“LAİK DEMOKRATİK CUMHURİYET” İÇİN?

Seçim sathına girildiğine göre CHP’nin acil gündemi de (aday belirlemek dahil) artık sadece “laik demokratik cumhuriyeti yaşatmak için AK Sarayı durdurmak” olmalıdır.

Önemli olan bunu benim gibi çoklarımız söylemiyoruz, 6’lı Masanın CHP ile birlikte sonucu belirlemede oy gücü olan İYİ Partinin Genel Başkanı Meral Akşener de bu hedefin altını önkoşul olarak çiziyor. 

Sözleriyle üstü kapalı diyor ki, “çok takdir etmeme ve güvenmeme karşın, Sayın Kılıçdaroğlu ile cumhurbaşkanlığı seçimini kazanamayız” . Dolaysıyla, “acil gündem Tek Adam’dan kurtulmak” olduğunu varsayarak, AK Sarayın attığı son adımları, yorumlamaya çalışalım;

Önce bana göre, AK Sarayın İmamoğlu darbesindeki asıl hedefi iki haftadır tarafları birbirine düşüren 6’lı Masanın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı değil, “İstanbul’u kaybedersek Türkiye’yi kaybederiz “dediği halde kaybettiği İst. B.B’yi (kasasını) seçime giderken geri almak.

Elbette sonuç olarak İmamoğlu aday olamayacak. (Zaten, aylardır, CHP’nin -Başkan Kılıçdaroğlu’nun- İmamoğlu’nun da, Yavaş’ın da görevlerine devam etmelerini, yani adaylıklarını istemediğini artık anlamayan kalmamıştı) 

AK Sarayın (R.T. Erdoğan’ın) 20 yılda edindiği seçim deneyimi ve son 12 yılda CHP Genel Başkanının geçirdiği dokuz seçimin üzerinde çalışarak, inat ve ısrarla Başkan Kılıçdaroğlu’nu adaylık için sıkıştırdığı da görülüyor.

Yine AK Saray, bu seçimin de anahtar partisinin HDP olduğunu bilip, çok önemsiyor. Ve başta İYİ Parti olmak üzere 6’lı Masanın yumuşak bağının o olduğunu da bilerek özellikle o partilerin tabanını, damarından kanatmaya uğraşıyor.

Bu gerçeği başından beri bildiği için CHP Genel Başkanı özel ve zarif söylem ve adımlarla HDP’yi (ya da seçmenini) kazanmak çabasında. (en son polisin kendi parti binasına sokmadığı HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’a açıkça sahip çıktı)

Başkan Kılıçdaroğlu’nun bu çabasını AK Saray’ın yoğun bir şekilde PKK üzerinden suçlama fırsatı yapacağı da hemen görüldü. Ayrıca AK Saray, HDP’yi (tabanını) eskisi gibi arkasına alma konusunda uzun süredir içten çalışmakta. (Partiyi kapatma ve MV’leri ile ön kadroyu yasaklama olasılığı da Demokles’in kılıcı gibi elinde duruyor) 

AK Saray biliyor ki,  HDP’nin orta dönem için öncelikli temel hedefinin birincisi, yerel yönetimlerdeki kazanımları konusunda bundan böyle kayyum uygulamasından kurtulmak. İkincisi de, yeni “açılım” vaadi almak.  

Ki, -İmralı’ya göre bunları ancak Tek Adam kalırsa R.T. Erdoğan verebilir- olduğu konusu artık çok açık. HDP Genel Başkanı Pervin Buldan’ın bir süre önce, “İmralı ile görüşmelere olumlu bakıyoruz, yeter ki samimi olunduğuna inanalım” dediğini unutmayalım-

Gelelim özete, savcılık terör ile ilgili de İmamoğlu hakkında soruşturma açtığına göre, adımlarını hızlandıran AK Sarayın artık gözünü ne denli kararttığı besbelli. Yani Belediyenin maddi ve mali olanaklarının seçim öncesi ele alınması konusunda Birilerinin acelesi olduğu besbelli.

Bundan sonra değil CHP Genel Başkanı 6’lı Masadan kim çıkarsa çıksın, 2023 seçim sandığına girse bile çıkarmayacaklarını ilan etmiş durumdalar. Demokratik bir seçim ve sonuç için demokratik ve her şey eskisi gibi bir yarış için çalışmak iyimserlikten de öte politik safdillik olur.

Tek yol, AK Sarayın yolunu geçmişiyle hesaplaşacak ve merkez sağ seçmenini damarından uyaracak bir adayla kesebilmeyi düşünmektir. O da “parlamenter demokratik sistem inancına güvenilen” ve bir seçim önce CHP Genel Başkanı başta Millet İttifakının ortak adayı –oldurulamayan- önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül değil midir?  

Daha önce özellikle CHP’liler (hatta tüm sol siyaset erkânı) için söylediklerimi bir kez daha yineleyeceğim: Başta CHP, muhalefetin acil gündemi “2023’e doğru laik demokratik cumhuriyeti yaşatmaktır (AK Sarayı durdurmaktır)”.

Bu gerçeğin tartışılmaz koşulu, bu hedefe varmak için yine başta CHP’nin yönetimleri, soldaki siyasi önderlerin-öncülerin, cumhur ittifakı karşısına tek ve yüzde 50+1 oyu alma gücü en yüksek aday üzerinde birleşmektir.

Bunun için de herkes, siyasal ilke, hedef ve amaçları konusundaki öneri, beklenti, eğilim, görüş, istem ve ısrarlarını, Tek Adam’dan kurtulana kadar ertelemeleri, ötelemeleri ya da saklamaları gerekir.

Bu özverili yaklaşım, inançlarından, ilke ve amaçlarından asla ödün vermek değil, gerçeğin ve aklın yolundan gitmektir. 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.