
Ergün Aydoğan
TÜSİAD'IN çıkışı, yine mi darbe mağduriyeti?
Büyük sermaye sınıfının örgütü TÜSİAD savunuculuğu yapmak değil derdimiz. TÜSİAD’ın başta CHP’ye karşı ‘bildiri’ yayımlamış lığı, siyasete müdahale etmişliği unutulmuş olmamakla birlikte son çıkışına kim haksız diyebilir, kim itiraz edebilir; iktidar ve iktidarın baskısı altındakiler dışında!
TÜSİAD 4 bin 500 üye şirketiyle ihracatın yüzde 80’ini yapan, istihdamın yüzde 57’sini karşılayan, kurumlar vergisinin yüzde 80’ini ödeyen üyelerden oluşan bir dernektir. Zaman zaman ekonomi, demokrasi içerikli açıklamaları kamuoyunda özellikle iktidar çevrelerinde büyük ses getirir. Uzun bir aradan sonra TÜSİAD 13 Şubat’taki Genel Kurul toplantısında Başkan Orhan Turan ve Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ömer Aras bazı tespitler ve uyarılar yaptı. Bu uyarılar iktidar çevrelerini harekete geçirdi; belki de tam aradığım fırsat dedi! Daha önce daha ağır eleştirilerde dava açılmazken bu sefer jet hızıyla soruşturma başlatıldı!
Kısaca bakalım TÜSİAD ne demiş!
Politik hayatta olağanüstü olaylar yaşanıyor. Politikacılar, iş insanları, gazeteciler; sorgulanıyor, tutuklanıyor. Teğmenler ordudan ihraç ediliyor. Kartalkaya’da 78 kişi, Erzincan’da 9 kişi Kahramanmaraş merkezli depremde on binlerce kişi, Soma Kömür Madeninde 301 kişi (bunlara ilave olarak daha birçok ihmalden kaynaklı ölümlü kazalar eklenebilir) yaşamını kaybetti. Maliyetten kaçınan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturan idareciler diyor TÜSİAD; haksız mı, kim neyine itiraz edebilir?
-Hem sanayici, hem işveren hem çalışan mutsuz; haksız mı, belki de ilk kez iktidar toplumun farklı kesimlerini mutsuzlukta eşitledi!
-Şimşek’in politikalarına destek versek de her şey yolunda değil; TCMB yılsonu enflasyon tahminini yüzde 21’den, yüzde 24’e çıkarmadı mı?
-Sanayici kan ağlarken ithalatın cazibesi artıyor; Ocakta ihracat yüzde 5,8 artışla 21,2 milyar dolar, ithalat ise yüzde 10,2 artarak 28,8 milyar dolar olmadı mı?
-Bu ortamda işimizi nasıl devam ettireceğiz; hukuk güvencesinin olmadığı ülkeye yabancı yatırımı gelmeyeceği gibi…
-Biz bu ülkenin vatandaşıyız insani değerleri ekonomik çıkarın önüne koyarız; AKP iktidarında en çok TÜSİAD üyeleri kazandığına göre demek ki mesele sadece kazanmak değilmiş! neden konuşuyorsunuz diyenlere…
-Gazeteciler tutuklanıyor, Genel yayın Yönetmeni tutuklanıyor; doğru…
-Tutuklu vekillere, parti liderlerine ve belediye başkanlarına sürekli yenileri ekleniyor; doğru…
-Hukuk üstünlüğü sağlanmadan ne iç ne de dış sorunları çözeriz; üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğü diyerek yola çıkanlar, hukuk sadece sizin içi mi lazım!
-Suç örgütü kurmak artık şirket kurmaktan daha kolay; çökerte çökerte suç örgütleri bitirilemiyorsa demek ki suç örgütü kurmak şirket kurmaktan kolay…
-Teğmenler ihraç ediliyor ama infial yaratan suçlular kolayca serbest kalıyor; kim yanlış, kim haksız diyebilir…
-Modern devletin temeli hukukun üstünlüğüdür; keyfi yönetim değil. İktidar ve iktidardan beslenenler bir tek buna itiraz edebilir; hayır biz keyfi yönetmiyoruz diyebilir ama öyle değil!
TÜSİAD’ın bu çıkışı, yaptığı tespitler kimsenin itiraz edebileceği tespitler değil. Demokrasinin gereği, demokratik olduğunu iddia eden ülkelerde sadece TÜSİAD değil, oda ve derneklerin, bütün STK’ların, sendikaların, üniversitelerin itirazlarını korkusuzca yapabiliyor olması lazım.
Ama gelin görün ki iktidar yönetim anlayışına yönelik her eleştiriyi kendisine karşı bir çıkış ve her zaman olduğu gibi bunu bir ‘darbe’ olarak görüyor. Kendisini eleştirilemez, sorgulanamaz, hesap sorulamaz olarak görüyor; hesap sadece sandıkta sorulur diyor!
TÜSİAD’ın bu çıkışına başta Adalet Bakanı olmak üzere, iktidar yetkililerinden en ileri düzeyde ‘had’ bildiren çıkışlar yapıldı. Eski Türkiye, darbe lafları çokça söylendi. YİK Başkanı Orhan Turan’a İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘’Kamu barışını bozmaya elverişli nitelikli sözleri nedeniyle adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve gerçeği aykırı bilgiyi alenen yayma suçlarından’’ re ’sen soruşturma başlatıldı; alışıldığı üzere!
Peki Adalet Bakanı’nın ‘’…bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hukuk çerçevesinde en güçlü şekilde karşılık vereceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmasın’’ sözleri yargıyı etkilemeye teşebbüs, yargıya müdahale olmuyor mu?
İktidarın bugüne kadar olduğu gibi, 23 yıllık iktidarında elde ettiği güçle kullandığı sınırsız yetkilere rağmen yine buradan da bir mağduriyet çıkarmak isteyecek, vesayet çıkışları yapacak, medya ve iletişim gücüyle bunu daha da köpürtecek, yeni davalar açılacaktır. Oysa bütün kurumlar ve toplum kesimleri üzerinden vesayet oluşturan iktidarın kendisidir.
TÜSİAD konuşur da, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD-bilinen adıyla Müslüman İşadamları Derneği) durur mu, doğal olarak iktidarın yanında konuşlanarak ‘’Toplumsal huzuru zedeliyor’’ diye çıkış yaptı.
Bu konularda Anayasa Mahkemesi ne diyor ‘’toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak, her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır. Bu itibarla düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü, demokrasinin işleyişi için hayati önemdedir.’’
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de ‘’ifade özgürlüğü; incitici, şoke edici ya da endişelendirici bilgi ve düşünceler için de geçerlidir. İfade özgürlüğü; yokluğu halinde demokratik bir toplumdan söz edemeyeceğimiz çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin bir gereğidir’’ der.
Türkiye TÜSİAD üzerinden önümüzdeki günlerde önemli bir demokrasi sınavı verecek…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.