Dr. Girayalp Karakuş
Bir Müslüman Evrimci Olabilir Mi?
Bu başlığın hermenötiğini yapan kişinin Caner Taslaman olduğunu belirtmeliyim. Yazarın yazdığı bu başlıklı kitap öncelikle oldukça farklı yorumlar içermektedir. Olaylara ve olgulara farklı yaklaşmaktadır. Ona göre; Müslümanın evrime inanması Kur’an’da açıkça belirtilmese bile normaldir, insanların maymunlarla aynı primattan olmasını kabul etmek insan onuruna aykırı değildir, evrim düşüncesini Darwin’den önce İslâm bilim insanlarından da kabul edenler vardır dolayısıyla yazarımız bilim ile dinin çelişmediğini iddia etmektedir.
Kitabı okuduğumda evrenin yaratılışı, evrim, insanın hammaddesi gibi konularda farklı bakış açılarına rast geldim. Örneğin; Kur’an da geçen Tanrının“Ol” emri ve “evrenin altı günde yaratılışı” olayını yazarımız farklı yorumlamıştır. Tanrının “Ol” emrinin bir süreci kapsadığını, “evrenin altı günde yaratılması” olayını ise altı devre olarak açıklamıştır. Kur’anın insanın topraktan veyahut çamurdan yaratılması olayını ise insanların besin kaynakları olan bitki ve hayvanların topraktan teşekkül ettiği için ifade edildiğini iddia etmiştir.
Yazarın farklı yaklaşımlarından birisi de ilk insan olarak kabul edilen Adem’in yaratılışıdır. Yazar İmam Maturidi’den örnek vererek Adem’in yaratıldığı “cennet”in bu dünyanın bir bahçesi olduğunu ifade etmiştir. Ebu Hanife’nin görüşünün de bu yönde olduğunu açıklamıştır. Kısacası yazara göre; Kuran ayetleri incelendiğinde Adem’in bu dünyada yaratıldığı anlaşılmaktadır. Bu kabul ise evrimle uyumludur.
Son olarak yazara göre, bilim ile din birbiri ile rekabet hâlinde değildir. İkisinin de ilgilendiği alanlar farklıdır dolayısıyla böyle bir kıyas yapmak mantıken kusurludur. Comte, Marx ve Durkheim gibi filozoflar zamanında dinin yerine bilimin hâkimiyeti olacağını varsaymışlar ancak yanılmışlardır. Din eskisi kadar olmasa bile gündelik hayatımızda hâlâ önemli bir yer tutmaktadır. Son kertede din mutlak bir gerçekliktir ve ortadan kalkma ihtimali yoktur.