Ertuğrul Özkök

Ertuğrul Özkök

Zeki Alasya’nın Bu Haline Bakarken Niye “Kızılcık Şerbeti” Aklıma Geldi

Bugünlerde “Kızılcık Şerbeti”ni seyretmekten vazgeçince, acayip keyifli bir şey yapıyorum.

Youtube’dan Zeki Alasya ve Metin Akpınar’ın “Yasaklar” kabaresinden “Tatilde” bölümünü seyrediyorum..

Orada bir tatil köyü müdürü var ki;

Hani şu millete tatilde kavun karpuz yemeği yasaklayan otoriter müdür…

İşte onu bugün Ankara’daki “Başkanın bazı adamlarına” çok benzetiyorum.

f96dcf85-6b27-42a6-8aaf-63301f9e8eac.jpeg

PUTİN,  BOLSANARO, MODİ

VE ORBAN’I  TEK TEK İNCELEDİM

 

Konu “Kızılcık Şerbeti’nin” son bölümü

Geçen hafta sonunda öyle bir “Şey” oldu ki, dünya otoriterlik tarihinde bu kadar komik bir olay bugüne kadar yaşanmadı.

Putin tek adam otoriterliğini inceledim.

Giderek tek adamlaşan Hindistan Başbakanı Modi’nin rejimini inceledim.

Brezilya’da, şimdi iktidardan düşen Bolsanaro rejimini inceledim.

Macaristan’da Orban otoriterliğine baktım.

Hepsi basbayağı otoriter rejimler…

Özgürlükleri kısma var.

Yargıya müdahale var.

Muhalefeti yargı yoluyla sindirme var.

 

BAŞKANIN ADAMI, KADININ ERKEĞE

YAZDIĞI MEKTUBA SİNİRLENMİŞ

 

Ama bizdeki “Kızılcık Şerbeti komikliği” hiçbir yerde yok.

Pardon bir tek Kuzey Kore modelini incelemedim.

Belki orada vardır. Varsa da hiç şaşırmam.

Yahu kimin aklına gelir böyle bir komiklik…

Başkanın bir adamı, Kızılcık Şerbeti dizisinde kadının erkeğe yazdığı mektubu beğenmemiş, kadın oyuncunun tavrı hiç hoşuna gitmemiş, kadının erkeği aldatması hadisesine çok içerlemiş, erkekliğine yedirememiş...

 

BAŞKANIN KIZGIN ADAMI BİR

SONRAKİ BÖLÜMDE NE YAPMIŞ

 

Bütün gücüyle dizinin senaryosunu yazanların, yapımcıların, oyuncuların üzerine yüklenmiş…

Ama asıl ondan sonrası…

Dizinin bir önceki bölümü, kadının erkeğe yazdığı mektupla bitiyor…

Bir sonraki hafta ne görüyoruz?

Dizide fettan kadını oynayan oyuncu gitmiş, yerine Başkanın adamının mazbut gördüğü oyuncu gelmiş;

Senarist gitmiş, yerine Başkanın adamının beğendiği senaryoyu yazacak katip gelmiş.

Senaryoda kadının yazdığı mektup gitmiş, yerine erkeğin kadına yazdığı mektup gelmiş…

 

TÜRK AİLESİNİN AHLAKI

NASIL KURTULDU

 

Başkanın adamının mesajı açık ve net:

 “Bana bak kadın… Sen evinde otur, memlekete aldatma hizmeti lazımsa onu da dizinin erkeği yapar…”

Aynen bunu demek istiyor.

Otoriter rejimin güzelliği işte…

Ertesi hafta, hiçbir şey olmamış gibi dizi devam etmeye başlamış.

Böylece Başkanın adamı, “Türk ailesinin onurunu ve ahlakını ” kurtarmış oldu.

 

AİLELER ARTIK GÜNDÜZ PROGRAMLARINDAKİ

ÖTEKİ AİLELERİ İZLEMEYE DEVAM EDEBİLİR

 

Böylece o diziyi seyredenler, “Ahlaken kurtulmanın” verdiği rahatlıkla, ertesi sabah ve öğleden sonra kadın tartışma programlarındaki “Örnek aileleri” iç rahatlığı ile izlemeye devam edebilirler.

Peki Başkanın adamlarının ve kadınlarının her birinin kendince hiza verdiği, “Türk ailesini kötülüklerden koruma” dizi ve programlarından çıkaracağımız ders ne olacak?

 

DİZİLERDEKİ HAYALİ AİLELER

GERÇEK HAYATTAKİ GERÇEK TİPLER

 

Başkanın, durumdan vazife çıkaran,  “Fiction” kötülüklerden sorumlu adamları, dizi filmlerde, kadının kocasını aldatması gibi sahneleri senaryodan çıkartıp, senaristleri gözaltına aldırarak, aldatan kadını oynayan oyuncuları değiştirip yerine mazbut kadınları oynatarak Türk ailesini kötülüklerden korurken;

Gündüz kadın programlarında, kayınpederin gelinini; Oğlunun kayınvalidesini; Kayınvalidesinin kayınbiraderini;  kayınbiraderinin baldızını gerçek hayatta nasıl ayarttığını anlatan programları da aynı ilgiyle izleyebilir.

Haklılar. Çünkü bana göre o da eğlence…

 

SAYIN AHLAK MANEJERLERİ  BİRAZ CİDDİ

OLUN, REJİME ZARAR VERİYORSUNUZ

 

Neyse ciddi olalım.

Başkanın sayın adamları; rejimin “Ahlak menajerleri”, dizi zaptiyeleri…

Bana kulak verin…

Yahu otoriterlik ciddi iştir…

Lütfen bu komik işlerle otoriterliğin de cılkını çıkarmayın…

Buraya kadar yazdıklarım mizahtı…

Şimdi işin ciddi tarafına geçiyorum.

 

DEVEKUŞU KABARE’DEKİ KAMP

MÜDÜRÜ ZEKİ ALASYA GİBİ OLDUNUZ

 

 Dikkat edin, yavaş yavaş, bir zamanların Devekuşu Kabare’nin “Yasaklar” oyunundaki  “Kamp komiseri Zeki Alasya’ya” dönüyorsunuz.

Ama çok vahim bir şey var…

Artık temsil ettiğiniz rejim bu ülkede çoğunlukta değil.

Son seçimde ikinci parti oldu.

Temsil ettiğiniz zihniyet, kendi kafanıza göre koyduğunuz ahlak ölçüleri sanmayın ki herkesin ölçüsü…

7fb1ad6b-9cc9-4f18-9b3f-beadc392f930.jpeg


SİZ DÜNYAYA SAKALINIZIN

ARKASINAN BAKABİLİRSİNİZ

 

Sanmayın ki siz, hayata, sinemaya, dizilere, sakalınızın arkasına siperlenip bakıyorsunuz diye herkes öyle bakıyor.

Siz hiç merak etmeyin.

Bu ülkenin en az sizin kadar ahlaklı insanları Kızılcık Şerbeti’ni, Yasak Elma’yı, Sadakatsiz’i büyük bir keyifle izliyor.

Gündüzleri de kadın programlarını seyrediyorlar.

Çünkü onların şuuru, gerçekle kurguyu birbirinden ayırmaya  müsait.

Dizilerdeki kadınlar öyle diye kendileri de öyle olmuyor.

Çünkü orası bir “Eğlence yeri…”

Hayatlarını sizin kendi kafanıza göre yazdığınız senaryolardaki sadece askeri zaferlerden ibaret kötü yazılmış kahramanlık menkıbeleri ile geçirmek istemiyorlar.

 

MENDERES, ÖZAL DÖNEMİ GİBİ

SİZ DE SEYREDİP EĞLENİN

 

İnsanların üzerlerinde zaten yeterince sıkıntı ve gaile var.

Son 8 yılın enflasyonu, hayat pahalılığı, adaletsizlikleri, her an savaşa sokulacağız stresleri, oy verdikleri insanların birer birer hapse atılmaları karşısında duydukları öfke ve çaresizlikten fazlasıyla bitap düşmüş durumdalar.

Hiç olmazsa o insanların bir avuç eğlencesine de sokmayın o kendi kafanızdan uydurduğunuz ahlak ve  örf bahanelerini…

Bugün hepimizin rahmetle andığı Menderes dönemindeki İstanbul Tiyatrolarını, Toto Karaca’ların, Ali Sururi’lerin bol aldatmalı parodilerini hatırlayın.

50825758-2c5d-47b2-ac43-0d1f93047d3d.jpeg

 

İMAM HATİP OKULLARINDAKİ

K POP DİZİLERİ TUTKUSUNA BAKIN

 

Siz önce gidip imam hatip okullarında okuyan kız çocuklarına “K Pop dizilerini niye bu kadar seviyorsunuz” diye bir sorun.

Anlamaya çalışın o çocukları…

Bütün zorlamalara rağmen, İmam Hatiplerin kontenjanlarının niye dolmadığını,  o okullara gönderdiğiniz çocukların orta okuldan sonra niye devlet liselerine geçmeye çalıştıklarını da sorun onlara.

Diploma törenlerinde keplerini havaya fırlatan imam hatipli kızların yüzlerinde gördüğümüz o mutluluğu bir anlamaya çalışın.

 

ÖNCE ELİ KILIÇLI BAŞKANIN BU ÜLKENİN

MANEVİYATINA BIRAKTIĞI ENKAZI KALDIRIN

 

Sonra gidip bir de kendi mahallenizdeki bilge insanlara sorun.

23 yıllık bir doktrinasyona rağmen, “Dindar nesil” iddialarınızın niye çöktüğünü bir araştırın.

Camilere giden insan sayısının niye yüzde 10’ların altına düştüğünün sosyolojik nedenlerini bulmaya çalışın.

Başını örten kadın sayısının niye yüzde 50’nin altına düştüğünü bir düşünün.

Eli kılıçlı Diyanet İşleri Başkanının bunca yıldan sonra bu ülkenin maneviyatına bıraktığı enkazı bir kaldırmaya çalışın önce.

 

İKİ ÜÇ YIL SONRA  BUGÜNKÜ HALLERİNİZE

KENDİNİZ DE KAHKAHADAN KIRILACAKSINIZ

 

Olmuyor işte…

Kafanızdaki ahlak, bu Akdeniz ülkesinin 21’inci Yüzyılına dar geliyor.

“Bu otoriter rejiminizi”  bile, cılkını çıkarıp, komik hale getiriyorsunuz…

Başkanın sayın adamları,  bu kafada ısrar ederseniz;

Bugünkü hallerinizi, en geç iki üç yıl içinde, yeni nesillerin yazacağı “Yasaklar” kabarelerindeki  "Tatile gelen vatandaşa kavun karpuz yemeyi” yasaklayan  “Kamp Komiseri Zeki” gibi bir karakterler olarak seyretmeye hazır olun.

Çünkü cılkı çıkmış otoriterliğin vodvili kadar kolay yazılan bir senaryo yoktur.

Yemin ediyorum o gün geldiğinde, sizin çocuklarınız  bile kahkahadan kırılacak bugünkü “Kızılcık Şerbeti” hallerinize…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.