durumunda mıyız’ diye sordum. ‘Daha da kötüsü’ dedi. Masasına uzandı, bir kâğıt aldı. ‘Bunu az önce yukarıdan aldım. Beş yıl içerisinde Irak’la başlayan sonrasında Suriye, Lübnan, Libya, Somali ve Sudan’la devam edip İran’la bitecek yedi ülkeyi nasıl ele geçireceğimizi anlatan bir not’ dedi.”(2)
Irak, Suriye ve Libya’nın parçalanmasına yönelik Pentagon planını, NATO eski Komutanı ABD’li Orgeneral 2007’de, yani “Kanlı Sonbahar” fırtınasının başlangıcından dört yıl önce canlı yayında söylemişti. ABD’nin yüzyılın projesini canlı yayında açıklayan ABD’li orgenerali, İslam ülkelerinden dinleyen olmadığı gibi, bazı Müslüman ülkeler ABD’nin bu projesine destek oldular. Ve bugünlere gelindi… Türkiye, 2003’te Irak işgalinde karşı çıkmadı, 2011 Suriye parçalandığında ABD’yle işbirliği yaptı.
Irak, Libya ve Suriye parçalandı. Lübnan’da dinmeyen iç çatışma; Sudan bölündü, şiddet olayları durmuyor; Somali’de yaygın terör eylemleri yaşamın bir parçası. Suriye ve Irak’ın parçalanması ve bu ülkelerde süren istikrarsızlık, İsrail’in önünü tümüyle açtı. ABD’nin hedefi çok açıktı. Hedefte gecikme oldu, ancak sapma olmadı. Gelinen aşamada ABD ve İsrail sırada İran’ın olduğunu söylüyor.
***
HAMAS’ın 7 Ekim 2023 saldırısından ABD’nin, İsrail’in, İngiltere’nin haberinin olmaması mümkün değildi. ABD’nin Ortadoğu’yu değiştirmek için böyle bir işaret fişeğine ihtiyacı vardı. HAMAS, bu işaret fişeğini attı. Ve şimdi ABD’nin, İsrail’in son hedefi İran…
Mayıs 2015’te Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, ABD’yi ziyaret etti. Başkan Obama ve ardından Başkan yardımcısı Biden ile görüştü. Bu görüşme sırasında, Biden’ın şu sözleri söylediği Barzani tarafından belirtildi: “İkimizin de ömrü Kürdistan'ın bağımsızlığını kendi gözlerimizle görmeye yetecek.”(3) Ve Biden, şu anda ABD Başkanı…
***
Ve bazı Müslüman ülkeler, İsrail’i kınıyorlar. 2003te Irak işgal edilirken, 2011’de Suriye ve Libya parçalanırken, ABD’yle işbirliği yapan Müslüman ülkeler İsrail’in önünü açtılar, Filistin’in sonunu hazırladılar. Şimdi de kınıyorlar… Filistin sorunu, Arap-İsrail sorunuydu. Irak, Libya, Suriye’nin parçalanmasına yardım eden Arap ülkeleri, sorunu İsrail-HAMAS sorununa indirgedi.
İsrail, Lübnan’ın güneyini, ardından Suriye’nin güneyini işgal edecek. PKK/PYD terör örgütüyle birleşecek ve Türkiye’ye komşu olacak. Türkiye ne yapıyor? Dünyanın, en fazla göçmenine ev sahipliği yapan ülke konumundan memnun… Ülkelerine geri gönderilmesi yönünde somut adım atmıyor.
***
Büyük Atatürk’ün; “milli gücü ve ulusal çıkarları esas alan”, “gerçekçilik”, “tam bağımsızlık”, “anti emperyalizm” ve “Yurtta Barış, Dünyada Barış” ilkelerine dayanan dış politikasının uygulanması Türkiye’nin yangından en az yarayla kurtulmasının reçetesidir.
Kaynakça:
(1) Metin Aydoğan, Türkiye Nereye Gidiyor, Umay Yayınları (6.Baskı), 2007.
(2) https://www.globalresearch.ca/we-re-going-to-take-out-7-countries-in-5-years-iraq-syria-lebanon-libya-somalia-sudan-iran/5166 (Erişim, 21 Haziran 2022).
(3) “Joe Biden'dan Mesud Barzani'ye: İkimizin de ömrü Kürdistan'ın bağımsızlığını kendi gözlerimizle görmeye yetecek”, indyturk.com, 18.06.2021,
https://www.indyturk.com/node/375381/siyaset/joe-bidendan-mesud-barzaniye-i%CC%87kimizin-de-%C3%B6mr%C3%BC-k%C3%BCrdistan%C4%B1n-ba%C4%9F%C4%B1ms%C4%B1zl%C4%B1%C4%9F%C4%B1n%C4%B1-kendi (erişim tarihi: 22.03.2023, 16.00).
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.