Ergün Aydoğan
Kandırılan kitleler, kandırılmaya hazır kitleler!
Sırrı Süreyya Önder, Pervin Buldan ve Ahmet Türk’ten oluşan İmralı heyeti TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli görüşmesinden sonra hafta içinde AKP, CHP ve diğer partilerle görüşecek. Stratejik hamle olsa gerek İmralı heyetiyle Erdoğan değil grup başkanı Abdullah Özer görüşecek. Geçmiş açılım süreçlerindeki gibi herhangi bir olumsuzlukta ‘’sürecin sahibi biz’’ değiliz demek için Erdoğan öne çıkmıyor, heyetle görüşmüyor! Süreç Bahçeli üzerinden yürüyor…
Her ne kadar Bahçeli ‘süreç’ yok dese de, İmralı Heyeti ‘süreç’ten memnun. Adı konmamış olsa da yeni ‘açılım süreci’ çok hızlı ilerlemektedir…
Ve fakat açılımın siyasi aktörleri Mayıs/23 seçimlerinde halkı kandırmış, halka yalan söylemişlerdir. Erdoğan ve Bahçeli değil miydi seçimler boyunca halka, ülkenin beka sorunu terördür, karşımızdaki ittifak Millet İttifakı değil, teröristlerle işbirliği yapan ‘zillet’ ittifakı diyen. Erdoğan ve Bahçeli değil miydi Altılı masanın altında yedinci ortak DEM diyenler. Erdoğan ve Bahçeli değil miydi Kılıçdaroğlu seçilirse teröristleri salıverecek diyenler.
Oy verenler ‘aç kalsam da, geçinemesem de, beka sorunu yaşamayalım, aman teröristler salıverilmesin’ diye oy vermediler mi, ne oldu şimdi oy veren halk kandırılmış, aldatılmış olmuyor mu?
Şimdi oy verenlerin, siz gizli gizli bebek katili Öcalan’la görüşüyordunuz, pazarlıklar yapıyordunuz ama bunu bizim oylarımızı alabilmek için bizden gizlediniz mi yoksa, 18 ayda şartlar değişti konjonktür gereği terörist dediklerinizle pazarlığa mecbur mu kaldınız diye sorsalar haklı olmazlar mı, ne dersiniz? Oy veren kitleler biz size teröristlerle işbirliği yapmadığınız için, seçildikten sonra teröristbaşı Öcalan ve onun istediği teröristlere af getirmeyeceğiniz için oy verdik, bunları yapacağınızı bilseydik oy vermezdik derlerse ne diyeceksiniz!
Oy verenlerin duyguları istismar edilmiş, halk kandırılmıştır! Suçlayarak CHP İmralı’daki caniyi serbest bırakacak dediğinizi siz yapıyorsunuz; ne değişti, neyin karşılığında?
KANDIRILMYA HAZIR KİTLELER…
Kandırılan seçmenlerin dışında kandırılmaya hazır seçmenler var onlar, iktidar ne derse desin inanmaya, iktidarın her dediğini doğru kabul etmeye hazır bir kitle. Bu kitleler peşinden gittikleri Erdoğan’ın 4 Mayıs 2023’de ‘’Selo’sundan Apo’suna hapisteki tüm PKK’lıları çıkartacağız diyorlar. Söylesene Bay Bay Kemal Meclis’te HDP ile ne konuştun?’’ sözlerine o günde inanıyordu, bugün de Apo’yla görüşmesini doğru kabul ediyorlar.
Hande Fırat’ın, ‘’Öcalan’a özgürlük söz konusu olabilir mi bu ülkede’’ sorusuna Erdoğan, ‘’bunu AK Parti olarak bize soruyorsanız böyle bir şey olamaz. Ama şu anda anamuhalefete sorarsanız anamuhalefet olabileceğini zaten açıkladı hem terörsitbaşı ile açıkladılar hem de Selo ile ilgili açıkladılar. Bizim kitabımızda böyle bir şey yok. Bunca insanı öldüreceksin, bunca insanın kanına gireceksin, ondan sonra da buna özgürlük diyeceksin. Böyle bir şey olabilir mi?’’
Cumhur İttifak ortağı Devlet Bahçeli seçimlerde ‘’Kılıçdaroğlu’na soruyorum neyin karşılığında HDP’ye boyun eğdin? Hangi pazarlıkların sonucunda PKK/YPG’ye kucak açtın’’ dedikten sonra…
Oy verenlerin aynı soruları bugün Erdoğan ve Bahçeli’ye ‘’hani kitabınızda teröristbaşına af yoktu. Bunca insanı öldüren, kanına girene özgürlük olmazdı. Siz, PKK/YPG’ye ne diye kucak açıyorsunuz’’ diye sorması gerekmez mi? Elbette gerekir ama iktidar ne derse desin her dediğine sorgusuz sualsiz inanacak kitleler var.
İktidarın en büyük gücü, Edward Bernays’ın propaganda liderliği ‘’kitlelerin zihinlerini biçimlendirerek bir mekanizma sunar, böylece güçlerini arzulanan doğrultuda kullanırlar. Liderlik, halkın zihnini aynı bir ordunun askerlerinin bedenlerini bölük bölük yönettiği gibi yönetebilir.’’ Bu ‘’rıza mühendisliği’’ süreci ‘’demokratik sürecin esası’’dır dediği gibi.
Doğru düzgün bir demokratik toplumun ‘’yönetilenlerin rızası’’ ilkesi üzerine kurulu olması gerekirken. Yönetenler ya korkuyla ya da yoksa sen ‘barış itemiyor’ musun tehdidiyle ‘’halkın zihnini denetim’’ altına almaktadır.
Frances Hutceson, eğer ‘’aptal’’ ve ‘’önyargılı’’ kitleler kendi adlarına uygulanan şeye gelecekte ‘’tüm kalpleriyle rıza göstereceklerse’’, yönetenler halkın reddettiği planları halka dayattıklarında ‘’yönetilenlerin rızası’’ ilkesinin çiğnenmiş olmadığını savunur.
Yönetenlerin zihinsel ablukası karşısında aldatılan yönetilenler zorla olmasa bile sürece ‘rıza olmadan rıza’ göstermiş olurlar! ‘Rıza olmadan rıza göstermeyen’ çoğunluk yönetilenler ise ‘bir’ liderlik etrafında toplanamadıklarından ‘itiraz’ları sonuca tesir etmemektedir.
Bir sokak röportajında ‘’PKK elebaşı Öcalan’ın salınması sence doğru mu, terörü bitirebilir mi, gazi mecliste konuşması doğru mu’’ sorusuna vatandaş ‘’ya değil, değil de, ama işte ‘derin işler’ var. Bilemiyorum, yorum yapmak istemiyorum’’ sözleri her şeyi anlatmaktadır.
Süreci yönetenler; derin işlerin ve olası sonuçlarının ne kadar farkında!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.