Gizem Yıldırım

Gizem Yıldırım

Dikkat Edin, Hırsınız Sizi Kül Etmesin

İnsanın içindeki ateş bazen onu ileri taşır, bazen de yakıp kül eder. Hırs işte böyle bir şeydir. Kimine başarı getirir, kimini de yavaş yavaş tüketir. Hangi noktada durması gerektiğini bilmeyen, kendi içindeki yangını kontrol edemeyen herkes, sonunda o alevin içinde yanar gider.

Hırsın insan hayatındaki yerini hepimiz iyi biliriz. Çocukken bile en iyisi olmaya çalışırız. En başarılı öğrenci, en hızlı koşan, en çok sevilen… Sonra büyürüz ve yarış başka bir boyuta taşınır. En iyi işe sahip olmak, en çok parayı kazanmak, en güçlü olmak… Ancak bu noktada önemli bir soru sorulmalıdır: Hırsımızı biz mi kontrol ediyoruz, yoksa o mu bizi?

Siyaset dünyasında hırs, belki de en tehlikeli duygulardan biridir. Güç kazanmak isteyenler için bir araç olduğu kadar, kaybetmek istemeyenler için de büyük bir tuzaktır. Çünkü hırsın sonu gelmez. Daha fazla yetki, daha fazla söz hakkı, daha fazla güç… Ama bir noktadan sonra, insan kendini neden yola çıktığını bile unutmuş bulur. İdeal ve inançları için mi mücadele ediyordu, yoksa sadece kaybetmemek için mi? İşte o çizgiye dikkat etmek gerekir. Çünkü hırsın karanlık yüzü, insanı yalnızlaştırır, insafsızlaştırır ve sonunda kendi içinde eritir.

Oysa hepimiz aynı yerlerden geldik. Başlangıç noktalarımız farklı olsa da, özünde aynı hayat mücadelelerinin içinden geçtik. Çocukluğumuzun sokaklarını, gençliğimizin hayallerini unutmadık. Hayat bizi farklı yönlere savursa da, insan kalabilmek için hırsın bizi yakmasına izin vermemek zorundayız. Kazanmak kadar onurlu kaybetmeyi de bilmeliyiz. Gücün peşinde koşarken, vicdanımızı geride bırakmamalıyız.

Hırs, doğru yönetildiğinde insanı ayakta tutabilir, ona cesaret verebilir. Ama kontrol edilemez hale geldiğinde, sadece insanın kendisini değil, etrafındaki herkesi yakar. Dikkat edin, hırsınız sizi kül etmesin.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar