Naim Babüroğlu

Naim Babüroğlu

Diyanet İşleri Başkanı

3 Mart 1924’te Halifelik kaldırılır. Şeriat ve Vakıflar Bakanlığı kaldırılır. Yerine, Diyanet İşleri Başkanlığı kurulur. ★★★ Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları, Samsun’a çıktıktan kısa bir süre sonra para sıkıntısı çekerler. “Bütün paramız yol için 20 yumurta, bir okka (1283 gram) peynir ve 10 ekmeğe yettiğinden bunları aldırdık” der, Mazhar Müft Kansu... ★★★ Ankara’nın soğuk kış günlerinde, yaşanan parasızlığı Mazhar Müft Kansu anlatır: “Ekmekçiye bile verecek paramız kalmamıştı... Bankalardan ve kurumlardan ödünç para almayı Paşa’ya bir türlü kabul ettiremedim...” ★★★ Kış güneşi Ankara’yı yavaş yavaş aydınlatmaya başlamıştı, kapı vuruldu: “Müftü Efendi geldi” dediler. Mazhar Müft, telaşla yatağından fırlayıp giyindi. İlk aklına gelen, şeker yokluğu oldu. Hoca, ya kahve isterse? Peki ya sigara içiyorsa! Ne şeker ne sigara vardı. ★★★ Kısa bir süre sonra Rıfat Efendi, Mazhar Müfit’in odasına girdi. Selamlaşmanın ardından Mazhar Müfit: “Müftü Efendi, zannıma göre kahve içmezsin, değil m?” diye söze başlayınca, Rıfat Efendi, “Evet içmem!” dedi. Aslında Rıfat Efendi kahveyi severdi, ancak yokluğun da farkındaydı. ★★★ Rıfat Efendi, tebessüm ederek: “Sizin biraz sıkıntıda olduğunuzu öğrendik, az da olsa yardımda bulunmayı vazife bildik” dedi. Mazhar Müft, yatağın yanındaki kasayı göstererek, “Paramız var!” dedi. Oysaki kasada, sadece 48 kuruş vardı. ★★★ Rıfat Efendi ayağa kalktı, cübbesinin altından bir torba çıkardı. Torbanın içindeki kâğıt paraları saymaya başladı. 100, 200, 300, 500... derken, tamı tamına 1000 lira saydı. ★★★ Mazhar Müfit, sevincini belli etmemeye çalışarak, paraları alıp kasaya koydu. Sonra hemen emir erini çağırdı. Masanın gözünden çıkardığı şekeri verip, “Bize birer kahve pişir” dedi. Rıfat Efendi gülümseyerek, “Şeker pahalı, size de gelen giden çok, başa çıkılmaz, değil mi?” diye latife yaptı. ★★★ Rıfat Efendi Ankara Müftüsü’dür. Ardından, ilk Diyanet İşleri Başkanı olacaktır. Kahraman Rıfat Börekçi... Verdiği 1000 liranın, kendisi ve eşinin cenaze parası olduğu söylenir. ★★★ 10 Nisan 1920’de, Vahdettin’in onayıyla dönemin Şeyhülislamı Dürrizade Abdullah’ın verdiği fetvalar, İngiliz ve Yunan uçaklarıyla Anadolu’ya atılır. Fetvaların özeti şöyledir: “İşgalcilere karşı duranları, tek tek veya topluca öldürmek, din gereği ve görevidir! Milliyetçi öldürenler gazi sayılır, bu yolda ölenler şehit!” Fetvaların etkisiyle, Millî Mücadele’ye karşı isyanlar çıkar. Ankara Müftüsü Rıfat Efendi, vatanın namusu için kanını akıtanların yanındadır. “Karşı fetva”, “direniş fetvası” hazırlar ★★★ 35 padişahın türbesi, işgalcilerin ayakları altındadır. Rıfat Börekçi gibi vatandan başka sevgili bilmeyen o kahramanlar, Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde, milletin namus ve şerefini kurtarırlar. ★★★ Kahraman Rıfat Börekçi’den, “Yeni Türkiye”nin Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’a... Erbaş, 2017’de göreve başlar ve 18 Eylül 2025’te görevi devreder. Atatürk’ün kurduğu Diyanet’in Başkanı olarak, Rıfat Börekçi’nin makamında sekiz yıl görev yapar. ★★★ Erbaş, yeniden ibadete açılan Ayasofya’da ilk hutbeyi elinde kılıçla okur: “Bizim inancımızda vakıf malı, dokunulmazdır, dokunanı yakar; vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” sözleri büyük tepki toplar. Adres, Atatürk’tür... Oysa Erbaş, Atatürk sayesinde Ayasofya’da namaz kıldırıyordu. İslam ahlakına göre, “Vefa, imandan gelir...” değil mi? Camiye siyaset sokmak, günahtır değil mi? ★★★ Erbaş’ın Başkanı olduğu Diyanet, milli günlerde bazı Cuma hutbelerinde Atatürk’ün adını anmaktan toplumun tepkisine rağmen kaçınır. Oysa Diyanet İşleri Başkanı, milletin vergisinden maaşı ödenen bir memur... Türkiye’de kaç vergi mükellefi, Atatürk’ü anmadığı için vergisini helal etmedi bilinmez ama... İslam’a göre, “Kul hakkı yemek günahtır” değil mi? ★★★ Diyanet’in görevi: “İslam dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, halkı din konusunda aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek.” Yani, İslam ahlakını yüceltmek... ★★★ KONDA’nın Ekim 2024’te yaptığı araştırmaya göre... Türkiye’de dindarlık oranının, önceki yıllara göre düşüş gösterdiği ortaya çıktı. Kendisini “dindar” olarak tanımlayanların oranı, yüzde 55’ten yüzde 46’ya geriledi. “Ateist ve inançsız” olarak tanımlayanların oranı ise, yüzde 2’den yüzde 8’e yükseldi. Diyanet demek ki, görevini tam yapmamış... Oysa İslam dinine göre, bir kamu görevlisinin “görevini hakkıyla yapmaması, günahtır” değil mi? ★★★ Diyanet İşleri Başkanı, görevi boyunca yaklaşık 42 ülkeyi ziyaret eder. 100’den fazla yurt dışı seyahati olur. Ama... Makamından sadece 11 kilometre mesafedeki Anıtkabir’i, bir kez bile ziyaret etmez... “Vefa imandan gelir” değil mi?” ★★★ Bir yanda Kahraman Rıfat Börekçi, öte yanda işgalcilerle işbirliği yapan Dürrizade Abdullah... Şu kısacık hayatta... Bazı insanların varlığı değil, yokluğudur değerli olan... 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.