Ertuğrul Özkök

Ertuğrul Özkök

Dikkat; 6 milimetre yüzünden ağlayan mutsuz bir poponuz olabilir

"Mutlu popo da ne demek?" diyeceksiniz.

Ben de dün öğrendim.

Olurmuş.

Tabii mutsuz popo da olabilirmiş.

Bugün bu çok önemli meseleyi anlatacağım size…

Bu arada "Cinceyi” öğreteceğim.

James Dean

İlk blue jean pantolonu James Dean’in üzerinde gördüğüm gün

“Devlerin Aşkı” filmi 1956 yılında gösterime çıktı.

Ben filmi İzmir’de, galiba 1964 yılında başında seyrettim.

Hayatımda ilk blue jean’i o filmde James Dean’in üzerinde gördüm.

Arabanın içinde otururken gösteren o fotoğraf ilk blue jean ikonamdı…

Ve bittim tabii…

İlk blue jean'imi 1967’de halamın oğlu verdi

İzmir’de Amerikan pazarlarında satılırdı.

Ama paramız almaya yetmezdi.

İlk blue jean'im bana halamın oğlu Tuncay Yakalı’dan geldi.

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi’ni bitirdikten sonra doktora için Almanya’ya gitti…

Döndüğünde üzerinde bir blue jean vardı.

Onu 2 yıl kadar giydikten sonra bana verdi.

İlk jean’li fotoğrafım, kesik bermuda jean’leydi

Yıl 1967’di ve o sırada üniversitede öğrenciydim.

Bir yıl sonra Tansu ile tanıştığımda üzerimde o jean vardı.

Ama dizi yırtıldı.

O yıllarda yamalı jean modası yoktu ve ben de jean'imin dizden aşağısını keserek onu bermuda pantolon olarak giydim…

O nedenle bir jean pantolonla ilk fotoğrafım, işte böyle bermuda jean'ledir.

Kendi paramla aldığım ilk jean bir Wrangler’dı

1970 yılında Paris’e gittiğimde kendi paramla ilk jean'imi satın aldım.

Jean demek Levi’s demekti ama o yıl Wrangler yükselmeye başlamıştı ve onu aldım.

1.81 boyunda 64 kilo bir gençtim ve ilk jean size’ım 28-32’ydi.

Bugün artık 32-32 giyiyorum.

Yıllar belime bunu ekledi.

Ama hâlâ kendimi bir blue jean içinde çok iyi hissediyorum.

Jean hepimizin şahsi gardırobumuzda, hikâyesi en fazla yazılmış giyeceğimizdir.

Gençken popolarımızın jeanle hiçbir sorunu yoktu.

Artık var.

New York Times’ın baş fashion yazarı ‘kıç’ meselesini yazdı

Herkes için olmalı ki, New York Times gazetesi geçen çarşamba günü uzunca bir yazısını blue jean’e ayırdı.

Üstelik bu yazıyı gazetenin baş fashion yazarı Vanessa Friedman yazdı.

İşte "mutlu" ve "mutsuz" popoların hikâyesini orada okudum.

Veya "ağlayan" ve "gülen popolar…"

Siz buna "g.t" de diyebilirsiniz ve bu da yazıyı daha çekici kılabilir.

Vanessa Friedman ise "butt" yani "kıç" kelimesini tercih etmiş.

New York Tımes AI’ı, jean’i neden ‘kot’ diye çevirdi?

Önce şu eğlenceli ayrıntıyı aktarayım. New York Times’ın “Türkçeye çevir” yazısına bastığınızda, AI’ın (yapay zekanın) jean kelimesini Türkçeye “Kot” olarak çevirdiğini görüyorsunuz.

1960’lı yıllarda Türkiye’de Levi’s kopyası ilk jean'ler üretildiğinde, bunu yapan ilk firma, markasını “kot” olarak koymuştu.

O nedenle bütün ilk gençlik yıllarımızda biz jean'e hep kot dedik.

O marka Türkçeye jean’in karşılığı olarak geçti.

Cepler 6 milimetre aşağı konursa ağlayan bir kıçınız olur

Jean’in gülme ve ağlama ölçülerini belirleyen insan Benjamin Talley Smith isimli bir Kanadalı.

Bugün dünyada en iyi bilinen ve Kendal Jenner gibi ünlülerin giydiği jeanleri de tasarlayan kişi o.

Jean’de en önemli ayrıntının cep olduğunu söylüyor ve devam ediyor:

“Kot pantolon insanın kıçını gerçekten nasıl iyi gösterir? Eğer cepleri 6 milimetre aşağı yerleştirirseniz, poponuzun yüzü asılır.

Mutsuz bir popodur bu.

Ama onu 6 milimetre yukarı çekersen…

İşte o zaman popon gülümser.

O da mutlu bir popodur."

Dediğim gibi, isteyen bunu “mutlu g.t” diye de okuyabilir.

Cincede ‘bıyık’, magandanın üst dudağındaki ‘kıllar’ değil

Yazıdan bir şey daha öğreniyoruz.

Jean’in kendine ait bir dili ve sözlüğü varmış.

“Cince” yani…

Size bu sözlükten birkaç madde başlığı ve anlamlarını okuyayım.

(*) BIYIKLAR: Jean dilinde “whiskers”, yani “bıyıklar” dendiği zaman bu, bir magandanın dudağının üstündeki kılları ifade etmez.

Veya kedinizin bıyığı anlamına gelmez.

Jean’ dilinde “bıyık”, kasıkta yayılan oturmanın yarattığı ince soluk çizgileri anlatır.

‘Hayalet yamalar’ da sevimli Hayalet Casper değil

(*) HAYALET YAMALAR: ‘Ghost patches…” Yani “hayalet yamalar…”

Bunlar perili evlerde görülen hayaletler veya Sevimli Hayalet Casper değil.

Cincede “yamaların kot pantolon üzerinde yarattığı açık veya koyu lekeler” anlamına geliyor.

Jean’in üzerindeki ‘hanedan nişanları’ ne anlama geliyor

(*) HANEDAN NİŞANI: ‘Chevron’ bunun anlamı, ‘hanedanlık nişanı’  değildir.

Terziliğin teknik diliyle, “indigo sürtündüğünde oluşan, iç uyluğun dikişlerindeki küçük büzüşmelere” verilen isimdir.

Biliyor musunuz jean’in bir ‘altın oranı’ var

(*) SİHİRLİ ÜÇGEN: “Magic triangle’, yani ‘sihirli üçgen…’

Bu da “Bermuda Şeytan Üçgeni” değil.

Aslında bu ‘altın ortalamanın’ blue jean'deki ölçüsü.

Yani ‘arka ceplerin boyunduruk ve orta dikişleri arasındaki yerleşimini’ ifade ediyor.

Ama bu cümle ne anlama geliyor derseniz, işte onu bilmiyorum.

Memleketin bunca meselesi varken popomuzla gülecek miyiz?

Bütün bunlar “Memleketin bunca meselesi varken çok lüzumsuz şeyler mi?”

Öyle düşünmeyin.

Bir kere mesele popomuzla gülmek değil, popomuzu güldürmek.

Bütün dünyada en hızla yükselen beden parçası artık popolar.

En iddialı estetik müdahaleler oraya yapılıyor.

Kadınlar kadar erkekler de “Brezilya poposu” veya “Afrika poposuna” sahip olmak için en riskli ameliyatların masasına yatıyor.

Popoyu en güzel gösteren giyim türü ise hiç kuşkusuz blue jean.

Ama görüyorsunuz ceplerin yerleşmesinde 6 milimlik bir kayma, estetikçinin sihirli ellerinin yarattığı o taş gibi popoyu bir anda muşmula suratlı bir maymuna çevirebilir.

Gülen popo pazarı 2030’da 121.5 milyar dolar olacak

Bana göre yaşlanma, beden estetiğinde en büyük zararı popoya veriyor.

Sarkan bir popo, görsel cazibenin en büyük düşmanı. Cinsel arzuyu en hızla arttıran ama en hızla da öldüren cazibe.

O nedenle blue jean'inizi iyi seçin.

New York Times’a göre küresel jean pazarı 2030 yılında 121.5 milyar dolara ulaşacakmış.

Tabii bu Türkiye için güzel bir haber. Dünyada blue jean yapımında kullanılan denim kumaşı üretiminde en büyük iki ülkeden bir Türkiye.

Jean artık amele pantolonu değil

Jean bundan 40 yıl önce sadece Levi’s, Wrangler ve Lee gibi markaların elindeydi.

Üst segment bir ürün değildi.

Ama bugün artık, Alexander Wang, Helmut Lang, Armani, Marc Jacobs gibi en üst segment markalar da kendi jeanlerini yapıyor ve 1000 dolardan fazla fiyatlarla satıyorlar.

Ben 15 yıla yakın bir süredir sadece Mudo ve Mavi Jean pantolonlar giyiyorum.

Kesim ve kalitelerinden çok memnunum.

Dün saydım 14 mavi, 10 kadar da başka renk jean'im var

Herkesin bir jean’i vardır.

Hem de öyle bir tane değil.

Dün saydım.

Her gün kullandığım askılarda 14 blue jean pantolonum vardı.

Buna siyah, haki ve başka renk jean kumaşlarından yapılanları da eklerseniz, sanırım 25’i geçer.

Bir de 30 yıl önce aldığım ve bugün artık ‘vintage’ sayılacak, geniş paçalı eski jean'lerim var tabii…

Bir türlü atamadığım…

Dün baktım bunlardan ikisi, bugün yine moda olan geniş, aşağıda yan cepli jean'ler olarak duruyor.

Özetlersek…

Aman dikkat bütün mesele 6 milimetrede…

Cepleri 6 milimetre aşağı çekerseniz…

Poponuz mutsuz olur.

Siz daha da mutsuz olursunuz.

Artık insanlarımız gülemiyor, hiç olmazsa popolarımız gülsün.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.