Ertuğrul Özkök
Neredeydin İskender Başkan? Dün gece Paris’te gözlerim hep seni aradı
Kızlar… Sakın üzülmeyin…
Ben üzülmedim, sakın siz de üzülmeyin…
Niye üzülmemeniz gerektiğini size anlatacağım.
Çünkü maç heyecanı ile unutmuş olabilirsiniz.
Ama önce dün akşam Paris’te siz İtalya’ya karşı maça çıkarken kendi durumumu anlatayım.
İkinci setten sonra dışardaydım heyecandan 10 bin adım yürümüşüm
Dün gece öldüm öldüm dirildim…
Çok eminim siz de bu duyguyu çok iyi biliyorsunuzdur.
Ekran başında aynı heyecanı yaşadığınıza eminim.
Öyle anlar vardı ki, ben gözlerimi, hatta kulaklarımı kapattım heyecandan, bazılarınız da muhtemelen ekranın başından kaçtı…
Kaçamadıysanız gözlerinizi kapattınız.
Ya bu maçı salonda seyretmek…
Yapabileceğimi sanmıyordum. Haklı çıktım.
İkinci setten itibaren kendimi dışarı attım. Heyecandan maç boyunca 10 bin adım yürümüşüm.
Olimpiyatların küresel sponsoru Procter&Gamble Türkiye beni Paris’te üç karşılaşmayı izlemeye davet etti.
Üçü de gururla izlediğimiz kadınlarımızın karşılaşmalarıydı.
İkisi kadın Milli Voleybol Takımımızın...
Biri de milli boksörümüz ve gurur kaynağımız Buse Naz’ın maçları…
Milli boksör Buse Naz Çakıroğlu'nun annesi Duygu Çakıroğlu ve Ertuğrul Özkök
Uçakta Buse Naz’ın annesiyle birlikte geldik
Dün küçük bir grup gazeteci, Buse Naz’ın annesi Duygu Çakıroğlu ile uçakta birlikte geldik Paris’e…
Bana Buse Naz’ın 13 yaşındayken nasıl başladığını anlattı.
Söz konusu gurur veren kadınlarımız olunca, gidemezlik edemezdim.
Ve böylece dün gece hayatımda ilk defa bir Olimpiyat karşılaşmasını yerinde seyrettim.
Şimdi kadın voleybolcularımızın maçına geleyim.
Kadın voleybolcularımız smaç vurdukça benim kafamda “İskender buraya” sloganı
Evet, İtalya’ya hem de 3-0 yenildik.
Üzülmedik mi? Çok üzüldük.
Ama ben dün akşamki maça bambaşka bir açıdan bakacağım.
Oradan bakınca da üzüntüm hafifledi, hatta hafiften güldüm.
Çünkü maç boyunca gözümün önüne hep Sırbistan Cumhurbaşkanı geldi.
Kadın voleybolcularımız sahada inanılmaz bir mücadele verirken, benim kafamda başka bir slogan çınlıyordu…
“Neredesin İskender bekledik de gelemedin…”
Evet gözlerim Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar (İskender) Vucic’i aradı bütün gece…
Neden derseniz biraz geriye, geçen yıla dönelim.
Sırbistan Başkanlık Sarayı’nda bir ikincilik kutlaması
Geçen yıl Avrupa Kadınlar Voleybol Şampiyonası’nda Türk Kadın Mili Voleybol Takımımız Sırbistan’ı yenerek şampiyon olmuştu.
Türk kadınlarının zaferi nedense Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar (İskender) Vuciç’e çok koymuştu.
Özellikle Ebrar ve Vargas’a fena takmıştı…
Yaptıkları paylaşımlar ve erik dalı oynamaları sinirini çok bozmuştu.
Vucic, o gün Avrupa Şampiyonası’nda ikinci olan Sırbistan Kadın Voleybol Takımı’nın oyuncularını kabul edip kutlamıştı.
Dikkat edin Sırbistan takımını ikinci olduğu için kutluyor.…
Düşünün, Sırbistan bizim kızları yenip şampiyon olsaydı, başkan neler yapacak o sarayda…
Sohbet sırasında, ikinci olan milli takımının oyuncusu Tijina Boskoviç’e, “Sen kesinlikle Vargas’tan daha iyi oyuncusun” demişti…
Tabii karşısındaki Cumhurbaşkanı…
Memleketinde bir nevi ‘Tek adam.’
Öyle olunca kimse de çıkıp şunu diyememiş…
“İyi de sayın Başkan Melissa, turnuvanın MVP’si seçildi. Yani turnuvanın en değerli oyuncusu… Kadın bize 41 sayı çaktı…”
Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar (İskender) Vuciç
Paris’te “Ebrar ve Melisa’ya Erik Dalı oynatmayacaksınız” talimatı
Başkan Türk takımının Erik Dalı oynamasına fena kafayı takmıştı.
Coach Santarelli’ye de sarmış: “Niye öyle ortaya çıkıp oynuyorsun?”
Sebebi de şuymuş.
Milli Takım çalıştırıcımız Santarelli, daha önce Sırbistan takımını çalıştırıyormuş, onların başarısında böyle oynamamış.
Ne yapalım sayın Başkan…
Demek ki adam burada daha mutlu.
Sonra sıra Ebrar ve Melisa’ya gelmiş:
“Ebrar ve Melissa’yı bir daha böyle eğlendirmeyeceksiniz…”
“Paris’te Türkleri yenin, her birinize 200 bin euro”
İskender Bey’in hedefi Paris Olimpiyatları idi.
Sırbistan Kadın Voleybol Takımı intikamını orada alacaktı.
İskender Başkan’ın açık ve yakın hedefi belliydi:
“Şampiyon olacaksınız… Bu defa salonda biz Balkan danslarını oynayacağız…”
Bunun için bir de ödül koymuştu:
“Türkleri yenin, söz; her birinize 200 bin euro prim…”
Evet, Sırbistan Cumhurbaşkanı bizim kızlara çok fena takmıştı.
Ben de ona takmış ve yazımın başlığını Ebrar'ın o şahane ince mizahı ile atmıştım:
“Boş yapma İskender…”
Ah İskender Başkan! Keşke İtalyan kızlara da 200 bin euro vaat etseydin
Eminim dün İtalya ile oynadığımız maçı o da izlemiştir.
Ve şuna da eminim.
Bizim kızlar İtalya’ya smaç üzerine smaç atarken, “Sırp kadınları olmalıydı bu akşam burada” diye çok hayıflanmıştın.
İskender Başkan’ın mutsuz gecesiydi dün gece…
Eminim bir şişe erik rakısını vurup yatağa gitmiştir.
“Seneye Paris'te Erik Dalı ile hat trick yapacağız” demiştim
Bense o yazımda Sırbistan Cumhurbaşkanı’na şöyle seslenmiştim:
“Başkan seneye temmuzda Paris'teyiz…
Önce Dünya Şampiyonluğu…
Sonra Avrupa şampiyonluğu…
Gelecek yaz da inşallah Olimpiyat Şampiyonluğu…
Oraya da geleceğiz… Hat trick yapacağız…
Hazır ol başkan…
Temmuz ayında Paris'te ‘Erik Dalı’ oynayarak seni biraz daha üzeceğiz…”
İşte bu havada gittim dün akşamki maça…
İskender Başkan 200 bin euro verirse bizim de verecek gönlümüz var
Diyecektim ki; Sırbistanlı oyuncuların 200 bir euro primi varsa…
Bizim Cumhurbaşkanımızın kızlarımıza prim vermesine de gerek yok…
Hepsi öyle motive, öyle inançlı ki…
Hepsinin ruhunda öylesine büyük bir Atatürk, Cumhuriyet ve Türkiye sevdası var ki…
“İskender Başkan hazır ol” diyecektim…
İşin çok zor… Hiç şansın yok…
Dün akşam bizden intikamını almak istiyordu ama olmadı
Ama diyemedim…
Çünkü Sırbistan bırakın bizimle oynamayı…
Yarı finale çıkamadı.
İskender Başkan’ın intikam hayalleri başka bir bahara kaldı.
Dün akşam işte bu nedenle…
O sahadan göğsümü gere gere çıktım.
Yaşayın kızlar…
Şu İskender’e rağmen yarı finali oynadınız ya…
Büyük İskender’in takımı oynayamadı ya…
Maça gelirken gönüllerimizin sultanıydınız.
Maçtan sonra da gönüllerimizin sultanısınız…
Hepinizle, tek tek gurur duyuyoruz…
İtalyan seyirciye tebrikler, takımımızı sahadan çıkıncaya kadar alkışladılar
Dün bir kere daha gördüm ki voleybol seyircisi futbol seyircisinden çok farklı.
Tam bir ‘fair play’ sporu voleybol.
Sahadaki oturma düzeninin bir özelliği vardı.
Çoğu yerde Türk ve İtalyan seyirciler karışık ve yan yana oturdu.
Bu kadar başa baş giden bir maç, bu kadar gergin bir hava ama tek olay çıkmadı.
İtalyan seyirci, sahadan çıkıncaya kadar voleybolcularımızı alkışladı.
“İzmir’in Dağları” nakaratını duyunca anlıyordum ki biz sayı yaptık
Heyecandan kendimi dışarı atıp maç devam ederken volta atıyordum.
Voleybol maçının atmosferinde ilginç bir şey var.
Hangi takım sayı yaparsa o ülkenin bir şarkısı çalıyor.
Dışarda gezerken ne zaman “İzmir’in dağlarında çiçekler açar” nakaratını duysam bizim takım sayı yaptı diye seviniyordum.
Ama ne zaman “Lacharemi cantare” diye l’Italiano şarkısını işitsem, İtalyan takımının sayı yaptığını anlıyordum.
Yarın LGBT taraftarı yoğun bir Brezilya ile bronz için oynayacağız
Dışarda heyecan voltaları atarken birçok Brezilyalı taraftar gördüm.
Daha çok İtalyan taraftarların yanında dolaşıyorlardı.
Maçta İtalyan takımını destekledikleri çok açıkça belli oluyordu.
Dün Amerika’ya yenilip final oynama hakkını kaybedince her halde gözlerini üçüncülüğe çevirdiler.
Herhalde bronz madalya için üçüncülük maçını İtalya yerine Türkiye ile oynamayı tercih ediyorlardı.
Dışarda stres voltaları atarken bir gözlemim oldu.
Brezilya’nın bayağı kalabalık bir LGBT taraftarı var.
Türkiye’nin sayısı giderek artan homofobiklerinin pek sevmeyeceği bir manzara vardı yani.
Kafayı Vargas’a takanlar İtalya takımını görünce herhalde utanmışlardır
Türkiye’de bazı ilkel kafalar Vargas’a kafayı takmış durumda.
Oysa dün bizim karşımıza çıkan İtalyan takımına bakınca acaba biraz utanmışlar mıdır?
İtalyan Milli Takımı’nda üç Afrika, bir Slav kökenli oyuncu dikkatimi çekti.
Üsküdar Belediye Başkanı Dedetaş, gençlerin yıldızı oluyor galiba
Paris’te gözle görülür bir CHP havası esiyor.
Maç başlamadan önce tribünde otururken birden dalgalanma oldu…
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş geliyormuş.
Bir anda Türk kadın seyirciler etrafını sardı ve bir selfie dalgası esti.
Çıkışta kalabalık arasında yürürken yine bir damgalanma oldu.
Bu defa Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş’ı gördük.
Genç, üzerinde kırmızı bir forma ile genç Türk taraftarlar arasında yürüyordu.
Çok sayıda genç kız ve kadın onunla selfie çektirmek için neredeyse sırayı girmişti.
Ekrem İmamoğlu’nu göremedim.
Ama Paris Olimpiyatlarını İstanbul’da 2026’da yapılacak Avrupa Olimpiyatları için çok başarılı bir platform olarak kullandığı kesindi.
Tabii Roma’ da olduğu gibi burada da Türk Büyükelçiliği İstanbul Evi’nden uzak durmaya özel gayret gösterdi.
Olimpiyat afişi önünde bu pozu sırf İskender Başkan için verdim
Kısaca dün akşam İtalya’ya yenilip Olimpiyat şampiyonluğunu kaçırsa da o kadar üzülmedim.
İşte o nedenle Paris’e iner inmez bir Olimpiyat afişinin önünde bacak bacak üstüne atarak bu pozu verdim.
Bu fotoğrafta İskender Başkana demek istiyorum ki:
“Başkan dün akşam gözlerimiz salonda seni aradı... Bekledik ama gelmedin...”
Yine de üzülme…
Hiç olmazsa oyuncu başına vereceğiniz 200 bin euro cebine kaldı.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.