Naim Babüroğlu

Naim Babüroğlu

Federal yapı ve son kurşun

10 Ağustos 1920... Osmanlı Devleti’nin idam fermanı, Sevr Antlaşması imzalanır. Antlaşmanın Türkiye’yi, Irak ve Suriye’yi ilgilendiren maddeleri: Doğu Anadolu’da bağımsız bir Ermenistan ile onun güneyinde özerk Kürdistan kurulacak. Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Suriye Fransa’nın olacak. Irak ve Filistin’i İngiltere alacaktı.

★★★

İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, ABD devreye girer. Orta Doğu’daki petrol ve enerji kaynaklarını kontrol eder. Bölgeyi, kendi amaçları doğrultusunda şekillendirir. Attığı her adımda, İsrail’in güvenliğini daima birinci planda tutar. 

★★★

Yıl 2005... PKK terör örgütü, Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Sözleşmesi’ni hazırlar. Tabii, ABD direktifiyle... Sözleşmede, “Türkiye, İran, Suriye ve Irak’ta birleşik bir devlet kurulacağı” belirtilir. KCK... Her taşın altında, bu vardır.

★★★

1989’da Turgut Özal Cumhurbaşkanı olur. “Bir koyup üç alma” rüzgârı hüküm sürer. İşte bu rüzgârla, KCK’nın Irak ayağı Türkiye’nin önayak olmasıyla kurulur. ABD çok mutludur... Aslında, Türkiye kendi ayağına değil, bedenine kurşunu sıkmıştır. Ama henüz farkında değildir...

★★★

Gel zaman git zaman, 2011’de “Arap Baharı” rüzgârı estirilir. Gerçekte, “Kanlı Sonbahar” fırtınasıdır. Türkiye’de buna, “Halk Hareketi” diyenler bile olur. Esad’ın devrilmesine, “Devrim” dedikleri gibi... “Yerli ve milli” rüzgârı, bu kadar etkilidir yani...

★★★

Bu bahar rüzgârı (!) döneminde, Türkiye, ABD ile iş birliği yapar. Ve KCK’nın ikinci ayağı, Suriye’de tahmin edilmeyen bir hızla kurulur. ABD çok mutludur... İsrail çok daha mutlu... PKK terör örgütü daha da mutlu... Nasıl olmasın ki... “Arap Baharı” rüzgârı estirilmeseydi... PKK/PYD, Suriye’nin su ve enerji kaynaklarının, verimli topraklarının büyük bölümüne nasıl sahip olacaktı?

★★★

Bu rüzgârda da Türkiye bedenine ikinci kurşunu sıkmıştır. Ama, henüz tam farkında değildir.

★★★

Sadece, PKK/PYD terör devletçiği kurulmamıştır. 911 kilometrelik Türkiye-Suriye sınırı, terör üreten bir coğrafyaya dönüşmüştür. Türkiye dünyanın en fazla sığınmacısını barındıran ülke olmuştur. Sadece bu mu? Türkiye, radikal terör örgütlerinin yuvalandığı bir Suriye’yle komşu konumuna gelmiştir.

★★★

İsrail Başbakanı sık sık, “Bağımsız bir Kürt devletini destekliyoruz” diyor. ABD, PKK/PYD’yi desteklemeyi sürdürüyor. Türkiye ne yapıyor? “Yeni Anayasa”, “Yeni Çözüm Süreci”, “Barış Süreci” sözcükleriyle öldürücü kurşunu kalbine sıkma yarışında... “Yerli ve milli” rüzgârı, o kadar etkili ki...

★★★

Gerçekten, bu “Yeni Çözüm Süreci”, “Barış Süreci” ya da “Terörsüz Türkiye” kavramının altında ne var? Teröristbaşının açıklamasında yer alan “tüm halklar” ifadesi, bu sorunun cevabı zaten. “Yeni Çözüm Süreci”, sadece ve sadece Türkiye’yi federal yapıya götüren taşların döşenmesidir aslında.

★★★

Türkiye, tarihten ders almamakta ısrarlı. O kadar ısrarlı ki... PKK terör örgütünün ve Suriye’de PYD/PKK’nın geleceğini, İmralı’daki teröristbaşının belirleyeceğini sananlar var. Bu yanılgıya düşen siyasi aktörler ve partiler de var maalesef... PKK ve PYD terör örgütünün geleceği, terörist başının yapacağı çağrıda değil... ABD’nin vereceği karardadır. Yeni Şam yönetimi lideri El Şara ile YPG başı, önemli görüşmeleri ABD’nin gözetiminde yapıyorlar. ABD, PYD/PKK için özerk ya da yerel yönetimin güçlü kılındığı bir yapıdan vazgeçmez. Şam yönetimi lideri El Şara da “Hayır” diyemez.

★★★

Eee, hal böyleyken... Unutulan nedir? PKK/PYD terör örgütünün, ABD demek olduğu... Yeni Şam yönetiminin, ABD’nin desteğiyle geldiği...

★★★

Hazır olun! İmralı görüşmeleri sıklaşarak devam edecek. “Akil İnsanlar” heyeti kurulacak. 2013’teki “Çözüm Süreci”nde kurulan 63 kişilik heyetten çok daha kalabalık bir topluluk... Federal yapı tartışılacak... Yeni anayasa ile ulus, üniter ve laik devlet yapısı hedef alınacak. Resmi dil Türkçe yerine, bir-iki dil daha gelir mi? Bu, “Yerli ve milli” rüzgârla neden olmasın...

★★★

Bu süreçte, Cumhur İttifakı, DEM Parti ve CHP listesinden Meclis’e giren diğer parti milletvekillerinin çoğu birlikte hareket edecek. Ne de olsa, her adım “Yerli ve milli” değil mi?

★★★

Balık hafızasını kıskandıracak bir belleğimiz var, çok şükür... Hâlâ, bu yeni sürecin Türkiye’ye etkisi ne olacak diye merak ediyorsunuz... Derler ki, vakti-saati yoktur ölümün... Sonbahar gelmiştir, birader! Ve Türkiye, bu süreçle beynine son kurşunu sıkma hazırlığındadır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.