Ergün Aydoğan
Neyin yerel seçimi, seçimler sonrası...
İktidarıyla, muhalefetiyle saatler 1 Nisan’a göre ayarlandı. 31 Mart yerel seçimlerinde ne olacak, iktidar yerel seçimlerden güçlenerek mi yoksa güç kaybederek mi çıkacak, 2019’da kaybettiği İstanbul ve Ankara’yı tekrar geri alabilecek mi? Güçlenerek çıkarsa ne olur, güç kaybederek çıkarsa ne olur?
İktidar yerel seçimlerden güçlenerek özellikle İstanbul’u alarak çıkarsa, Erdoğan inşa ettiği rejimini yeni anayasayla tahkim ederek daha da güçlenecek, bir anlamda rejimini ‘Anayasal’ hale getirecektir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli son seçimim diyen Erdoğan’a, asla ‘bırakamazsın, gidemezsin’ diyerek çoktan ‘kurtarıcı lider’ rolü yükleyerek (22 yıldır kurtaramadığı neyi kurtaracak sorusa da ayrı bir soru) desteğe hazır olduğunu ilan etti. Bahçeli’nin açıklamasının ardından AKP yetkilileri hemen yeni anayasa mesajları vermeye başladı.
Seçimlerden güçlenerek çıktıktan sonra, Meclis’te çoğunluğu sağlamak için milletvekilleriyle yoğun temas trafiği işlemeye başlayacak, Meclis’te yeterli çoğunluk sağlanamayacağı görülürse referandum yoluyla yeni anayasa yapılmak istenecektir. Mayıs seçimlerinden sonra yerel seçimlerden de güçlenerek çıkan iktidarın referandumda kamuoyunu ikna etmesi çok zor olmayacaktır…
Tabi kuvvetler birliğini esas alan yönetim modelini yeni anayasayla tahkim ettikten sonra, Türkiye’yi zor günlerin beklediğini görmek için kahin olmaya gerek yoktur. Kontrolsüz gücü ele geçiren siyasi anlayışa dur diyecek bir mekanizma kalmadığı gibi muhalefetin sesi de artık duyulmaz hale geleceğinden ve de iktidar bütün olumsuzluklara rağmen her şartta halkın desteğini aldığını gördükten sonra ‘biz ne yaparsak yapalım, halkın desteği bizimle’ diyerek kontrolsüzlüğü olağan hale gelecek, demokratik iklim değil, otoriter iklim hakim hale gelecektir.
Ayrıca iktidar çevreleri sürekli olarak CHP’ye DEM üzerinden yüklenirken, DEM siyasetçilerinden Erdoğan’a yönelik ‘güç devşiren’ açıklamaların gelmesi de anlamlıdır. Gerçekten DEM Kent Uzlaşısıyla CHP’nin kazanmasını mi istiyor yoksa AKP kazanırsa yeni bir sürecin önü mü açılır diye plan yapıyor. Çünkü önde gelen Kürt siyasetçilerinden gelen bu açıklamalar seçimler sonrası iktidarla açık veya gizli zımni bir anlaşma mı var sorularını akla getirmektedir.
Önde gelen Kürt siyasetçiler…
DEM Parti Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ahmet Türk, 14-28 Mayıs seçimlerine ilişkin ‘’CHP’yi destekledik ama ortada lider yok’’ ifadeleriyle birlikte ‘’Kürt sorununu çözmek isterse Erdoğan çözer, liderdir, güçlüdür.’’
Daha önce ‘’İmralı, Edirne’ye hesap soracak’’ diyen Erdoğan’la ilgili. İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından Diyarbakır’da düzenlenen Kürt meselesinin çözümü ve Barış Konferansında okunan Selahattin Demirtaş ve Selçuk Mızraklı’nın mesajında ‘’Kürt sorununun çözümü için muhataplar Öcalan ve Erdoğan’dır.’’ Denmesi dikkate değerdir!
Leyla Zana yıllar sonra suskunluğunu bozarak ‘’Sayın cumhurbaşkanı ‘süreci dondurucuya kaldırdım’ diyor. E artık miadı geçmek üzere, bence dondurucudan çıkarıp bu işi esastan ele almak gerekiyor’’ dedi.
Bu açıklamalara paralel iktidar çevrelerinden de seçimlerden sonra yeni bir açılım süreci başlayacağı yönünde gelen mesajlar esas anlaşmanın CHP-DEM ile değil AKP ile yapıldığı hissiyatını kuvvetlendirmektedir.
İktidarın güçlenerek çıktığı seçim sonucunda muhalefet partilerinin tümünde hesaplar yeniden yapılacak. CHP’de kurultay çağrıları hemen yapılır, kayıpların faturası Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu’nda sorulmak istenir Kemal Kılıçdaroğlu ekibi kurultay sürecini başlatarak adaylaşma sürecinin hesabı üzerinden tekrar partide iktidar olmak isteyeceklerdir.
İYİ Parti ve diğer partilerde de alacakları sonuçlara göre iç tartışma ve kurultay süreçleri başlayacaktır.
Peki iktidar güç kaybeder CHP İstanbul’u alır, seçimlerden güçlenerek çıkarsa bu sefer seçim sonuçlarına endeksli parti içi muhalefet sessizliğe bürünür, kurultay ihtimali ortadan kalkar. Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da kazanmasıyla birlikte partideki gücü etkinliği daha da artacaktır. Birilerinin Özgür Özel Ekrem İmamoğlu tartışması-rekabeti beklendiği gibi hemen olması beklenmemelidir.
Siyaset dışında ekonomik açıdan bakmak gerekirse. İktidarın güçlenerek çıkması halinde iktidar uygulanan politikalardan halkın memnun olduğu düşüncesiyle, ücretli kesime ve emeklilere ücret artışlarının yapılmayacağı. Sıkılaştırma politikasının devam edeceği, gelirleri azaltarak, harcamaların kısıtlanmasıyla fiyat artışlarının önüne geçilmesi yönünde politikalar uygulamaya devam edilecek, yüksek kur, yüksek faiz; 2028’e kadar seçimde yok, kemer sıkmaya devam…
Görüldüğü gibi bu sadece yerel yönetimlerin seçileceği bir yerel seçimin çok ötesinde hem siyasi em de ekonomik anlamda Türkiye’nin siyasi ve ekonomik yönünü belirleyecek kadar önemli bir seçimdir. Bakmayın siz İstanbul adayı Murat Kurum’un ‘’CHP’li belediyeler bu seçimi aldığında emekli maaşı mı artacak?’’ sözlerine. Muhalefet kazandığında iktidar emeklinin geçim derdinin olduğunu, kendisine ceza kestiğini görecek.
İktidarında, muhalefetinde, Türkiye’nin geleceği bu seçimlere bağlı.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.