
Ergün Aydoğan
Milli İrade Silivri'de...
16 Milyon İstanbullunun 3 kez seçtiği, dünya tarihine geçen bir katılımla 15,5 milyon partili partisiz vatandaşın iradesiyle cumhurbaşkanı adayı olan Ekrem İmamoğlu’nun, İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle açılan davanın duruşması için Silivri’deydik.
Malum Silivri yoğunluğuna takılmamak için saat 10’da yapılacak olan duruşma için saat 0:9’da Silivri’deydik. Çok sayıda duruşma salonlarının olduğu binaya giriş yaptık, izleyici kartımızı aldık, görevli rütbeli Jandarmalar son derece saygılı ve nezaketliydi; ikram edilen çayı içtik, duruşma anının gelmesini beklemeye başladık. Dışarısının soğuk olduğunu söylediğimizde görevlilerden biri Silivri gerçekliğini ifade eden ‘’Silivri soğuktur’’ cümlesini kurdu! Milletvekilleri, belediye başkanları, partililer ve Ekrem İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu ve oğulları geldiler; olağanüstü üzgünlükleri yüzlerine yansımıştı! Duruşmanın yapılacağı 2 kat alttaki 2 nolu duruşma salonuna sınırlı sayıda katılımcıyı aldılar.
Görevliler eşliğinde her zamanki şık hali yüksek özgüveniyle Ekrem İmamoğlu girişi esnasında kendisine gösterilen sevgiye gülerek ve el sallayarak karşılık verdi. Mahkeme heyeti yerini aldı, savunma avukatlarının duruşmanın yeri ile ilgili talebini heyet redderek, mahkeme başkanı İmamoğlu’na hakkındaki suçlamaları kabul edip etmediğini sordu,
EKREM İMAMOĞLU SAVUNMASINDA:
‘’Beni terörle yan yana getirenin alnını karışlarım. Neden burada olduğumu sorguluyorum ve anlamakta zorlanıyorum. Yürütülen süreçle ilgili kaygı duyuyorum ve üzülüyorum. Ergenekon savsatasını 10-15 defa takip etmiştim, insanların mücadelesine şahit olmuştum. Ailelerin ne kadar zorluk çektiğini biliyorum. Ne yazık ki bu salonlar adalet adına güzel izler bırakmadığını söyleyebilirim.
Elbette sizler yargı adına burada oturuyorsunuz ama ben de bu ülkenin ve dünyanın en kadim şehrinin belediye başkanı olarak buradayım. Cennet vatanımızın gözbebeği İstanbul’umuzun belediye başkanı olarak buradayım.
Ben burada niye bulunuyorum? Çünkü ben 16 milyon İstanbullunun; bir kişinin malı mülkü gibi davranıldığı bir ortamda üç kez seçim kazanmış, milletin iradesinin geçerli olduğunu, o sandıkta bütün engellemelere rağmen kazanmış bir kişi olduğum için buradayım… Silivri’de yargılanmış olmak elbette üzücüdür ama benim milletin huzurunda konuşmanın refahlığı vardır, bunun bilinmesini isterim.
Ben belediye başkanı olduğum andan itibaren talana, ranta karşı durduğum için buradayım. Kreş, yurt açtığım için buradayım. İşsizlere iş bulduğum, Anne Kart çıkardığım, insanların yanında olduğum için buradayım. 40 TL’ye insanların yemek yemesine vesile olduğum için buradayım. İnsanları, çocukları, bebekleri eşitleyen, partizanlığı söküp atan, insanlara güzel bir gelecek sunmak adına imkanlarını seferber eden bir anlayışı sunduğum için ben buradayım…’’
Ayrıca ‘’İstanbul’u 3 kez kazandığım için buradayım’’ diyen İmamoğlu, savunmasında ‘’Vatandaşların vergisiyle çalışan TRT beni itibarsızlaştırmak için yalan ve iftirayla haber yapacağına bu duruşmayı yayınlasın’’ ifadelerini kullandı.
Ekrem İmamoğlunun tarihe geçen, tarihi savunmasının tamamı ‘’ekremimamoglu.com/konusmalarim/m…’’ adresinden okunabilir, lütfen okuyun!
DURUŞMA NE OLDU?
Akın Gürlek’in avukatının dosyaya katılma talebini, ’tehdit ve hakaret’ suçlamalarından kabul etti. Ancak Gürlek’in ‘terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme’ suçlamasında zarar görmediği gerekçesiyle, bu suç yönünden katılma talebinin reddine karar verildi.
Mahkeme heyeti karar için verilen 5 dakikalık aradan sonra kararını 16 Haziran saat 10’da aynı yerleşkede yapılmak üzere ertelediğini ilan etti.
Peki davaya konu olan sözler neydi? CHP Gençlik Kolları Başkanının gözaltına alınması üzerin, 20 Ocak 2025 Ülke Politikaları Vakfı toplantısında Ekrem İmamoğlu ‘’bak başsavcı sana söylüyorum. Biz var ya, senin evlatlarının bile, sana hiçbir faydamız olmaz, senin zihnin çürümüş de, senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız.’’
MİLLİ İRADEYE NE OLDU?
Kazanırken milli iradeyi dilinden düşürmeyen, kutsiyet atfedenler kaybetmeye ‘Milli İrade’ kendilerini terk etmeye başlayınca ‘Milli İrade’yi yok sayıyor. 25 yıl İstanbul’u yöneten irade 2019’da kaybetmeyi hazmedemedi seçimi iptal etti, tekrarlanan seçimi de kaybetti. 5 yıllık engelleme, karalama ve dezenformasyon çabalarına rağmen 2024’de açık ara bir kez daha kaybetti. Bu sefer seçimi iptal etmenin sonuç vermediği tecrübesiyle birden fazla suçlamalarla araçsallaştırılan yargı eliyle görevden el çektirilen İmamoğlu ‘tutuklu’ yargılanıyor.
Oysa benzer suçlamalar yöneltilen Erdoğan sadece TCK 312/2 maddesine dayanarak ‘’halkı din ve ırk farkı gözeterek kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek’’ suçlamalarından değil ‘’AKBİL ve benzeri mali suçlamalarla’’ ilgili yargılanırken tutuklanmadı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı sürdürmeye devam etti. Görevden alınmadı.
Ekrem İmamoğlu, belediye başkanları ve yakın çalışma ekibi ‘’tutuksuz’’ yargılanmalıdır.
BU BİR DARBE MİDİR?
Siyasi otoritenin 19 Mart’ta yaptığına neden darbe deniyor?
Darbe sadece iktidarda olana karşı yapılmaz. Veya illa silahlı-askeri olması gerekmez. İktidara yasal ve demokratik yollarla gelen bir lider veya parti, iktidardan gitmemek adına kontrol ettiği devlet gücünü suiistimal ederek o yasal ve demokratik yolları ortadan kaldırıyorsa bu da bir darbedir.
Seçimi kazanacağı anlaşılan rakip ‘kanıtlanmamış’ suç iddialarıyla yargı yoluyla ‘tutuklanıyor’sa bunun başka bir adı yoktur!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.