
Ertuğrul Özkök
Tam zamanında bir soru; görevi sona eren Cumhurbaşkanı ne iş yapar?
İstanbul… 12 Ekim 1999…
Conrad Oteli…
Saat 20.00…
Büyük salonun sahnesinde karşı karşıya oturmuş iki kişi var.
Biri dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel.
Karşısında ise dönemin büyük gazetecisi Mehmet Ali Birand.
Saat tam 20.00…
Ve Türk medya tarihinde tarihî bir dönem başlıyor.
CNN Türk hayatına atılıyor.
İlk büyük yayın da bu program.
Gazeteci Mehmet Ali Birand ve 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
Seyirciler arasında üç tanıdık isim
Mehmet Ali Birand soruyor, Demirel cevap veriyor.
Aşağıda seyirciler…
Dönemin üç Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan.
Onların yanında dönemin Doğan Medya Grubunun sahibi Aydın Doğan…
Ve müthiş bir sohbet başlıyor.
Bir gazeteci ile bir Cumhurbaşkanı arasında olabilecek en güzel sohbetlerden biri.
Anlatacağım konuşma işte o sohbette geçiyor ve aynen şöyle.
57. Koalisyon Hükümeti Başbakan Yardımcıları Devlet Bahçeli ve Hüsamettin Özkan,
Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan
Bugün hiçbir gazetecinin soramayacağı soru
Gazeteci Mehmet Ali Birand, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e soruyor:
(*) “Emekliye ayrılınca ne yapacaksınız?”
Demirel cevap veriyor:
“Kim dedi emekliye ayrılacağım diye, nereden duydun?”
(Kahkahalar.)
“Lafı ağzında dolaştırma, sor Mehmet Ali”
Sohbet devam ediyor:
(*) “Bu bir mesaj mı?”
“Ben bordrolu değilim ki, emekliye ayrılayım."
(*) “Hayır, ben şeyi kastediyorum.”
“Bak, lafı hiç ağzında dolaştırma.”
(Kahkahalar.)
Demirel devam ediyor:
“16 Mayıs 2000 günü benim görevim biter, ben bitti dediğim için değil, Anayasa dediği için. Anayasa'nın 102. maddesinde ‘Cumhurbaşkanı seçilir’ diye yazar. Hiç kimse telaş etmesin, o madde gereğince Meclis Cumhurbaşkanı'nı seçer. Eğer, o maddeyi TBMM değiştirmek istiyorsa, bu da onların elindedir.”
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
“Ben eskaza değil, Anayasa öyle dediği için ayrılacağım”
Geliyorum sohbetin asıl vurucu bölümüne:
Birand şunu soruyor:
(*) “Eskaza birisi Cumhurbaşkanı seçilirse siz ne yapacaksınız?”
Demirel: Bunu eskazaya bağlamayın, Anayasaya bağlayın.
Demirel’in dediği ve demediği iki şey
Yani Cumhurbaşkanı şunu söylüyor:
“Anayasa ne derse o olur.”
Ama aynı Cumhurbaşkanı şunu demiyor:
“Ben ne dersem o olur…”
Ben de diyorum ki:
İşte bu sisteme demokrasi denir.

Birand, CNN Türk yayınında Demirel'e soru sorarken
Görev süresi dolan Cumhurbaşkanı geriye kalan zamanda ne yapar?
Peki devletin son 35 yıllık hayatında söz sahibi olmuş, hem başbakanlık hem Cumhurbaşkanlığı yapmış bir insan, görev süresi dolunca hayatının geriye kalan kısmında ne yapar:
Demirel onun cevabını da şöyle veriyor:
“Merak etme, ben kendime iş bulurum.”
Salonda bu sözlere en çok gülen ve alkışlayan üç kişi
Program bu sözlerle biterken, salonda kahkahalar ve alkışlar patlamıştı.
En çok gülen ve alkışlayanlar da en ön sırada oturan üç başbakan yardımcısıydı.
Devlet Bahçeli’nin ender gördüğümüz gülen görüntülerinden biriydi bu.
Demirel bu sözleri kaç yaşında söyledi?
Süleyman Demirel bu konuşmayı yaptığında 75 yaşındaydı.
Öldüğünde 91 yaşındaydı.
Yani Cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra 16 yıl kendine yapacak iş bulmuştu.
Yazım burada sona eriyor.
Bu harika sohbetin geri kalanını merak ediyorsanız, bugüne ışık tutacak bir bölümünü ek olarak sunuyorum.
Hem çok eğlenceli, hem de bugünün siyasetçileri ve gazetecileri için de derslerle dolu bir sohbet çünkü…
26 yıl önce bu ülkenin 1 ve 2 numaralı sorunu
(*) BİRAND: Türkiye'de iki önemli konu konuşuluyor, biri deprem, diğeri Cumhurbaşkanlığı seçimi. DEMİREL: Türkiye'nin en önemli meselesinin deprem olduğu doğrudur. Ama önemli ikinci meselesinin Cumhurbaşkanlığı seçimi olduğu doğru değildir... Yapılacak iş enkaz altında kalan vatandaşı kurtarmak ve mümkün olduğu kadar çok can kurtarmak. Hayatın güncelliği içerisinde ihtiyaçları karşılamak, yaygın hastalıklar meydana gelmesini önlemek, ondan sonra geçici iskana geçmektir. (*) BİRAND: İlkini yapamadık. DEMİREL: Yaptık, yaptık... Bu kadar büyük bir acıya maruz kalan insanların duygusallığını anlamamak mümkün değildir. Birtakım ihmaller de vardır... Ama burası yoğun bir sanayi bölgesidir. “Dünyada tek akıllı sensin, diğerleri akılsız mı?”(*) BİRAND: Niye oraya kurduk sanayi bölgesini? DEMİREL: “Nereye kuracaktık? Dünyada tek akıllı sensin de, diğerleri akılsız mı? (Kahkahalar). 1500 sene içinde İstanbul'da 30 tane deprem meydana geldi, bunlardan 10'u büyük, üçü ise daha büyük. Türkiye'nin deprem bölgesi olmayan yeri var mı? Yok. "Deprem olur" demek gayet kolay. Ne zaman, hangi şiddette olacağını söyleyemedikten sonra "Olacağı biliniyordu" deyip geçmek hiçbir şeyi ifade etmez. Türkiye'nin çok daha iyi sivil savunma kuruluşuna, çok iyi yetiştirilmiş bin tane sivil savunmacıya ihtiyacı vardır, noksanı budur. |
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.