Atatürk’e de soykırımcı dediler ya…

Disney Plus (Disney+) adlı yayıncı kuruluşun Atatürk’ü anlatan diziyi yayınlamaktan vazgeçmesine ve bunu da tuhaf gerekçelerle geçiştirmeye çalışmasına şaşıranlara ben şaşırıyorum.
Dizinin yayınlanmasına Ermeni lobisi engel olmuşmuş.  
ABD’deki Ermeni diasporasının en büyük kuruluşu ANCA bu konuda başı çekmişmiş.
Bunda şaşıracak ne var anlamadım.
Sanki Ermeni lobisinin ilk kez böylesi müdahaleleri oluyor.
1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları ne zaman gündeme gelse, konu Türkiye kamuoyunda bir süre konuşulur.
Siyasiler, sivil toplum kuruluşları sert açıklamalar yapar.
Ama zaman içinde her şey unutulur.
Yapılanların, açıklamaların, sert söylemlerin kıymeti harbiyesi olmaz. 
Kısacası kendimizi kandırır dururuz.
Bizim ruh durumumuzu çok iyi bilen Ermeni diasporası ise halimizi gülerek izler.
Yaklaşık 25 yıldır Ermeni iddiaları üzerine çalışırım. 
Ermeni diasporasının ilişkilerini, stratejilerini, hesaplarını ve atacağı bir sonra ki adımı anlamakta zorlanmam.
Beni tanıyanlar ve konuya ilişkin yazılarımı okuyan, konuşmalarımı dinleyenler ne demek istediğimi bilir.
1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları hakkında biri İngilizce 3 kitap yayınladım. 
Yüzlerce makaleye imza attım.
Birçok televizyon programına katıldım.
Yurt içi ve özellikle yurt dışında konuşmacı olarak katıldığım birçok panelde, kimi zaman fanatik Ermenilerin ve destekçisi PKK’lı teröristlerin fiziki saldırısına uğradım.
Ama tavrımı hiç değiştirmedim.
Her zaman objektif ve gerçekçi olmayı tercih ettim.
Fransız Meclisi’nde 2000 yılında, adına soykırım dedikleri iftirayı bir yasa ile kabul ettiler.
Herkes Fransa’ya esti gürledi.
Fransız temsilcilikleri önünde gösteriler yapıldı.
Maketler, bayraklar yakıldı.
Fransız ürünlerini almayalım, otomobillerini kullanmayalım, boykot uygulayalım çağrıları yapıldı. 
Birkaç hafta sonra her şey unutuldu.
Kimse Fransız parfümlerinden, kozmetik ürünlerinden, markalarından vazgeçmedi.
Yollarımızı Fransız otomobilleri doldurmaya devam etti.
Ermeni iddialarını tanıyan benzeri bir yasa İtalya’da gündeme gelince, yine hop oturduk hop kalktık.
Protestolar, boykot çağrıları aldı başını gitti.
Hiç unutmam bir siyasetçi, İtalyan kravatlarını protesto edelim diye bas bas bağırdı.
Ama kimse o anda adamın boynunda İtalyan marka bir kravat olduğunu fark etmedi.
Kısacası nerede Ermeni iddialarını tanıyan bir yasa çıksa hemen protesto için soluğu o ülkenin elçiliğinin önünde aldık.
Ağzımıza geleni söyleyip, o ülkeye gitmeyelim, ürünlerini almayalım, boykot edelim diyerek, anlık tepkimizi verdik.
Hep kendimizi kandırdık.
Ermeni diasporası her ülkede siyasi ilişkilerini kurmuş, lobilerini oluşturmuş, planlı ve programlı bir şekilde yoluna devam ediyor.
Çok rahat hareket ediyor.
Çünkü rakibini yani Türkiye’yi tanıyor.
Türkiye’nin bu konuya ilişkin 1950’li yıllardan beri bir devlet politikası bulunmadığını, lobicilikte başarılı olamadığını, tasarılar gündeme geldiğinde günü kurtarmanın dışında hiçbir şey yapmadığını ve duygusal tepkilerin ötesine geçemediğini biliyor.
ABD’deki Ermeni diasporasının kuruluşu ANCA’nın yöneticisi Aram Hamparian, Atatürk dizisi için “Atatürk’ün Disney tarafından resmedilmesi korkunç bir öneri. Onun soykırım yaptığını görmezden gelerek geri kalanları öne çıkarmak yaptığı şeylerin normalleştirilmesi riskini ortaya çıkarır” yorumunda bulunuyor.
Hamparian, Atatürk’ün dünyadaki saygınlığını bildiği ve onu yıpratmak istediği içindir ki soykırım iftirasını ortaya atıyor. 
Bu ileri zekalı tarih fakiri, 1915 olayları sırasında Atatürk’ün Çanakkale’de kahramanlık destanları yazığını, ardından 1916’da Trakya’da görev yaptığını, Nisan 1916’da ise Diyarbakır’da Rus ordusuna karşı savaştığını bilmeyecek kadar zır cahil. 
Ama olsun maksat Atatürk’e saldırmak değil mi?
Evet Atatürk’ün bir soykırım yaptığını kabul ediyorum.
Ama nasıl?
10 Ağustos 1920’de, müttefikler ile Osmanlı Devleti arasında imzalanan Sevr Anlaşması, Doğu Anadolu’da bir Ermenistan Devleti kurulmasını da öngörüyordu. 
Atatürk ne yaptı?
Başlattığı ve zafere ulaştırdığı Milli Kurtuluş Savaşı ile Sevr Anlaşmasını soykırıma uğrattı. 
Yani Doğu Anadolu’da Ermenistan kurulması projesini tarihin çöplüğüne attı. 
Ermeni diasporası için bundan büyük soykırım olabilir mi?
Zaten Hamparian zavallısının derdi de bu değil mi?
Sorunumuz ne içeride ne de dışarıda, Türkiye düşmanlarına karşı birlik olamamaktır.
ABD’de Ermeni asıllıların sayısı 380 bin, Türk vatandaşlarının sayısı ise 300 bin civarındadır.
Ermeni diasporası dünyayı Türkiye’nin başına yıkarken, Türkler kendi içlerinde paramparçadır. 
İyi niyetli küçük bir kesimin çabaları ise yetersiz kalmaktadır.
Ayrıca bu son olay kapsamında düşündüğümüzde, Atatürk düşmanlarının sadece dışarıda değil içimizde de bulunduğunu unutmamak gerekiyor.
İşte bu kesimlerin de Atatürk dizisine yayın yasağı getirilmesine açıktan olmasa da gizliden gizliye sevindiklerini bilelim.
Aynı durum, birçok Avrupa ülkesi için de geçerlidir.
Fransa’daki Ermeni kökenlilerin sayısı 400 bin, Türk vatandaşlarının sayısı ise 700 bine yaklaşmıştır.
Ama bu ülkedeki Ermeni lobisi dünyayı Türkiye’nin başına yıkarken, kendi içinde birçok siyasi, etnik ve mezhepsel gruba bölünmüş Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olup bitenleri sadece izlemektedir.
Hatta Türk pasaportu taşıyanların bir kısmı, ellerinde farklı terör örgütlerinin bayraklarıyla Ermeni lobisinin gösterilerine katılmaktadır. 
En vahim durum ise Almanya’dadır.
Yaklaşık 20 bin Ermeni asıllının yaşadığı Almanya’da, Türk vatandaşlarının sayısı 2 milyon civarındadır. 
Ama o küçücük Ermeni lobisi, Alman Meclisi’nden soykırım iftirasını yasa olarak geçirebilmektedir. 
Bizim 2 milyon diye övündüğümüz vatandaşlarımız ise kendi içlerinde bin parçaya bölünmüş ve düşmanlaşmış şekilde yaşamaktadır.
İyi niyetli küçük grupların çabalarının ise hiçbir etkisi olmamaktadır.
Buraya kadar yazdıklarımdan, her şeyi yurt dışındaki ve ülkedeki vatandaşlarımızdan beklediğimiz sonucu çıkarılmasın.
Onların etkisizliğinin nedeni Ermeni iddialarına, propagandalarına karşı bir devlet politikamızın olmamasından kaynaklanmaktadır.
Ne demek istediğimi 1950’li yıllardan beri Türkiye’yi yöneten gelmiş geçmiş siyasiler çok iyi bilir.
Ermeni diasporası yoluna aynı kararlılıkla devam edecektir. 
Çünkü Soykırım, Ermeni diasporası için var oluş nedenidir.
Kendi varlıklarını sürdürme yöntemidir.
Birleştirici unsurdur.
Aynı zamanda bazıları için de maddi kazanç kapısıdır.
Çünkü Ermeni soykırım sektörü ekonomisi oluşmuştur.
Diaspora yayınladığı kitaplar, sahip olduğu radyolar, düzenlediği etkinlikler, yaptığı film ve dizilerden her yıl milyonlarca dolarlık kazanç elde etmektedir.
Unutmadan, önemli bir ayrıntıya daha değinmekte yarar var. 
Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşme (ne demekse) sürecinde, Atatürk dizisinin Disney Plus tarafından yayından kaldırılmasının, Ermeni diasporasının provokasyonu olduğu söyleniyor.
Türkiye’den toprak talebini anayasasından çıkarmamış, soykırım iftirasını ülkede yaşam tarzı haline getirmiş Ermenistan’ın, ABD’deki Ermeni diasporasının provokasyonuna ihtiyacı mı var?
Unutmadan sorayım, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kaç kişi Disney Plus aboneliğini iptal etti?
Uzun lafın kısası, kendimizi kandırmaya devam.


[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.