Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Hangi adalet; Herkesin adaleti kendine!

     

Ülkenin gündemi o kadar hızlı akıyor ki; her sabah yeni bir ‘olay’ yeni bir ‘gündem’le başlıyor. Hadi canım, bu kadarda olmaz diyebilecek hiçbir şey kalmadı; hayret duygusu, şaşırma hali ortadan kalktı, daha ne olabilir ki hali olağanlaştı.

Cumhuriyet tarihinin kesintisiz en uzun iktidarı, kendi inşa ettiği rejimle bütün yönetim sistemiyle birlikte üretim araçları dahil hayatın her alanını kontrol edebilir hale gelmişken ortaya çıkan sorunların, problemlerin hiçbirinin sorumlusu, olumsuzlukların sebebi değil. Yani, iktidar olmanın gücünü kullanırken sorumluluk kısmı ya muhalefetin ya da dış güçlerin.

İktidar, iktidar oluyoruz ama muktedir olamıyoruz diyerek çokça şikayet ettiği yargısal düzeni değiştirmek için ‘’üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlüğüne’’ geçiyoruz iddiasıyla yasal ve anayasal sayısız değişikliklerle hukukun üstünlüğü sağlandığını iddia ediyor! Evrensel hukuk standartlarına geçildi mi dendiğinde, sonuçların öyle olmadığı; hukuka güven endeksi sonuçları, AYM ve AİHM kararlarına uyulmamasıyla ortada.

OPERASYONLAR ÇAĞI…

Türkiye ilk kez başta İstanbul olmak üzere birçok büyükşehir belediye başkanının kamuoyunun bilmediği gerekçelerle ‘zorla’ istifa ettirildiğine tanık oldu. Seçim dönemini beklemeyecek kadar acil istifayı gerektiren ‘suç’ veya başka ‘haller’ neydi, görevden alan irade dışında kimse bilmedi; onları seçen milli irade kimsenin aklına gelmedi.

19 Mart’ta Türkiye’nin birinci partisi CHP’li belediyelere operasyonlar düzenlendi, birçok belediye başkanı ve belediye çalışanı şafak operasyonlarıyla gözaltına alındı. Özellikle medyada günlerce gizli tanık beyanları üzerinden yargısız infazlar yapıldı. Peşin olarak suçlu ilan edildi. Bunu savunanlar kamuoyunu ikna etmek için ‘daha ne olsun’ bir sürü gizli tanık beyanı var gerekçesini öne sürdü.

İktidar ve iktidara yakın çevrelerle ilgili olaylarda derhal gizlilik kararları alınıp, değerlendirmeler sınırlanırken; muhalefetle ilgili olaylar alabildiğince köpürtüldü.

Sistem kurban mı seçti bilinmez, iktidara yakın olduğu bilinen Habertük sunucu ve yöneticisi Mehmet Akif Ersoy ve bazı isimler ‘’uyuşturucu kullanma, yer temin etme…’’ suçlamalarıyla gözaltına alındı. Gizli tanık beyanları ve telefon mesaj ve yazışmalar kamuoyuyla paylaşıldı; günlerce konuşuldu.

Bir grup ayağa kalktı, gizli tanık beyanlarıyla yargılama süreci tamamlanmadan suçlu mu ilan edilir, hüküm mü verilir diyenler…

İBB-Ekrem İmamoğlu davasında gizli tanık beyanlarını esas alarak, gizli tanık beyanlarını kesin-tek doğru kabul ederek hüküm kuranlar, daha iddianame çıkmadan, mahkeme kurulmadan, yargılama süreci tamamlanmadan, peşinen cezayı kesenler, hükmü verenler; kesin suçlu diyenlerdi!

UYUŞTURUCU, ŞİKE, KARA PARA…

Belediyelerden, ekran yüzlerine, sanatçılara, iş insanlarına, spor camiasına…

Televizyoncu Ela Rümeysa Cebeci ile yazışmaları çerçevesinde Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’da gözaltına alındı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Adli Tıp’taki saç incelemesi pozitif çıkınca sıra dışı bir şekilde kulüp binasından tekrar gözaltına alındı. Kulüp ve taraftarlar tepki gösterdi; adli kontrol şartıyla Saran serbest bırakıldı.

Bazı çevreler ve bir kısım medya Sadettin Saran’a yapılanları Fenerbahçe’ye yapılmış bir operasyon gibi görerek, Adli Tıp sonuçlarının, itirafçı beyanının yeterli olmayacağını, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkını dile getirdiler.

Tesadüf olmasa gerek aynı anda operasyonlar Galatasaraylı eski yöneticilere sıçradı…

Kulüpler arası bir denge kurma ihtiyacı mıdır nedir bilinmez 14 yıl önceye, 2011’e gidilerek Galatasaraylı eski TFF yöneticisi Lütfi Arıboğan’ın da arasında bulunduğu 4 kişi ‘’futbolda şike kumpası’’ soruşturmasında gözaltına alındı. Adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Unutulmamalıdır ki o dönemin TFF Başkanı Fenerbahçeli Mehmet Ali Aydınlar’dır.

NEF Yönetim Kurulu Başkanı, eski Galatasaray yöneticisi Erden Timur ‘’şüpheli finansal işlemler’’ gerekçesiyle gözaltına alınan isimlerden.

Peki ne oldu dersiniz?

Sadettin Saran olayında Fenerbahçe’yi ayrı tutan, masumiyet karinesi, lekelenmeme hakkı diyenler konu Galatasaray olunca peşinen hükmü verdiler. Bırakınız iddianame çıkması, mahkeme süreçlerinin tamamlanmasını, anında hükmü verip cezayı kestiler; puan sildiler, küme düşürdüler.

Oysa esas olan büyük fotoğrafı görmektir! Siyasetin futbolun bu kadar içine girdiği, hiçbir şeyi tesadüflere bırakmadığı bir ortamda; neden bugün? Bütün bunlar olmuşsa, olurken hiç kimse görmedi, duymadı, fark etmedi mi, yoksa bunların zemini mi hazırlandı!

Ayrıca şüpheli torbacılar pek çok şey söylemiş!

Pek çok ünlü, pek çok iş insanı, pek çok kişi ve kişilerle ilgili uyuşturucu iddiaları günlerdir konuşuluyor. Herkesin dilinde… iyi güzel de, bu uyuşturucular gökten mi yağıyor! Nerden temin ediliyor! Torbacıların üstü, ana dağıtıcı, uyuşturucu kodamanları; gemiler, limanlar… Nerede?

Futbolcu, hakem, gözlemci, yöneticiler futbolun bütün aktörleri bu kadar yoğun ‘’bahis’’ ve ‘’şike’’nin içine girerken; futbolu kurgulayan, yön veren güçler görmedi mi, şartların oluşmasına zemin mi hazırladı!

Bugün kime-nereye operasyon düzenlenmiş, hangi ünlü gözaltına alınmış derken cumhuriyet tarihinde ilk kez açlık sınırının altında ücrete mahkum edilen asgari ücretlinin, emeklinin hali… kapanan işyerleri… gıda enflasyonunda kırılan rekor… kredi kart borçlarını ödeyemeyen tüketici…

Cambaza bak oyunuyla, hayatın gerçekleri mi unutturulmak isteniyor?

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.