Ergün Aydoğan
Ucuz ölümler ülkesi...
‘’Bir toplumun nasıl yönetildiğini öğrenmek istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakınız’’ demiş düşünür. Bir başkası ‘’Her toplum, layık olduğu şekilde yönetilir’’ demiş!
Eğer bir ülkede BİR ve YÜZ’LERİN üzerindeki can kayıplarında ‘sonsuz’ yetki kullanan yönetenlerin hiçbir sorumluluk üstlenmeden, hesap vermeden ve de bu yönetenler ölümü kutsayan ‘’güzel öldüler’’ sözleriyle olayı geçiştiriyor, hafife alıyorsa… yaşananlar sonunda kimse hesap vermiyorsa bu ve benzeri acı olaylar yaşanmaya daha çok devam eder!
Yüreğimiz yangın yeri! Nefesimiz kesiliyor, söyleyecek söz bulamıyoruz!
Bolu/Kartalkaya Grant Kartal Otelde 76 vatandaşımız ‘acı’ bir şekilde yaşamını kaybetti. Her zaman olduğu gibi anlı şanlı bakanlar, siyasetçiler laftan başka bir şey üretmiyor, sorumlu yine yok. Bölge Turizm bölgesi, tüm denetim ve sorumluluk Turizm Bakanlığında olduğu halde, AKP’li belediyeden 2007 yılında alınan yangın raporuyla sorumluluğu CHP’li Bolu Belediyesine atmaya çalışıyorlar; 10 gün içinde sorumlular bulunup, hesap sorulacakmış!
Turizm Bakanı ve İçişleri Bakanları ortak açıklamayla 10 gün içinde sorumluları ortaya çıkaracağız dediler. 76 yurttaşın yaşamını yitirdiği otel bakanlığın resmi sitesindeki bilgilere göre, 14.12.2024 Düzenleme Tarih 13.12.2025 Geçerli Tarih, 1181 Bakanlık Belge numarasıyla, Turizm Bakanlığı işletme belgesi vermiş ve denetim firması ROYALCERT BELGELENDİRME VE GÖZETİM HİZMETLERİ A.Ş ye ait olduğu görülmektedir.
Boğazınızın düğümlendiği, sürekli hale gelen acıları ifade edecek söz bulmakta zorlanır haldeyseniz; ucuz ölümlerin olduğu ülkedesiniz demektir!
2004 Hızlı tren kazası, 2014 Soma maden faciası, 2018 Ankara-Konya hızlı tren kazası, 2018 Çorlu tren faciası, 2024 Erzincan maden göçüğü, 2024 Balıkesir silah fabrikasında patlama. 2003-2004-2009-2010-1013-2014-2015-2016-2021-2022 yılları içinde, bu işin fıtratında var, güzel öldüler diyerek sorumluların hesap vermediği maden kazaları… bugüne kadar herhangi bir yöneticinin sorumluğu üstlendiğini, istifa ettiğini veya yargı önünde hak ettiği şekilde cezalandırıldığını gördünüz mü, göremezsiniz!
Ölüm sadece yoksulları bulmuyor, varsıl veya yoksul fark etmiyor; ölüm her an sizi bulabilir. Geceliği 30 bin liralık otelde, aldığınız evin depremde yıkılmasıyla, çalıştığınız fabrikada iş güvenliğinin yeterli olmamasıyla, sokakta yürürken elektrik çarpmasıyla, belediye veya kamunun açtığı çukurlarda. Yolda yürürken sapığın bıçak saplamasıyla, devletin kontrolünde olması gereken içtiğiniz alkolle, yediğiniz kumpirle; can güvenliğinizin olmadığı her an ölümle burun buruna gelebileceğiniz ucuz ölümler ülkesinde yaşam güvenceniz yoktur.
Yetkinin diğer yüzü sorumluluk olması gerekirken, bu ucuz ölümler ülkesinde hiç sorumluların hesap verdiği görülmez. Ya ölüm kutsanır kader/fıtrat/mukadderat denir ya sorumluluk ölene yüklenir hiçbir zaman sorumlu ortaya çıkmaz, hesap vermez; aynı görevine her daim devam eder! Kuralı sermaye koyar, siyasi otorite sermayeye söz geçiremez, sermaye tarafında esir edilen çalışanlar, çökme tehlikesi olan maden ocaklarında, işyeri güvenliği tam olmayan işyerlerinde acımasız sömürü düzeninde her an ölümü bekleyerek çalışmaya devam eder.
Her olayda sorumsuz davranan, sonsuz yetki sahibi iktidar güçleri bu olayda sorumluluğu üstlenecek ‘denetim’ görevimizi gereğince yerine getiremedik diyerek istifa edecekler mi? Yargı siyasi otoritenin etkisi altında kalmadan otel sahipleri, oteli denetlemesi gereken bakanlık yetkilileri hakkında hak ettikleri cezayı verebilecek mi?
Yoksa bugüne kadar olduğu gibi zamana yayılarak; unutturulmaya mı bırakılacak!
Dostoyevski’nin romanında yaşıyor gibiyiz ‘’Hava gri ve soğuk, insanlar yoksul ve mutsuz.’’
Ve her an başımıza neyin geleceğini bilmediğimiz gelecek endişesi yüksek duygu ve korkularla…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.