İzmir'de yaşanan ve bu yazı yazıldığı sırada 58 vatandaşımızın ölümüne neden olan 6.6'lık deprem, ülkemizin deprem gerçeğini bir kez daha gündeme getirdi.

Ve siyasiler her doğal afet sonrasında olduğu gibi koşa koşa deprem alanına gidip gösterişli mesajlar vermek konusunda birbirleriyle yarıştılar.

En gösterişli mesajı da Cumhurbaşkanı Erdoğan verdi: Enkaz kaldırıldıktan sonra evleri yıkılan vatandaşlarımız için en kısa zamanda yenileri yapılacak.

Tamam yıkıldıkça devletimiz bir şekilde yenilerini yapıyor ama ölen ve yaralanan vatandaşlarımızın hesabını kim verecek. Ya da depremin yarattığı duygusal çöküşler nasıl telafi edilecek?

Ve tabi ki asıl soru bundan sonra yıkılması beklenenler için ne yapıyorlar?

İşte bu sorunun yanıtı koskocaman bir hiç.

DEVLETİ YÖNETENLER KİMLERİN ÖLECEĞİNİ BİLİYOR

Geçtiğimiz gün Fatih Altaylı yazdı: Devlet olası büyük İstanbul depreminde kimlerin öleceğini, hangi binaların yıkılacağını biliyor diye. Bu iddiasını da bilim adamlarının açıklamasına dayandırdı Fatih altaylı, şöyle yazdı:

'Yüce devletimiz, başta İstanbul olmak üzere pek çok kentimizde yıllar süren çabalar sonucu sıkı bir röntgen çekmiş ve olası bir depremde depremin büyüklüğüne göre hangi bina çökecek, hangi bina ayakta kalacak, hangi bina oturulmaz hale gelecek, hangi bina içinde yaşayanlara mezar olacak biliyor?

Biliyor da ne yapıyor peki? Hiçbir şey. Yol yapılıyor, köprü yapılıyor, havaalanı yapılıyor, hatta kanal yapmaya çalışılıyor. Ama depremde yıkılacağı belli olan birkaç on bin ev için hiçbir şey yapılmıyor. Enkaz kaldırma çalışmaları bir şey yapmak sayılmıyor.'

DEPREM FAKİRLERİ ÖLDÜRÜR

Dün de Deprem Bilimci Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Ahmet Ercan da çok çarpıcı bir açıklama yaptı. Ülkemizin yüz akı bilim insanlarından birisi olan Ercan şöyle dedi:

'Bir ülkede ekonomi ne kadar bozuksa deprem o kadar öldürücü olur. Deprem ve terör yoksulun sorunudur bir ülkede yoksulluğu yenmedikçe depremlerin adı ölüm olur. İnsanlar istedikleri için kötü ev yapmıyorlar, yer inceleme çalışmalarına, mimari çalışmalara para ödemeleri gerekiyor. Bir ülkede deprem sorununu çözmek için o ülkenin ekonomisinin düzelmesi gerekiyor. Yoksulluk ne kadar fazlaysa deprem size o kadar yakındır. Depremde zenginler ölmez, fakirler ölür. Hiçbir ünlünün zenginin enkazdan çıkarıldığını duymadınız, duymacaksınız. Ana sorun, yoksulluktur.'

Şimdi Fatih Altaylı'nın 'Devlet İstanbul depreminde hangi binaların yıkılacağını ve kimlerin öleceğini biliyor' açıklamasıyla, Prof. Ahmet Ercan'ın 'Depremde zenginler ölmez fakirler ölür' sözünü birleştirin.

Ülkeyi yönetenler İstanbul depreminde yıkılacak onbinlerce binayı biliyorken neden bir şey yapmıyor? Neden depremde ölmesi beklenen onbirlerce fakir İstanbulluyu kurtaracak düzenlemeleri yapmak yerine Kanal İstanbul saçmalığına odaklanıyorlar. 

Anlaşılan ülkemizin beklenen en büyük felaketi olan İstanbul depremi konusunda, yaşayacağımız yıkıma kadar siyasetçiler oralı olmamaya devam edecekler.

Yani anlayalım artık...

Deprem fakirleri öldürüyor ama bizim siyasetçilerimiz zengin. O yüzden de yeni bir depreme kadar bir şey yapmamaya devam edecekler.