Ertuğrul Özkök

Ertuğrul Özkök

İyi bir paparazzi; hayatı boyunca kaç kere acil servise gider, kaç para kazanır?

Paparazzi nerede doğmuştur?
Ve bir paparazzi hayatı boyunca kaç kere acil servise gider…
Bu soruyu kendime ilk defa 31 Ağustos 1997 sabahı sormuştum.
O sabah çok erken saatte telefonum çalmış ve bana dünyayı alt üst eden haber gelmişti.
Prenses Diana Paris’te geçirdiği kaza sonunda hayatını kaybetmişti.
Ancak dünya o ölüm haberi ile birlikte derin bir öfkeyi konuşuyordu.
Diana’nın ölüm nedeni, kendisini motosikletlerle takip eden paparazziler olmuştu.
Diana’nın şoförü onlardan kaçmak isterken, Seine nehri kenarında bir köprünün altında kontrolü kaybetmişti…

15 YIL SONRA ROMA VIA VENETO
HARRY’S BAR’DA BİR AKŞAMÜSTÜ

O günün telaşı içinde sormadığım soruyu, 15 yıl sonra bir akşam üzeri Roma’da sormuştum kendime…
Roma’nın ünlü sokaklarından biri olan Via Veneto’nun Borghese bahçelerinin kapısına bakan kuzey ucunda Piazza di Porta Pinciana meydanı bulunur.
Veneto sokağının bu meydana bağlandığı yerde Roma’nın en ünlü kafe barlarından biri olan Harry’s Bar bulunur.
Bu bar Roma’nın “Dolce Vita yılları” denilen 1950 ve 60’lı yıllarda sadece İtalya’nın değil, dünyanın birçok ünlüsünün de buluşma yeriydi.
2012 yılının mart ayında orada çok güzel bir akşamüzeri geçirmiştim.
Ferzan Özpetek’in “Magnifica Presenza” (Muhteşem Ziyaretçi) filminin galasına davetliydim.
Yalnızdım ve o akşam üzeri yalnızlığın tadını çıkarmıştım.

PAPARAZZİ MAGAZİNİ İŞTE
BU BARIN ÖNÜNDE DOĞDU

Bu kafe benim gibi magazin düşkünü gazeteciler için bir tür “tarihin sıfır” noktasıdır.
Bana göre 20’nci yüzyıl magazinciliği o mekânda doğmuştur.
Çünkü bu kafe bar, sinemanın altın çağının ünlülerinin her fırsatta gittikleri yerdi.
Kimler geçmemişti o mekândan.
Audrey Hepburn • Anita Ekberg • Ava Gardner • Elizabeth Taylor • Richard Burton • Kirk Douglas • Frank Sinatra • Orson Welles • Charlton Heston…
Savaş sonrası İtalyan sineması ve kültür dünyasının efsane isimleri…
Federico Fellini • Marcello Mastroianni • Sophia Loren • Vittorio De Sica • Alberto Moravia • Pier Paolo Pasolini…
“Paparazzi” denilen magazin avcısı işte tam orada, oturduğum yerde doğmuştu.

O BARIN ÖNÜNDE BİR GECE
FRANK SİNATRA KİME BAKIYOR

İşte o barın önünde çekilmiş çok eski bir fotoğraf var.
Frank Sinatra barın açık mekânında ayakta ve karşıda bir kişiye eliyle “çekme” işareti yapıyor.

35f0032f-86aa-4dcf-84d4-725daf30728c.jpg
Magazin tarihine geçen bu fotoğrafta görmediğimiz kişinin adı Rino Barillari’dir.
Frank Sinatra ve yanındakiler o adama bakmaktadır.
O adam, dünya magazin kayıtlarına göre “Dünyanın ilk paparazzisi” sayılabilir.
İlk olmasa bile “Paparazziler kralı” kim diye sorarsanız banko odur…
Rino Barillari İtalya’da Ndrangheta denilen en kuvvetli suç örgütünün çıktığı Calabria’da doğmuş yoksul bir ailenin çocuğuydu.

14 YAŞINDA İTALYA’NIN
HOLLYWOOD’UNU KEŞFEDİYOR

14 yaşında Roma’ya gelmiş ve o sırada yükselen İtalyan sinemasının Hollywood’u sayılan Cinecittà stüdyolarının bulunduğu yeri keşfetmişti.
Hayatı orada ufak tefek getir götür işleriyle başlamıştı.
Sonra orada gördüğü bu ünlülerin fotoğraflarını çekmeyi akıl etmişti.
Sinema yükseliyordu. Fotoromanlar dönemi başlamıştı.
İnsanlar ünlülerin hayatını merak ediyordu.
Ve Roma artık dünya ünlülerinin çekim merkeziydi.
Paparazzilik mesleği işte tam o yıllarda doğdu.

0335508f-5c53-4166-971d-71935bd8a45c.jpg

ÜNLÜLERİN GÖRMEK VE
GÖRÜLMEK İSTEDİKLERİ BAR

Harry’s Bar ünlülerin “görmek ve görülmek istediği” yerdi.
Vespa ve Lambretta motosikletler İtalya’nın günlük hayatını değiştirmişti.
Vespa sadece “Roma Tatili” filminde Gregory Peck’le Audrey Hepburn’un o ikonik fotoğrafının aracı değildi.
Aynı zamanda dar Roma sokaklarında paparazzileri ünlülerin peşinden peş peşe taşıyan harika araçtı.

DOLCE VITA FİLMİ GELİYOR DÜNYA
“PAPARAZZO” KELİMESİNİ ÖĞRENİYOR

Paparazzi kelimesi de o yıllarda çok ünlü bir filmde doğdu.
Fellini’nin ünlü “Dolce Vita” filminde doğmuştu.
Filmde Marcello Rubini’nin (Marcello Mastroianni) sürekli yanında dolaşan bir foto muhabiri vardır. Adeta onun gölgesi gibidir. Filmdeki adı “Paparazzo”dur.
“Paparazzi” kelimesi, dünya dillerine ilk kez işte filmdeki bu karakter aracılığıyla girmiştir.
Paparazzi, o kelimenin çoğul hâlidir.
Paparazzo’nun tek bir amacı vardır. Marcello’nun yaşadığı boşluğun ve sıkıntılı hâlinin fotoğrafını yakalamak.
Fellini işte bu karakteri eleştirmektedir.
Çünkü “paparazzi”, gazeteciliğin tanıklık eden değil, istismar eden bir biçime dönüşmesini simgeler.

131aabcd-22bc-4f57-b1ff-38459889fab5.jpg

PAPARAZZİ MODERN ÇAĞIN
VİCDANSIZ TANIĞI MIDIR

“Fellini’ye göre, ‘Modern’ çağın vicdansız tanığıdır: olaylara müdahale etmez, anlamaz; sadece kaydeder ve satar.”
Paparazzi ilk eleştirisini işte o filmde alır.
Ancak geriye yıllardır çözülemeyen o soru kalır:
paparazzi çağının vicdansız tanığı ise, onun çektiği fotoğrafları yayımlayan kimdir?
Vicdansız suç ortağı mı?
Ya o fotoğrafları neredeyse bir asırdır büyük iştahla seyreden bizler?
Duyarsız işbirlikçiler mi…

PAPARAZZİNİN EN
KARANLIK GECESİ

Ama asıl darbe 31 Ağustos 1997 sabahı, Prenses Diana’nın ölümünden sonra gelir.
Dünyanın önde gelen bütün gazeteleri o gece paparazzilerin çektiği fotoğrafları yayımlamama kararı alırlar.
Ancak paparazzilik bu darbelerin altından kalkabilen bir meslektir.
Çabuk unutuldu Diana’nın o sabahki trajedisi.
Paparazziler yine çalışmaya devam ettiler.

38288713-031b-40e9-b7e9-b65b02f97b1e.jpg

ŞİMDİ SİZE BU YIL 80 YAŞINA GİREN
PAPARAZZİLERİN KRALINI TANITIYORUM

Daha önce de yazmıştım.
Ben Magazin Gazetecileri Derneği üyesiyim.
Magazin dünyasının “Paparazziler Kralı” lakaplı üyesi Rino Barillari bu yıl 80 yaşına girdi.
New York Times geçen hafta onunla ilgili çok uzun bir yazı yayımladı.
Barillari 60 yıllık paparazzilik hayatında Prenses Margaret’ten Audrey Hepburn’a, Lady Gaga’dan Spike Lee’ye kadar yüzlerce ünlüyü fotoğrafladı.
Tabii kolay bir hayat değildi.
Epey dayak yedi, hırpalandı.

cc73874a-4f41-48af-a2a7-4f64692f5c67.jpg

SON DAYAĞI AYNI HARRY’S BAR
ÖNÜNDE GERARD DEPARDIEU’DAN YEDİ

Son olayı 21 Mayıs 2024 günü, paparazziliğin doğduğu Via Veneto’daki Harry’s Bar’ın önünde oldu.
Gerard Depardieu bir kadınla birlikte oradaydı.
Tabii ki Rino da oradaydı ve deklanşörüne bastı.
O deklanşöre basarken, Fransız sinemasının en kabadayı sanatçısı Depardieu da yerinden fırladı ve paparazziler kralının üzerine saldırdı.
Rino Barillari o saldırıda epey hasar aldı.
Aralarındaki dava hâlâ devam ediyor.

60 YILDA KAÇ KERE ACİL
SERVİSE GİTTİN RİNO

Başta sorduğum ikinci soru işte o kavgayı okuduğumda aklıma gelmişti.
Çünkü Rino Harry’s Bar’ın önünden en yakın hastanenin acil servisine gitmişti.
Bir paparazziler kralı hayatında kaç kere acil servise gider?
Rino olanların çetelesini de tutmuş.
Bunun cevabını geçtiğimiz yıllarda açtığı sergisinde şöyle anlatmıştı:

İŞTE BİR PAPARAZZİNİN HASAR ÇETELESİ
162 KEZ ACİL SERVİS 11 KIRIK KABURGA

“Roma’ya yalnızca 14 yaşındayken geldim ve burası bana gerçekten Amerika gibi görünmüştü. Richard Burton’dan Liz Taylor’a kadar herkesi fotoğrafladım; sarhoş Peter O’Toole’dan dayak yedim, Marlon Brando’yla kavga ettim, Aznavour’la karate yaptım.”
Bu foto muhabiri, unutulmaz haber atlatmaları sayesinde bir dönemin panoramasını yaratmış ve Guinness Rekorlar Kitabı’na girecek rakamlarla övünmektedir:
Hayatının hastane kayıtları şöyledir:
(*) 76 kırılan fotoğraf makinesi,
(*) 11 kırık kaburga,
(*) 162 kez acil servise başvuru.
Paparazzilik zor zanaattır arkadaş.

BİR PAPARAZZİLER KRALI
60 YILDA KAÇ PARA KAZANIR

Peki bundan ona kalan miras nedir? Bunca kaburga kırığından sonra kazandığı para?
Geçen hafta bunun cevabını da New York Times’a verdi:
“Cebimde beş kuruş olmadan bir milyarder hayatı yaşadım…”
Paparazzi veya “ciddi gazeteci”… Aslında samimi her gazetecinin vereceği cevap da budur.
Watergate skandalını ortaya çıkaran Washington Post’un genel yayın yönetmeni de görevi bırakırken aynı şeyi söylememiş miydi?
“That was a good life…”

ANKARA GAZETECİLİĞİNİN
KRALI ALTAN ÖYMEN NE DEMİŞTİ

Bir magazin gazetecisinin hayat bilançosu bu.
Ya bir “siyaset gazetecilerinin” çetelesi nedir?
Yani “ciddi gazetecilerinki…”
Direkt cevabı yok ama dolaylı bir cevabı var.
Bu yıl kaybettiğimiz büyük gazeteci Altan Öymen anılarında “Neden gazetecilik” diye sormuş ve cevabını şöyle vermişti:
“1. Tanıyamayacağın insanları tanırsın.
2. Göremeyeceğin yerleri görürsün.
3. Uzaklaşmak için her zaman bir bahanen vardır.”
Anlayacağınız boş ceple çok zengin bir hayattır…

  •  

SON NOT: Tabii cebin de doluysa eğer;
Sen Gazeteciler Tanrısının sevgili kulusundur…
Kıymetini bilmek lazım yani…

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.