Ergün Aydoğan
2024 seçimleri ve siyasette olasılıklar
Türkiye’de çok partili sisteme geçilmesiyle birlikte CHP’nin karşısında, demokrasinin temel aksı Demokrat Parti, Adalet Partisi, Anavatan ve DYP ile temsil edilen anlayış yıllarca Merkez Sağ olarak tanımlandı.
2002’de CHP ve AKP dışında bütün partilerin Meclis dışında kalmasıyla bu boşluğu önemli oranda ve uzun bir süre AKP bu boşluğu doldurdu. Ancak bütün siyaset bilimcilerin iddia ettiği gibi AKP gücünü tahkim ettiği oranda merkezden uzaklaşarak sağın sağı olmaya başlayınca, Merkez Sağ’da boşluk olduğu iddiaları sıkça dile getirilmeye başlandı. Sürekli olarak AKP ve CHP yarışında, kutuplaşma arttığı oranda, Merkez Sağ bir parti-partiler olması gerektiği sıkça dile getirildi.
İYİ Parti kurulurken bu yönde konumlanması ve o boşluğu dolduracağı beklentisi oluştu. Belli bir süre sanki dolduracak gibi gözüktü. Araştırmacı Mehmet Ali Kulat’ın dediğine göre bir ara %15-17 bandına kadar çıktı sonra o da MHP ile temsil edilen Milliyetçi aksa dönüş yaparak eski konumuna geri döndü. Bu aksta MHP-İYİ PARTİ-ZAFER PARTİSİ-BBP olarak toplam oyların %20-22 olduğu alanda bölüşüm mücadelesi vermektedir.
AKP’nin içinden çıkan Deva/Gelecek ‘’AKP’nin böleni’’ olması beklentisine yeterince cevap veremediler. Her biri kendilerini farklı tarif etseler de Sağın Sağı İslamcı Parti alanında AK Parti-Deva-Gelecek-YRP ve Saadet Partileri yarışmaktadır.
Solda ise CHP’nin yanı sıra TİP ve kısmen de DEM var. Oradaki oy bandı %30-35 şimdiye kadar ne uzadı ne de kısaldı. Sol kanatta yerel seçimlerdeki başarı veya başarısızlığa göre yeni tartışmalar kaçınılmaz olarak gündeme gelebilir.
DEM ve HÜDAPAR; ‘’Kürt ve Bölgesel hassasiyeti’’ olan, biri seküler sol, diğeri İslamcı sağ aksı temsil ediyor. DEM bazen CHP’ye yaklaşıyor, HÜDAPAR AKP’nin yanında Cumhur İttifakının bir parçası.
Yaşı ilerlemiş siyasi aktörlerle birlikte siyasetin kısırlığı, yeni düşünce geliştirememesi, siyaset üretememesiyle birlikte bütün gözler 2024 yerel seçim sonrasına odaklanıldığını göstermektedir. Seçim sonuçlarına göre yeni oluşumların olması kaçınılmaz gözükmektedir.
Tabi bunun için siyasetin mevcutlardan pay alma iddiasından çok Türkiye’nin sorunlarını bilen ve çözen olmalıdır. Mevcut partileri eleştirse bile mevcutlardan farkını ortaya koyabilmeli, birden fazla kesime alternatif olabileceğini göstermeli.
Kısır siyasi çekişmeler, bilinenleri tekrar etmek yerine kronikleşmiş sorunlar karşısında önerdiği alternatif çözüm setleri heyecana yol açmalı, kitlelerde umut yaratmalıdır.
Ve her anlamda ülke insanının değerlerine saygılı, evrensel hukuk normlarını hakim kılma iddiası ve ahlaki zeminde siyaset önermeli, inandırıcı olmalı. Zamanın ruhuna uygun dil, üslup ve tarzı yakalamalı, kutuplaşma değil, evrensel kapsayıcı politikalar geliştirilmelidir.
Ve yine en önemlisi muhalefetin iktidarın siyaset alanından hızla çıkması, siyasetini iktidara cevap vermeyle sınırlamamalıdır. Muhalefetin görevi sadece iktidara cevap vermek olmamalı, etkiye tepki gösterme dilinden biran önce kurtulmalı. Muhalefet iktidarın yanlışlarını tekrar ederek yapmalısın-yapmamalısın yerine, doğrudan halkı muhatap alarak halka seslenmeli, yapılmayanları ve yapacaklarını halka doğrudan anlatmalıdır. Muhataplığı iktidarla değil, halkla kurmalı, yeni bir siyaset anlayışıyla daha iyi bir geleceğin mümkün olduğuna ikna edebilmelidir.
14-28 Mayıs seçimlerinden sonra olmayan siyasi değişim, 2024 Mart yerel seçimlerinden sonra olabilir, 2002’de yaşanan köklü siyasal değişimin benzeri bir değişim süreci başlayabilir.
Başlayabilecek toplumsal şartlar olabildiğince uygun gözükmekte siyaset henüz hazır gözükmemektedir…
Mayıs seçimlerindeki ortaklık ruhu özellikle muhalefet cephesinde kaybolmuş, ortak hedef koyanların iddiası ayrışarak varlıklarını ispat etme iddiasına dönüşmüş dolayısıyla yerel seçimlerden sonra kaybedenlerin hesaplaşma sürecine tanık olabiliriz…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.