AŞ-İŞ İçin OY

31 Mart 2024 İstanbul Belediye Başkanı seçimi, tıpkı 31 Mart 2019’da olduğu gibi daha şimdiden Partili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan’la, CHP’li Ekrem İmamoğlu arasında bir seçime dönüştü.

Hem de bu kez beş yıl önce olduğu gibi yalnız sadece R.T. Erdoğan’ın marifetiyle değil, E. İmamoğlu’da açıkça öyle istiyor. 

Ve üstelik AK Saray partisinin (AKP’nin)) son seçimde düştüğü durumu gördüğü için, kendisinin yüzde 52 olan oyuna güvenerek yerel seçimi bütün Türkiye’de AK Saray’la CHP arasında bir seçime dönüştürmek istiyor.

Bunu yaparken de, yeni Genel Başkan Özgür Özel’i E. İmamoğlu’nun emanetçisi göstererek, CHP’deki iç bütünleşmeyi ve toparlanmayı engellemek istiyor.

O nedenle ben bu hafta yazımı, İstanbul örneğinden çıkarak, Diyarbakır’dan Muğla’ya, Trabzon’dan Adana’ya, seçimlerle ilgili elli yıllık birikimimin çok kısa bir özetiyle sürdürmek istiyorum:

2015’in başından beri yılın büyük kısmını eski Çevikçe mahallesindeki doğduğum evde geçiriyorum. Amasya’mız MÖ 7000’lerden gelen özgün kültürünü, mimarisini, inanç ve bağlılıklarını en az yitiren Anadolu illerimizin başında gelir.

Bu nedenle de, üst düzey kamu yönetiminde özel bir yeri olan valilerimizden Kemal Nehruzoğlu’nun Amasya’ya taktığı “Müze Kent” tanımı, yaygın bir kabul görmüştür. 7 Haziran 2015 seçiminden bu yana da oyumu Amasya’da kullanıyorum.

1977 seçimlerinde ön seçimle liste başı olduğum ve milletvekili seçildiğimde, partim CHP, Amasya’da yüzde 46 oyla birinci oldu. 1974 yerel seçiminde de, CHP adayı Gündüz Türem yüzde 52 oyla Amasya Belediye Başkanı olmuştu.

O tarihten sonra 2002’ye kadar hep merkez sağ partiler belediye başkanlığını aldılar. AKP, kurulduğundan beri de orta kuşak Anadolu’nun diğer illeri gibi Amasya’da da yerel seçimleri kazandı. 31 Mart 2019 seçiminde ise Amasya’da belediye başkanlığını MHP’ye bıraktı (kaptırdı).

Amasya’yı örnek vermemin nedeni, 31 Mart 2019’da sandıklarda oy kullanırken seçmenin tepkisini canlı görme ısrarımdı. Çünkü her seçimde ve her yerde yaşayarak bellediğim şu savım, o seçimde de belgelendi. “Evet, 1989’da İstanbul’da, 1994’te Adana’da, 2002’de Ankara’da ve her seçimde her yerde olduğu gibi 31 Mart 2019 seçiminde de, seçmenin oyunu kullanırken tek gerekçesi yine, aş ve iş (sofra) derdi oldu”.

2015 seçiminde AKP’nin (R.T. Erdoğan’ın), batıdan başlayan ve 2019’da doğuya doğru gecikerek sarkan ve artık her seçimde hızlanarak sürecek olan düşüşünün, teşkilatının yorgunluğuyla-beka-Fetö-güven kaybıyla, hatta demokrasi karşıtlığı ya da İstanbul’da Binali Yıldırım gibi aday hatası ile filan hiçbir ilgisinin olmadığı da sandık sonuçları ile belgelendi.

Sanılıyorsa ki, Tek Adamlığının önündeki tek kalan resmî engel 40 kez değiştirdiği “Anayasa”? Hayır, AK Sarayın bütün derdi çözemediği ve çözemeyeceği, giderek tırmanacak olan pahalılık yani halkın AŞ ve İŞİ derdi.

Yargı krizini de kendisi bilerek çıkarttı. Gündem değiştirmek için. İşte ben de yine ısrarla bu gerçekleri anımsatarak, yeni Genel Başkan Ö. Özel’in kimsenin gölgesinde kalmadan CHP’nin lideri olarak, halkın gerçek gündemi Aş-İş (Sofra) derdini ülke gündemine hâkim kılmasını diliyorum.  

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.