Av. Namık Havutça

Av. Namık Havutça

Silivri Yargılamaları ve Adalet

Dün yaşanan CHP Cumhurbaşkanı adayı sayın İmamoğlu’nun yargılandığı Silivri Duruşması Ergenekon ,Balyoz ve askeri casusluk davalarını hatırlattı. Yaşanan süreç bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti.
O günleri hatırlayın, Ergenekon davası diye başlayan tarihimizin en büyük yargı suikastı.uyduruk deliller ,gizli tanıklar ,sahte diijital içerikler ,yandaş basında herhangi çarşaf çarşaf tapılan yayınlar .Kişiler önce mahkum ve suçlu ilan ediliyor,sonra delil toplanıyordu.Yandaş basında Hedef gösteriliyor,sonra da tutuklanıyorlar ve Silivri’ye gönderiliyordu.Kimler yoktu ki bu torbanın içinde Türkiye ‘nin yetiştirdiği dünya çapında  başarılı organ nakli hocası Mehmet Haberal ‘ından ,namuslu bilim adamı ,aydın ve gazeteci yazarları,kahraman asker ve generallerine kadar .Türkan Saylan ,İlhan Selçuk,Mustafa Balbay ,Tuncay Özkan daha niceleri .
       2007 yılında İstanbul Ümraniye’de bir gecekonduda bulunduğu iddia edilen 27 el bombasıyla başlayan bir soruşturma ,kısa sürede geniş bir operasyona dönüşmüş ve Türkiye’nin siyasi, askeri ve toplumsal yapısını derinden etkileyen bir dava haline gelmişti.Soruşturma, emekli ve muvazzaf generaller, subaylar, gazeteciler, akademisyenler, siyasetçiler ve mafya liderleri gibi çok çeşitli kesimlerden kişileri hedef almış; bu kişiler, “Ergenekon terör örgütü” adı altında darbe planlamak, kaos yaratmak ve hükümete karşı komplo kurmakla suçlanmıştır.

Dava öncesi dönemde, yandaş basın, hükümetin Ergenekon soruşturmasını destekleyen bir narrative oluşturmuş ve sanıklara yönelik çeşitli suçlamaları gündeme getirmiştir. Bu iddialar, davanın meşruiyetini güçlendirmeyi amaçlamış, ancak daha sonraki yıllarda birçoğunun sahte delillere dayandığı ortaya çıkmıştır.
    O “Ergenekon Terör Örgütü “ şemasını hazırlayan  Mahkeme Hakim ve Savcıları şimdi nerde biliyormusunuz ?Feto terör örgütü üyeliğinden firari ve kırmızı bültenle aranıyor. 2013’te sanıklara ağır cezalar verilerek sonuçlanmış, ancak 2016’da Yargıtay tarafından usul ve esas yönünden bozulmuştur. 2019’da İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi, tüm sanıkların beraatine karar vermiş ve davanın bir “kumpas” olduğu resmi olarak tescillenmiştir. Bu süreçte, davada görev alan birçok savcı ve hakimin Gülen Hareketi ile bağlantılı olduğu ortaya çıkmış, bu kişiler meslekten ihraç edilmiş, tutuklanmış veya firar etmiştir.

Biz o süreçte “Hukuk skandalı “olarak tespit ettiğimiz  bu yargı eliyle yapılan suikastı  19 Şubat 2014 tarihinde CHP Milletvekili arkadaşlarımız ile TBMM’te bir araştırma önergesi vererek sürecin araştırılmasını talep etmiştik.Ergenekon davası denilen Türkiye’nin yakın tarihinde yargı ve siyasetin kesiştiği en tartışmalı davalardan biri olarak kalmış, yargının siyasallaşması ve delil manipülasyonu gibi konularda önemli tartışmalara yol açmıştı. Bütün bu gelişmeler öncesi ve sonrası gelişen olaylar sırasıyla izlendiğinde; hukukun üstünlüğüne inanmış insanlar olarak sık sık dile getirdiğimiz hukukun yanıltılarak masum insanlar hakkında cezalar verildiği bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bütün bu yargılamalar karar verilen ve hatta kesinleşen davalarla ilgili kuşkular, hukuka olan inancı sarsmış, hukuksuzluk iddialarını tartışılır kılmıştır. 
    Şimdi de bu skandalların başka versiyonları ortaya konuluyor,kumpas ve iftira araçları  değişti tabi daha çok sosyal medyada özellikle  X’de gazeteciler,yazarlar çizerler,seçilmiş siyasetçiler geri gösteriliyor ,adeta savcılık makamı yerine geçip tutulanma bile isteniyor.Hukuk yok,delil yok,yargılama yok,masumiyet karinesi yok,Suç ve Cezada kanunilik ilkesi yok.Usul hukuku yetki ve görev de yok .Ben şu anda İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarını yargılanmadı  noktasında hak hukuk ADALET adına  yargılama süreçlerini yöneten İddia,Savunma ve Hüküm tesis eden Savcı,Avukat ve Hakim meslektaşlarımızın Ergenekon ,Balyoz,Askeri Casusluk davası süreçlerinin ,hukuk tartışmalarının TBMM tutanaklarında o tarihlerde geçen tartışmaları iyi incelenmesini tavsiye ederim.Çünkü TBMM tutanakları en güçlü tarihsel delilleri teşkil eder.
    Toplum ikiye bölünmüş, ya siyahsın ya beyaz .Ya benimsin ya da kara toprağın,değil .Bu toplumsal deli gömleğini yırtacağız .Hukukun ne olduğu Baralor Birliği söyler ,Barolar söyler . Hepimiz bizden ,sizden demeden Hakkaniyetin,Adaletin ,Yargı bağımsızlığının HUKUK Devletinden yana TARAF olacağız:
   Hepimizi sağcısı ,solcusu ,ötekisi berisi bütün farklılıklarımıza saygı duyarak, bizi bir arada barış içinde yaşatacak yegane düzen HUKUK devletidir.
whatsapp-image-2025-04-12-at-13-48-13-1-001.jpegwhatsapp-image-2025-04-12-at-13-48-13-001.jpeg

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.