Toplum öne çıkmış siyasi kişilere bazı unvanlar, roller verir anlamlar yükler. O kişi artık o rolün içini doldurur, gerektiği gibi davranır veya o hak etmediği unvanın aksine davranışlardan sonra aynı toplum o sahte ‘kahraman’ı çıkardığı hak etmediği yerden indirmesini bilir. Sadece siyasette değil toplumun değişik katmanlarında buna benzer star veya kahramanlaştırılanların düşkün hallerine sıkça tanık olunur.

Niye özellikle siyasetten böyle bir giriş yaptık. Malum siyaset hiç olmadığı kadar hareketli, hararetli. Ahlaki, etik boyutu sürekli tartışma konusu olan siyasi transfer sezonu oldukça hareketli bir başka deyişle siyasette transfer sezonu hızlı, hiç kapanmıyor!

Kimden söz ediyoruz, CHP’de 2002-2009’da 7 yıl milletvekilliği, 2009-2014’de 5 yıl Aydın İl Belediye Başkanlığı, 2014-2025’de 11 yıl Aydın Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapan ‘’topuklu efe’’ unvanı verilen, ‘zor karşısında’ unvanın aksine ‘topuklayan’ Özlem Çerçioğlu’ndan söz ediyoruz.

Özlem Çerçioğlu, kendisini cumhuriyet değerlerinin vücut bulmuş hali, onların taşıyıcısı rolünü kitlelere iyi pazarladı, AKP iktidarı karşısında direncin timsali gibi sunduğu için; topuklu efe unvanıyla anılır hale geldi. Uzun yıllar iktidar baskısı altında olduğu, çalışmalarının engellendiği mesajını verdi. Bugüne kadar çok eleştirdiği, karşı olduğu, son olarak mazbatası çay ocağında veren iktidar partisine sığındı.

Ne yapalım, kendi tercihidir denilemez. Çerçioğlu dahil hiç kimse kendisi değil, kendisini seçen yüz binlerdir, seçildiği partidir. Kendisini vazgeçilmez gören hiçbir siyasetçi vazgeçilmez olmadığı gibi kıymeti kendisinde değil seçildiği partisidir. Seçenlerden oy isterken seçildikten sonra gerek duyarsam başka bir partiye giderim, benim için parti değil çıkarlarım veya hizmet almaktır diye değil tam aksine iktidar karşıtlığı üzerinden yeni bir iktidar inşa etmek için oy istemiş ve oy verende onun için oy vermiştir. Dolayısıyla bu ve benzeri parti değiştirmeler oy veren seçmene ihanettir, seçildiği partisine ihanettir; Özlem Çerçioğlu da seçildiği partiye ve Aydın halkına ihanet etmiştir.

Gelelim istifa gerekçelerine ve neden topukladığına!

İddia ettiği gibi partideki antidemokratik uygulamalar olduğu için gitmemiştir. Çünkü Çerçioğlu uzun yıllar Aydın siyasetinin tek başına belirleyicisidir, o ne istemişse o olmuştur. Buradaki gidişin ana nedeni hakkında uzun süredir devam eden onlarca yolsuzluk dosyalarıdır. Hani katılım konuşmasında hakkımda ne varsa koyun ortaya diyor ya; ortaya koyan katıldığı iktidar partisidir. İddia edilen o ki önüne dosyaları ortaya koyanlar ‘’ya bize katıl ya hapse atıl’’ dediği, kendisinin de ‘’ben 6 metrekare yerde duramam’’ dediği için topuklamayı tercih etmiş dosyaları koyanlara katılmıştır.

Ayrıca daha önce FETÖ’nün belediyeler imamı denilen Erkan Karaaslan’la olduğu gibi, suç örgütü lideri ilan edilen Aziz İhsan Aktaş’la en çok iş yapan belediye başkanlarından birisi Özlem Çerçioğlu’dur. Eğer suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Aziz İhsan Aktaş ile iş yapmak suçsa, karşılığı tutuklanmaksa, bu sadece CHP’li belediye başkanları için geçerli değilse…

Topuklayan efenin onlarca soruşturma dosyası ne olacak?

Şimdi can alıcı soru şu, Gaziantep Şehitkamil Belediye Başkanında olduğu gibi, Özlem Çerçioğlu CHP’de iken hakkında açılmış onlarca dosya ‘sığınma’ dan sonra kapatılacak mı yoksa soruşturmalar siyasetten bağımsız gereği yapılacak mı? Haklı olarak diyebilirsiniz ki yapılacak olsa niye AKP’ye geçsin ki, bak 23 yıl sonra çok eleştirdiği cumhurbaşkanına ne kadar yakın olduğunun farkına varmış!

Topuklayanlar değil direnenler…

AKP iktidarı 29 Mart yerel seçimlerinde CHP karşısında kaybetmiştir. Devletleşen iktidar CHP’li belediyeleri silkeleme kararıyla araçsallaştırdığı yargıyla CHP’ye aralıksız operasyonlar düzenlemektedir. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 17 belediye başkanı ve sayısız belediye çalışanı tutukludur. İddia o dur ki, tutuklananların mal varlıklarına el konulmakta, ‘itirafçı’lığa zorlanmakta aile yakınlarıyla tehdit edilmektedir.

Topuklayan efenin AKP’ye katılmasıyla ortaya çıkan gerçek kendisinden ve yaptıklarında şüphesi olanlar, mal varlıklarını siyasi inanç ve ideolojilerinin önüne koyanlar sığınma ihtiyacı duyabilirken, bütün bu baskı ve tehditler karşısında Ekrem İmamoğlu, Zeydan Karalar, Muhittin Böcek ve onlarca belediye başkanı inançla, gururla direnmektedir.

Eğer bu transferler bir aklanma, arınmaya dönüşecek olursa operasyonların siyasi olduğu inancı daha da pekişecektir.

Ve bundan sonra muhalefetten iktidara geçecek olan belediye başkanlarıyla ilgili toplumun kanaati, kendilerini zora sokacak iş ve işlemleri, kabarık dosyaları var ki kendini kurtarmak için gittiği duygusu kitlelerde pekişecektir.

Saraylar saltanatlar çöker/kan kusar bir gün/Zulüm biter.

Menekşeler açar üstümüzde/leylaklar da güler.

Bu günlerden geriye/bir yarına gidenler kalır/ bir de yarın için direnenler. Adnan Yücel