Gürbüz Evren
CHP, Erdoğan’a çalıştığının farkında mı?
CHP, halkın büyük bir bölümü için gündem olmaktan çıkıyor.
O büyük bölümün önemli bir kesimini ise CHP’nin seçmeni, tabanı ve hatta örgütleri oluşturuyor.
CHP’liler bile artık pek CHP duymak istemiyor.
Buna rağmen eli kalem tutabilen hemen herkes CHP konulu yazı üstüne yazı döşeniyor.
Neden?
Çünkü CHP, hakkında en kolay yazılan parti haline getirildi de ondan.
Bu alandaki akademik tartışmaları çoktan bıraktım.
Giderek halka yabancılaşan bir dilin kullanıldığı çözümlemelerden, tartışmalardan da sıdkım sıyrıldı.
Bir siyasi partiye seçimleri kim kazandırır?
Tabi ki halk.
Peki CHP’de halk nerede?
Cumhuriyet ile Parti arasında.
Yani bu iki kelime arasında sıkışmış kalmış durumda.
Bir bakıma CHP’de halk var, ama yok.
Çünkü halk uzun yıllardır sağ partilere ve özellikle de AK Partiye bırakılmış.
Halkı kazanmadan hangi seçimi kazanacaksınız ki?
Halkı kazanmak için öncelikle bu ülkenin ve halkın değerlerini bileceksiniz.
Ama sadece bilmek yetmez, bu değerleri özümseyecek ve samimi olarak kabul ettiğinizi göstereceksiniz.
‘Mış’ gibi yapmayacaksınız.
Politikalarınızı da buna göre geliştireceksiniz.
Başkalarını kopya etmeyeceksiniz.
Bunları konuşamayanlar, ‘CHP’nin ideolojisi ne olmalı?’ sorusunu yanıtlamanın ve kabuk değiştirmenin derdine düşmüşler.
Avrupa’dan özenerek, “Sosyal demokrat parti mi yoksa sosyalist parti mi olsak?” sorusuna cevap arıyorlar.
CHP’yi ‘Avrupa tipi sosyalist parti’ sosuna batırınca, halk CHP’nin tadına bayılacak ve her şey düzelecek sanıyorlar.
Avrupa’da sosyalist partilerin tadı tuzu kaçmış, pili bitmiş, ama bizimkilerin haberi yok.
Örneğin Paris’te yaşadığım yıllarda, üniversite döneminden itibaren içinde olduğum ve birçok kez iktidara gelmiş Fransız Sosyalist Partisi, son seçimde yüzde 2’ye düşmüş, ama bizimkilerin ruhu duymamış.
Öyle ya CHP’de hemen herkes entelektüel, düşünür, ideolog vb.
Daha doğrusu herkes general rütbesi takmış emir veriyor, ama savaşacak er var mı yok mu kimsenin umurunda olmuyor.
Bu örgüt olamama ve çalışıyormuş gibi gözükme anlayışı hiç değişmedi, değişmeyecek.
Tekrar ideolojiye dönelim.
CHP’nin kurucu lideri Atatürk, partinin ihtiyacı olan ideolojiyi zaten 6 Ok ile ortaya koymamış mı?
Ama bunların modası geçti diyenler, başta Milliyetçilik olmak üzere o okları kırmakta sakınca görmüyorlar.
Hanımlar, beyler bilmem farkında mısınız, CHP kurucu parti kurucu.
Yüz yıllık tarihi olan bir partiden bahsediyoruz.
Önünü arkasını hesaplamadan partinin ayarlarıyla oynarsanız, yaşayacağınız sadece yenilgiler, hezimetler değil seçmeninizin, tabanınızın ve örgütlerinizin üzerine çöken ağır bir umutsuzluk olacaktır.
Kemal Bey, deneme yanılma yöntemiyle seçtiği danışmanlarla, MYK üyeleriyle, vekillerle, daldan dala atladığı politikalarla CHP’nin ayarlarını öyle bir bozdu ki, kim gelirse gelsin, ne yaparsa yapsın partiyi düşürüldüğü yerden ayağa kaldırması hiç ama hiç kolay olmayacaktır.
Seçim sürecinde katıldığım tüm televizyon programlarında, “Danışmanları Kılıçdaroğlu’na çok yanlış işler yaptırıyorlar. Kılıçdaroğlu’na seçimi kaybettirecekler. Kemal bey bunu anladığında iş işten geçmiş olacak. Görün bakın, danışmanların tamamını bir gecede kovacak” diye bas bas bağırdım.
Bu düşüncemi kendisine de defalarca ilettim.
O zaman bana kızanlar, danışmanların kovulduğu gece kendilerini sessiz moda aldılar.
Televizyonlarda söylediklerim kayıtlarda duruyor, isteyen bir kez daha izlesin.
İşe CHP’yi fabrika ayarlarına döndürmekle başlamak gerektiğini bilen biliyor.
Ama bunu ne Kılıçdaroğlu ne de kurtarıcı olarak ortaya çıkan Özgür Özel dile getirmiyor.
Ayrıca Özgür Özel, CHP’de iktidar değil memlekette iktidar hedeflediğini savunsa da hepimiz biliyoruz ki, seçim yenilgilerindeki payı, sorumluluğu ve katkısı nedeniyle bunu başaramaz.
Yine Özel, CHP’ye sıfır katkılı Murat Karayalçın ve onun gibileri ziyaret ederek neyin değişeceğini sanıyor ki?
Ankara’yı, 25 yıl Melih Gökçek’e mahkûm etmiş Karayalçın’dan ne bekliyorlar, anlamış değilim.
Yine halka dönelim.
CHP’yi iktidara kim taşıyacak?
Vereceği oylarla halk.
Anadolu’da, “Kavgalı eve kız verilmez” sözünü daha önce de birkaç kez anımsatmıştım.
Daha il kongreleri sürecinin başında İzmir, Afyon ve Siirt’teki itişmeler, bağrışmalar, küfürleşmeler, yumruklaşmalar, milletvekili bayılmaları, karakolluk olmalar halka nasıl bir mesaj göndermiştir acaba?
Böylesi görüntüleri izleyen halk, ‘Kavgalı Ev’ moduna geçmiş CHP’ye oy verir mi?
Bu itici, mide bulandırıcı, seçmen kaçırıcı görüntülere yol açanların derdi halk değil ki.
Parti içi iktidarı alınca vekil de başkan da MYK ve PM üyesi de genel başkan da sensin.
Medyada, kamuoyunda, toplumda, protokolde öne çıkan, kendince sosyal statü elde eden ve havalara giren de sensin.
Meclis’teki oturumlarda AK Partililere iki dayılanırsın, basın toplantılarında iktidara parmak sallarsın, kameraları gördün mü Bakanlara bağırırsın, uzatılan mikrofonlara ağzına geleni söylersin, çıktığın televizyon programlarında Saray’a saydırırsın, böylelikle de en kahraman CHP’li olursun.
Bunların yetmediğini halk çoktan anladı.
Ama sen anlamadın.
Çünkü halk senin umurunda değil ki.
Halkı Erdoğan’a, iktidara kaptır, yanında olanları da elinden kaçır, sonra da ‘Kaybettik ama yenilmedik’ sloganıyla geride kalanları avutmaya çalış.
Bunlara ‘halk nerede?’ diye sorun.
Alacağınız yanıt ‘halk yanımızda’ olacaktır.
Doğru söylüyorlar zira ellerinde oyuncak ettikleri Cumhuriyet Halk Partisi’nde halk var.
Hem de tam ortada.
‘Cumhuriyet’ ile ‘Parti’ arasına sıkıştırılmış bir süs kelimesinden ibaret.
Kemal Kılıçdaroğlu da Özgür Özel de önce halkı bu iki kelime arasından çıkaracak ki, CHP’liler geleceğe biraz umutla bakabilsin.
Sahi 9 milletvekili çıkarmış koskoca Başkent Ankara’nın il kongresine halk neden ilgi göstermedi?
Salona girip, o boş tribünleri ve az sayıdaki partilideki heyecansızlığı, durgunluğu gördüğümde, bir kez daha anladım ki bu parti kolay kolay ayağa kalkamayacak.
Zaten parti içi iktidar kavgalarına odaklandıkları için kongre kürsüsünde birbirlerine ağır eleştiriler yönelten konuşmacı vekillerin de halkı düşünecek durumda olmadıkları her hallerinden belliydi.
CHP, sayısını unuttuğum bilmem kaç seçimdir yaptığı affedilmez hatalarla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çalışmaktan artık vazgeçmeli.
Yazı uzadı farkındayım.
Ama yıllarını CHP’ye vermiş, 10 sene Kılıçdaroğlu’na yakın destek sağlamış, ‘Emeklilere 2 maaş ikramiye’ dahil partinin kullandığı bazı projelere imza atmış, CHP konulu yüzlerce makale ve ‘Millet CHP Diyecek (mi?) Yeni örgüt ve yeni çalışma modeli’ adlı kitabı yayınlamış biri olarak daha paylaşacağım çok şey var.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.