Erol Çevikçe
Önce AŞ-İŞ
47 yıl sonra, CHP’li partililerim ve Türkiye Cumhuriyetinin laik demokrasi sevdalısı yurttaşlarımın seçim sevincine çomak sokmak uğruna, geçmişte yaşadığımız olumsuzluklardan söz edeceğim için okurlarımın bağışlamasını dilerim;
1977 ve 1989 seçimlerinde Genel Başkanlarımdan sonra örgütlerden ve seçim kampanyasından en sorumlu olup ta bu günleri yaşayan bir-iki üst düzey parti yetkilisinden biriyim. İki seçimden de aradan 2 yıl geçmiş ve biz CHP olarak 1979’da ve 1991’de siyasi yaşamımızın en kötü sonucuyla karşılaşmıştık.
Hatta o tarihteki Başbakanımız Bülent Ecevit ve 11’lerle takviyeli hükümetimiz politik anlayışı gereği istifa etmişti.
1989’da İstanbul’da ünlü Bedrettin Dalan olmak üzere, bütün büyük şehirler Turgut Özal’ın partisi Anavatan’da idi. O kadar ki, seçime bir-kaç gün kala yapılan anketlerde İstanbul’u Dalan yüzde 70’in üzerinde bir oyla alıyordu!
Nostaljik anı değil, gerçek bir yaşanmış: Gençlik kollarımızdan gelen Prof. Nurettin Sözen önseçim kazanarak Partimizin adayı olmuştu. -Nasıl olsa kazanamayız- sanan biz Ankara’dakiler İstanbul’u kendi başına bırakmıştık. Seçimden 3 gün önce Genel Başkanımız Erdal İnönü beni çağırdı ve Nurettin Hocamızın Genel Sekreterimiz Deniz Baykal’ı İstanbul’a istediğini söyledi.
Yaşamımda ilk kez helikoptere bindik ve İstanbul Atatürk Havaalanına indik. Hoca bizi helikopterden aldı ve başka bir helikoptere geçtik. İlk durağımız Zeytinburnu’nda bir meydandı. Yoğun bir kalabalık; Önce Sözen Hoca sonra Gen. Sek. Baykal konuştu. Hemen devam ettik istikamet yeni ilçe Ümraniye, adayımız sonraları il başkanımız olan genç CHP’li Şinasi Öktem. Pilot ineceğimiz bayrakla işaretli alanı zor buldu. Parti otobüsü ile meydana gittik, yine ikisi konuştu ama zaman daraldı. Hava hafif kararmaya başladığı için Pilot -ben gidemem- deyince parti otobüsüyle Kadıköy’e seçim yasağı saat 18’den önce ulaşmaya çalıştık.
6 yoldan aşağı Kadıköy İskele meydanına doğru iniyoruz. Ben her zamanki gibi otobüsün üzerindeyim. Aşağıda önümüzdeki gri-karanlığı Haydarpaşa Garına doğru dalgalanan deniz sandım. İyice yaklaşınca gördüğüm insan kitlesinden şaşkınlığa kapıldım. Doğal olarak Baykal’ın konuşması saat 18’i aştı ve seçim yasaklarına girdik.
Hoca bizi aldı doğru hızla Yeşilköy’e ve Ankara’ya dönmek üzere pervanesi çalışan helikoptere geldik. Gen. Sek. helikoptere binerken Adayımız Nurettin Sözen Hoca o pervane gürültüsü içinde kulağıma bağırarak “seçimi aldık, aldık” dedi. Ben helikoptere binince pencereden bizi gören sevgili Baykal bana sordu “ne dedi?” ben de, “saçmalıyor, seçimi alacağını söyledi” dedim.
Ertesi Pazar gecesi o zamanki 67 ilden 42’sini almıştık. İstanbul’da Nurettin Sözen, Ankara’da Murat Karayalçın, İzmir’de Yüksel Çakmur, Adana’da Selahattin Çolak, Gaziantep’te Celal Doğan, Trabzon’da Atay Aktuğ ve çok değerli birçok CHP’li arkadaşımız belediye başkanı oldular.
Genelde 1977’de yüzde 43, 1989’da 34 oy almıştık. 2 yıl sonra 1979’da yüzde 29’a, 2 yıl sonra 1991’de yüzde 22’ye düştük.
Tartıştık durduk, evet, 1978-79 petrol fiyatları başta, dış-iç ekonomik nedenler gerçekti, ancak olan sonuç yokluklar, kuyruklar oldu, 1989 sonrası da başta İstanbul’da İSKİ Skandalının kararttığı ve yine dünya petrol krizi ve döviz darboğazı, pahalılık ve yokluklar. Elbette halkta doğan tepkiler.
Özetle, başka nedenler ve gerekçeler olsa da, o tarihlerde de, şimdi olduğu gibi seçim sonuçlarını ağırlıklı olarak, halkımızın Aş-İş derdi belirliyor.
Bunlardan CHP’ye hangi ders çıkar? Kestirme yanıtı Ankara B.Ş.B. Baş. Mansur Yavaş veriyor; “Halkımız bizden -demir kuleden, beton köprüden-asfalttan- önce sosyal yardım (aş-iş) belediyeciliğini istiyor”
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.