İmamoğlu kararına isyan etmeyin, göbek atın

Mahkemenin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında verdiği hapis ve siyasi yasak kararı duyulduğu andan itibaren büyük bir gürültü koptu. 
Muhalefetin tamamı ve hatta iktidara yakın olan bazı çevreler, karara isyan ettiler. 
İmamoğlu hakkındaki karara üzülenlere, kızanlara, isyan edenlere sesleniyorum: Tam tersi yapmalı, mahkemeye teşekkür etmeli, protesto sloganları haykırmak yerine göbek atmalısınız. 
Bu karar, ışığı sönmeye yüz tutmuş İmamoğlu’nu bir anda parlattı, öne çıkardı ve gizli gizli yürüttüğü Cumhurbaşkanlığı adaylığı çalışmalarını artık rahatça yapmasının önünü açtı.
Zaten amcaoğlu Ekrem’in hiç te üzülmüş bir hali yoktu.
Kesin olmayan bu kararın daha istinaf, olmadı yargıtay aşamaları var. 
Söz konusu sürecin en az 1 yıl devam edeceğini düşünürsek, İmamoğlu’nun belediye başkanlığına ve cumhurbaşkanı adayı olmasına engel bir durum yok. 
Cumhurbaşkanı adayı olup seçilmesi durumunda ise hapis ve siyasi yasak kararı kendisini etkilemeyecek. 
Cezalar görev bitimi sonrasına ertelenecek. 
Bu karar, İmamoğlu’nu kamuoyunun bir kesiminin gözünde demokrasi kahramanı rütbesine yükseltmiştir.
Benim tanıdığım, ruhunu bildiğim, yakın çevresinin kafa yapısına hâkim olduğum İmamoğlu, bu karar sayesinde artık Kılıçdaroğlu’ndan rol çalmasına gerek kalmadan, rahatlıkla onun karşısına çıkacaktır.
Mahkemenin kararına dışından isyan eden, ama için için sevinç krizlerine giren İmamoğlu’nun bu durumunu en iyi gören Cana Bacı (Kaftancıoğlu) ve Kılıçdaroğlu oldu.
İmamoğlu, Saraçhane’de otobüsün üstünde bir o yana bir bu yana dönerek halka hitap ederken, yanındaki Cana Bacı’nın alaycı yüz ifadesi ‘Tam senden kurtulduk derken yırttın yine’ diyen bir kıskançlığı yansıtıyordu.
Kılıçdaroğlu ise mahkemeden bir şey çıkmaz rahatlığıyla gittiği Almanya’dan apar topar İstanbul’a dönerken, kendisini beraat kararı çıkacak diye yanıltanlara fena bozuldu. 
Kılıçdaroğlu, mahkeme kararının açıklanmasından saatler önce halka ‘Saraçhane’ye gelin’ diyerek, karar ne çıkarsa çıksın gösteriye, şova hazırlandığı belli olan İmamoğlu’nu engellemeyenlere de aynı şekilde bozuldu. 
Bundan sonra ki süreç Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki mücadele süreci olacaktır. 
Aynı şekilde 6’lı Masa’nın bir bölümünün İmamoğlu’nun yanında diğer bölümümün Kılıçdaroğlu’nun yanında durduğu mücadele süreci olacak.
Mahkemenin kararı Kılıçdaroğlu kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı da vurmuştur. 
Bir zamanlar Erdoğan’ın elinde olan mağduriyet silahı artık İmamoğlu’na geçmiştir.
Peki İmamoğlu’nun titreyerek yanan mumu aniden canlanıp ışık saçar hale gelmişken, demokrasi kahramanlığı rolü ortaya çıkmışken, mağduriyet görüntüsü başlamışken Ekrem İmamoğlu alıp başını önce adaylığa sonra da cumhurbaşkanlığına gider mi?
İşte asıl sorun burada başlıyor. 
İstanbul’u uzun yıllar sonra AK Parti’nin elinden hem de iki seçim kazanarak alan İmamoğlu, yükselen değer, parlayan yıldız olmuştu.
Ancak ardından geçen 4 yılda, adres bile sorulmayacak danışman ekibinin de katkısıyla yıldızının sönüşünü çaresizce ve garip çıkışlar yaparak izlemek zorunda kalmıştı.
Mahkeme kararı ise sönmesine az kalmış bu yıldızı yeniden parlattı.
Ama bu kez karşısında Erdoğan ve Kılıçdaroğlu gibi iki büyük lokma var. 
Benim tanıdığım Cumhurbaşkanı Erdoğan da Kılıçdaroğlu da İmamoğlu’nun bir süre daha parlayacak olan yıldızını söndürecek adımları atacaktır.
Kılıçdaroğlu bu saatten sonra ne olursa olsun Cumhurbaşkanlığı adaylığını İmamoğlu’na bırakmaz.
Hele Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresi hiç bırakmaz. 
Çünkü Genel Başkan olduğu için Kılıçdaroğlu’nun elinde bol malzeme vardır. 
Öyle bir şey ortaya attırır ki, İmamoğlu boynunu bükerek kenara çekilir.  
Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar önüne çıkan nice ünlü ve sarsılmaz denilen isimleri saf dışı ettiğini hatırlarsanız ne demek istediğimi anlarsınız. 
Ayrıca Kılıçdaroğlu’nun İmamoğlu’na yönelik, “Moralini bozma seni 16 milyon kucaklıyor” sözleri, ‘Sen belediye başkanlığına devam et’ uyarısından başka bir şey değildir. 
En büyük sürprizi ise Cumhurbaşkanı Erdoğan yaparsa şaşırmayın. 
Mağduriyet silahının İmamoğlu’nun eline geçmesine ve uzun süre onda kalmasına izin vermez. 
Erdoğan ne yapabilir ki diyeniniz çok olacaktır. 
Bunu da başka bir yazıya bırakalım. 
Bundan sonra Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve 6’lı Masayı zor günler bekliyor.
Artık evin içinde kıyamet koparken dışarıya birlik, beraberlik görüntüleri, mesajları vermek zorlaşacaktır.
Çünkü binadaki komşular evdeki gürültüyü duymak için daha çok kulak kabartacak, dikkat kesilecektir. 
Yazımdaki değerlendirmelerin bazılarının hoşuna gitmeyeceğini biliyorum. 
Onlara İstanbul’daki seçimlerin iptalinin hemen ardından kaleme aldığım yazıyı hatırlatmak isterim. 
Şöyle demiştim: “Kimse İstanbul’daki seçimlerin yenilenmesi kararına kızmasın, aksine sevinsin. Bu iyi oldu. Çünkü İmamoğlu az bir farkla aldığı seçimi bu kez ezici, tarihi bir farkla kazanacak.”
Gerçek Gündem’de yayınlanan bu yazımın ardından özellikle CHP çevrelerinden ağır eleştiriler, hakaretler içeren mesajlar yağmıştı.
Seçimler tekrarlanıp yazıklarım gerçekleşince de ‘Haklıymışsınız, özür dilerim’ türünden mesajlar gelmişti.
Türkiye artık böyle davaların görülmediği, siyasi yasaklarının getirilmediği, yargı bağımsızlığı tartışmalarının yaşanmadığı bir ülke olmalı.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.