Keşke RÜYA ya da FIKRA Olsaydı

1973’ten beri, milletvekilliği, bakanlık ve üst yönetim görevleri almış bir politikacı ve siyaset yazarıyım.

Ben,19 Mart gece yarısı İstanbul Sözleşmesinden çekilme ve Merkez Bankası Başkanını görevden alma kararına kadar son bir yılda AK Sarayın (Tek Adamın) anayasaya, yasalara, Devletin ve TBMM’nin hak ve hukukuna ve geleneklerine aykırı yaptığı uygulamaların benzerini daha önce, ne gördüm ne duydum ne de okudum. 

Tek Adamlık gücünü yitirme duygusu artık o duruma gelmiş ki, bırakın muhalefet eden diğer parti liderlerini, kendisini AK Saraya kadar getiren, başta kader birliği ettiğini yıllarca dilinden düşürmediği en yakın iki kardeşi(!), A. Gül ve B. Arınç, silkelediği politikacıların hemen tamamını en ağır şekilde eleştiriyor ve suçluyor artık.

Bizim gibi özellikle Müslüman ülkelerde, demokrasiyi “sadece sandık” sanan politikacılar, bir konuda çok erken ustalaşırlar: “seçmenin hafızası yoktur, yanlışı da, haksızlığı da unutur, yeter ki, karnı doysun”.

R.T. Erdoğan da, oyunu artırdığı her seçim sonrası “yola devam” derken, sözde “ileri demokrasi” dese de, o yol artık, “dediğim dedik, çaldığım düdük” yolu olmuştu.

Zaten yolun başında, O dememiş miydi, “demokrasi bizim için amaç değil, hedefe giden yolda araçtır”*

17-25 Aralıkta başlayan paralel devlet savaşına kadar da, 2007 seçimi ve 2010 anayasa değişikliği dahil, her oylamada AK Sarayın “ne istediler de vermedik ve aldatıldık” dediği Hizmet Hareketi (FETÖ terör örgütü) de, sandıkta var gücüyle AKP’ye destek olmamış mı idi! 

Ayrıca anımsayalım; 2002’de ilk seçiminde AKP, Erbakan Hocanın (Milli Görüşün) 1999’da aldığı oyun iki katını, merkez sağ ve ikinci cumhuriyetçi liberal demokrat geçinenlerin sayesinde almamış mı idi!

Tek Adam olmak için -Beni anayasaya değil, anayasayı bana uyduracaksınız-** savaşımını verdiği süreçte bir 23 Nisan bayramında kendi yerine oturttuğu çocuğa, “hadi bakalım astığın astık kestiğin kestik” derken de, hırsı artık aklına ve iradesine baskın olmaya başlamamış mı idi!

O kadar ki, bu hırs sade partisinde ve ülkesinde değil, İslâm dünyasında tek adam olmaya uzanmamış mı idi!

Ne var ki, bütün bu gerçeklere karşın, AK Sarayda aile boyu Tek Adam’ı anayasallaştıran halk oylaması ile estirdiği ılık rüzgârlar 24 Haziran 2019’da hem de payitahtı İstanbul’da tipiye dönüştü. Ve karnı tok sandığı çoğunluğun dağarcığında şimşekleri çaktırmaya yetti. 

Yüzde 50+1 artık AK Saray içi korkulu rüya oldu. Üstelik Külliyeye doğru esen tipi Tek Adamı üşütecek kadar sertleşti.

Ak Saray, bir yandan 2019 yerel seçiminden beri, enflasyon ve faiz çelişkisinden dolayı Merkez Bankasını emirle yönetmeye kalkışması sonucu hazineyi sıfırladı. 

Diğer yandan da, salgının gerektirdiği önlemleri zamanında ve etkili bir şekilde alma sorumluluğunu göze alamadı.

Dolaysıyla, başta orta ve küçük üretici, esnaf ve ticaret kesimi olmak üzere ulusal ekonomi yatırım, üretim ve istihdam gücünü yapısal olarak yitirdi.

Aslında, yakın tarihin belgelediği gibi, Tek Adamların hak-hukuk tanımadığı bir yerde, toplumsal, siyasal sorunların beraberinde gelen - ekonomik çöküş (aş-iş derdi), halkı başka çare ((kendine sahip çıkacakları) aramaya zorlar. Bizde de olduğu gibi…

Açıkça görülüyor ki, AKP Genel Başkanı R.T. Erdoğan, seçmende var olduğuna inanılan ve 18 yıldır oyuna oy katan “nasıl olsa elinden iktidar alınmaz” izlenimini, artık yitirmiş durumda.

Aylardır önce Cumhur Ortağının ağzından, partiler ve seçim yasalarını değiştirme, AND tartışması, HDP’nin kapatılması. Kendisinin Yeni Anayasa yapılması önerisi, hiçbir tutarlılığı olmayan Ekonomik ve Hukuk Reformları, Damatla başlayan her gün bir yenisi süren üst düzey görevden almalar -olmadı bir daha- atamalar, TBMM’yi yok sayan gece yarısı kararnameleri ve gazetelerde dolaşan yeni Kabine listeleri…

Bütün bunlar kırkıncı kez denenen, halkın gerçek (aş-iş-salgın) gündemini karartmak kapatmak için. 

Keşke durumumuz rüya ya da şu fıkra olsaydı!

“Temel Reis rüyasında takanın dümenini kırmış, elinde yeke, dalgalarla boğuşurken cep telefonu ile de Dursun’a bağırır; -Haçan sen yaniumda değilsun da, ha bu dümeni kim kirdu ula?

(*) 2004 de Rize’de R.T. Erdoğan

(**) 2017 Anayasa halk oylaması öncesi R.T. Erdoğan 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.