14 Mayıs seçimine bu gün dahil tam 6 gün var. 1950 seçiminde ortaokuldaydım. O seçimden bu seçime dek saydım 19 genel seçim 14 yerel seçim görmüşüm. 1961’den önceki 4 seçimin dışında yapılan genel ve yerel seçimlerin hepsinde oy kullanmışım. 1973 seçimlerinden bu yana da ya MV adayı ya da partili olarak sandık başlarında görev almışım.

İlk kez laik demokratik cumhuriyetin 100. yılı 14 Mayıs 2023’ te yapılacak seçimlere 10 gün kala ana muhalefet lideri ve cumhurbaşkanı Adayının halka adeta yalvarırcasına, “seçim akşamı ve ertesi sabah lütfen sevinç gösterisi için sokağa çıkmayın” dediğine tanık oluyorum.

Çünkü 21 yıldır iktidarda olan Partili Cumhurbaşkanı, “bunlara devlet teslim edilemez”, iktidar partisinin 2. Adamı bir Başbakan “bu seçim işgalci güçlere karşı istiklal mücadelesidir”, İçişleri Bakanı da “14 Mayıs’ta siyasi darbe yapacaklar” diyerek, seçimi kaybetseler de, iktidarı devir etmeyecekleri tehdidini açıkça yapabilmekteler.

Benim erginlik çağımda Anadolu’da kurtuluş savaşı ve 1. 2. Dünya savaşları ertesi batı Hristiyan dünyasına karşı olan tepkiden dolayı, hırsına kapıldığında Dinî inancına güvenle “ulan Allahsız-Kitapsız” diyerek karşısındakine hakaret edene sık olmasa da rastlanırdı.

“Demokrasi sadece sandıktır” yanlış anlayışına-inancına karşın, sandıktan çıkarak kaç seçimdir iktidar ve hatta sonunda Tek Adam olan Partili Cumhurbaşkanı bu kez 14 Mayıs sandığından çıkamama korkusuna o denli kapılmış ki, Millet İttifakının Adayını eleştirmek içi söze girerken “bu Allahsız-Kitapsızlar” diyecek düzeye kadar inmiş durumda.

İzliyorsunuz yıllardır yazılarımı hep, “iyimser” bir beklenti ve gerekçe ile bağlarım. Hatta yazdığım kitapların başlıklarında yine “iyimser” sözcüğü eksik olmaz.

Dünyanın gözü önünde yukardaki “o tehditkâr söz ve tavrına”, üstelik devletin bütün güvenlik ve hukuk güçlerini vesayeti altına almış AK Saraya karşı derseniz ki, HALA İYİMSER MİSİN?

Derim ki, OLMAK ZORUNDAYIZ