Naim Babüroğlu
Trump ve balık hafızalılar
Trump, resmi olmayan sonuçlara göre, tekrar ABD Başkanı seçildi. İkinci Trump dönemi başladı sayılır. Türkiye, 2017- 2020 yıllarında Birinci Trump dönemini yaşamıştı. Hatırlayalım… 26 Temmuz 2018 Rahip Brunson olayı ABD vatandaşı Rahip Brunson, Türkiye’de casusluk suçlamasıyla tutuklandı. Trump, Brunson’ın serbest bırakılmaması halinde, Türkiye’yi yaptırımlarla tehdit eden tweetler paylaştı. Ardından, peş peşe yaptırım açıklamaları geldi. Trump, “ABD Türkiye’ye geniş yaptırımlar uygulayacak. Brunson çok acı çekiyor. Bu masum din adamı hemen serbest bırakılmalı” paylaşımını yaptı. Başkan Trump 5 Haziran 1964’teki ünlü Johnson mektubunda yer alan kaba ifadeleri de aşan tehdit sözcükleri kullandı. Trump’ın tehditleri yerini buldu. Rahip Brunson, 12 Ekim 2018’de serbest bırakıldı ve ABD’ye gitti. Trump, Brunson’u Beyaz Saray’da kabul etti ve “Erdoğan ile birkaç konuşma yaptıktan sonra onunla anlaştık. Bunun için minnettarız…” şeklinde açıklama yaptı. Adeta, Türkiye’de uygulanan hukuk sistemiyle alay etti.
★★★
6 Haziran 2019 S-400 krizi Türkiye, Rusya’dan S-400 Hava Savunma Sistemi’ni alım sürecindedir. ABD Savunma Bakan Vekili Patrick Shanahan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a, 6 Haziran 2019’ tarihli bir mektup gönderdi. Mektupta, Türkiye’nin Rusya’dan S400 alması durumunda, ABD’nin uygulayacağı yaptırımlar sıralandı. Pentagon özetle, “Türkiye S-400 alırsa ağır sonuçları olur” diyordu. Tarihteki, “Johnson Mektubu”na benzer tehditler vardı. 9 Ekim 2018 Trump’ın ünlü mektubu Suriye sınırında ABD’nin desteğiyle oluşturulan terör koridorunu yok etmek amacıyla, Türkiye 9 Ekim 2018’de Barış Pınarı Harekâtı başlattı. Bunun üzerine Trump, Cumhurbaşkanı’na ağır ve diplomatik kurallara uymayan bir mektup gönderdi. “Johnson Mektubu”ndan çok daha ağırdı, hakaret sözcükleri içeriyordu. Ayrıca X paylaşımında, “Türkiye kuralına göre oynamazsa, çok sert yaptırımlarla onları vururum. Yakından izliyorum” gibi ifadeler kullandı. 17 Ekim 2018’de ABD Başkan Yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo Ankara’ya geldiler. Yapılan görüşme sonucunda, Barış Pınarı Harekâtı politik ve askeri hedefleri gerçekleştiremeden durduruldu. O günden bugüne, Türkiye Suriye’de PKK/PYD terör örgütüne nokta operasyonu dışında harekât yapmadı.
★★★
14 Aralık 2020 CAATSA Yyaptırımları Trump, Türkiye’nin Rusya’dan aldığı S-400 sistemi gerekçesiyle, 14 Aralık 2020’de CAATSA yaptırımını onayladı. CAATSA, ABD’nin düşman olarak gördüğü Rusya, Çin, Kuzey Kore, İran gibi ülkelere uyguladığı “Amerika’nın Hasımlarıyla (Düşmanlarıyla) Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası”dır. Bu yaptırımlar, ilk kez bir NATO üyesine uygulanıyordu. Türkiye, ABD’nin düşmanı olarak kabul ediliyordu. ABD, Türkiye’nin 1.4 milyar dolar ödediği F-35 savaş uçaklarını vermiyordu. Ayrıca, 2.5 milyar dolar ödenerek satın alınan S-400’ün Türkiye tarafından kullanılmamasını şart koşuyordu. O günden bugüne, Türkiye S-400’ü aktif duruma getirmedi. Türkiye’de bazıları çok mutlu da Trump’ın seçilmesinden… Balık hafızalı demek, balıklara hakaret!..
★★★
Peki, Trump kazandı, kim kaybetti? Göçmenler, Ukrayna (Zelenski), İran, NATO, Avrupa Birliği ve doğal olarak çevreekolojik sistem kaybetti. Kazananlar listesinde ise; otoriter liderler, Elon Musk, İsrail (Netanyahu), Rusya (Putin), Macaristan (Orban) var. Ne olacak?.. İsrail’in önünün tümüyle açılması ve Filistin’in yok edilmesi süreci hızlanacak. İran’da rejim değiştirilemezse veya İran’la, ABD/İsrail lehine bir anlaşma sağlanamazsa, İran havadan ve denizden vurulacak. Böylece, çökmüş ülke konumuna getirilmesi gündemde olacak. Rusya-Ukrayna arasında, Rusya lehine bir ateş kes olasılığı oldukça yüksek. Zelenski İngiltere’ye sığınır mı göreceğiz…
★★★
Ve Türkiye… Suriye’deki PKK/PYD terör örgütüne, İsrail’in çıkarları doğrultusunda ABD desteğini sürdürecek. Suriye’deki PKK devletçiğinin silah bırakması ve dağılması sıfır ihtimalinin de altında. S-400’ün, ABD denetiminde depoda bulundurulmasını ya da üçüncü ülkeye gönderilmesini taahhüt etmediği sürece, Türkiye’nin F-16 veya F-35 uçağı alması mümkün görülmüyor. Türkiye’nin NATO’daki ve Batı’daki ağırlığı son yıllarda belirgin şekilde azaldı. Dünyanın en fazla sığınmacısı/kaçak göçmenini barındıran Türkiye’nin, NATO kartını oynaması artık pek mümkün değil. Tersine, Batı tarafından göçmen ülkesi olması nedeniyle, adı konulmamış “Riskli Ülke” konumunda değerlendirilecek. Birinci Başkanlık döneminde, Trump’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Flynn, Kurdistan TV’ye, 22 Kasım 2016’da yaptığı konuşmada; “Orta Doğu’da üç veya dört yeni devletin doğacağı kanaatindeyim ve gelecekte bir bağımsız Kürdistan’ı göreceğimizi söyleyebiliriz” açıklamasını yapmıştı. Türkiye, Cumhurbaşkanlığı seçiminde harcadığı enerjiden ve seçimi kazanma stratejilerinden fırsat bulup bu projeye karşı hazırlığını yapmış mıdır? Umarım…
Ne diyelim? “Tarih ulusların tarlasıdır ne ekerseniz onu biçersiniz…” Fırtına eken bir Türkiye, ne biçer sizce?..
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.