Süleyman Yağız

Süleyman Yağız

SEN YAŞA SEVDİĞİM

sokağından geçiyordum 
bahçenden kokun geliyordu
giresim geldi içeriye
                      giremedim
korktum gecenin yıldızlarından
pırıl pırıl parlıyorlardı 
sanki nöbet tutuyorlardı
         sanki... 
                sanki... 
seni benden koruyorlardı

aaahhh ah
bir bilseydin
     bilebilseydin
ne kadar da çok özlemiştim seni
anlatabilseydim
anlatabilseydim hasretimi 
dökebilseydim
dökebilseydim derdimi 
tek bir gülün
tek bir tebessümün bile yetiyordu

yalnızdım sevdiğim 
yapayalnızdım
taa ötelerden bir ses geliyordu
belki de vuslatın 
         sırrı çözülüyordu 
bilmiyordum 
sustum, kulak verdim 
ses kesileverdi birden
kurudu dilim damağım
kırıldı dizlerim

giremedim bahçene
sese ses veremedim 
kimdi, kimlerdi anlayamadım
kuşlar yuvalarındaydı
           dallarında ağaçların
gerildi perdesi gökyüzünün 
ürktüm; tarumar oldu saçlarım
           terledi avuçlarım
çekildi yıldızlar birer birer
karanlığı çöktü gecenin
gidecektim
geldiğim gibi sessizce 
vuruldum sırtımdan aniden

utandım sevdiğim
sanki bir suçlu gibiydim
          unuttum acımı
          unuttum sancımı
çıktım vurulduğum pusudan
yaralı yaralı düştüm yollara 
saçıldı kanlarım yerlere

dönüyordum sevdiğim
belki de veda ediyordum 
bilmiyorum
bilemiyorum
güvenim kalmamıştı
               yıldızlara
tek güvenim "ay"dı
o da uykudaydı
çok da yorulmuştum

sen yaşa sevdiğim sen yaşa 
ben olsam da olmasam da
varlığın her şeye değer
yeniden gelir isem dünyaya eğer
seçerim seni sevdiğim
seni bir daha
bir daha sevdiğim 

dün gece sevdiğim
        düşümdeydin
ben seni
işte böyle delice sevdim 
uğruna öldüğüm
vermem ellere
düşsem de dillere 
       çöllere sevdiğim
ölürüm! 
ölürüm! 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.