Safları sıklaştıralım !

Usta şair Nazım Hikmet’in çağrısı, hâlâ taze:

“Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.

Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.

Safları sıklaştırın çocuklar,

bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır “.

Evet, sıklaştırmalıyız safları… Çünkü ortada bir özgürlük, bir demokrasi ve cumhuriyet kavgası var. Ve bu “kavga” yalnız bugünün değil, yarınların da kavgasıdır...

Bir memleketin basını susturulur, üniversiteleri sindirilir, mahkemeleri emir eri hâline getirilir de siyasi partileri ve belediye başkanları zapt-ı rapt altına alınmaya çalışılıyorsa; o memlekette demokrasi askıya alınmış ve memleketin göğsüne beton dökülmüş demektir. Ve bu betonun altında nefesi kesilen halk kalır. Yani, sen kalırsın, ben kalırım, çocuklar kalır…

İşte onun için safları sıklaştırmalıyız… Ve Çetin Altan’ın dediği gibi, “enseyi karartmaya” gerek yok. Çünkü tarih, bütün baskıcı rejimlerin bir gün, bir çürük tahta gibi çatlayıp gittiğini gösterdi. Ve her defasında insan aklı, özgürlüğü yeniden yakaladı.

Bugün Türkiye’nin en temel meselesi, yeniden bir toplumsal sözleşmeye sahip çıkmaktır. Yani: “Bu ülke, bir kişinin değil; hepimizin ülkesi olacak” diyebilme cesaretidir. Hukuku, demokrasiyi, cumhuriyeti korumak, yalnızca bir siyasal tercih değil, bir varlık-yokluk meselesidir.

Kısacası: çakallar uluyorsa, karanlık çökmeye başlıyorsa, safları sıklaştırmanın zamanıdır. Çünkü bu kavga, faşizme karşıdır. Ve bu kavga, hâlâ, “hürriyet kavgasıdır.”

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.