
Ergün Aydoğan
Soyadımız Türkiye... Savunma hakkı!
İBB’ye düzenlenen operasyonlar kapsamında şirketlere atanan kayyımlar eliyle İstanbul’daki bütün reklam alanlarını ele geçiren iktidar Kurban Bayramında reklam alanlarını ‘’Adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye’’ ile donattı. Size ait olmayan çalıntı olduğu iddia edilen ‘’Adımız kardeşlik, soyadımız Türkiye’’ deyip ‘savunma Hakkı’nı ortadan kaldırırsanız kardeşlikten ‘’Soyadımız Türkiye’’ demenin bir anlamı kalmaz.
2019’da seçildiği günden beri operasyonların nihai hedefi haline gelen, yasal olarak halen seçilmiş İBB Başkanı olan Ekrem İmamoğlu’nun; resimleri yasak, sesi yasak, hüküm giymemiş bütün tutukluların X hesabı serbest iken İmamoğlu’nun X hesabı yasak…
İmamoğlu’na yönelik operasyon kendisiyle sınırlı kalmayıp aile yakınları ve yakın çalışma ekibi üzerinden de baskı oluşturulmak istenmektedir. Aile şirketlerine el konulmuş, özel kalemi, koruma müdürü tutuklu yetmedi avukatı Mehmet Pehlivan’da tutuklandı.
Aile şirketlerine kayyım atamasından sonra Baba Hasan İmamoğlu’na ait Edremit/Güre’deki arazide daha önce yapılan aramada hiçbir şey bulunamadı. Bu sefer Hasan İmamoğlu’na ait olmayan, daha önce terki yapılan yerde kalan kuyu aranıyor. Jandarma tarafından kazı ekipleriyle metal detektörlerle tekrar arama yapılması akıllara Ergenekon dönemini (önceden belirlenmiş alanlarda mühimmat bulunmasını) getirmektedir. Doğru yanlış demeden yapılan bütün aramalarda hiçbir şey bulunamıyor ‘arazi arandı suç unsuruna ait bir durum bulunamadığına’ dair bir evrak düzenlenip muhatabına verilmiyor.
Özel kalem müdürünün, koruma müdürünün, avukatının tutuklanması. Baba İmamoğlu’nun yazlığına jandarmalarla aramaların yapılması, bu görüntülerin kamuoyuna servis edilmesi masumiyet karinesi bir tarafa ağır taciz ve baskı ve aynı zaman kamuoyunun vay be ‘’ne büyük suç ağı-şebekesi’’ varmış algısı yaratma çabasından başka bir şey değildir.
Elbette hiç kimse layüsel, yargılanamaz değildir, herkes yargılanabilmelidir, yargılanmalıdır ama ‘adil yargı’ olmalıdır. Yargılananlar düşman hukukuna maruz kaldığı hissine kapılmamalıdır. Ayrıca neden bu yargısal operasyonlar sürekli olarak CHP’ye yöneliktir. Belgeli, kanıtlı bunca iddia karşısında yargı AKP’liler neden sessiz, hareketsizdir?
‘’Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın.’’ Lev Tolstoy
İÇ CEPHE…
Erdoğan’ın çevremizde yaşanan olaylar sonrası ‘’iç cepheyi güçlendirelim’’ çağrısına karşılık Ekrem İmamoğlu’nun ‘’Devamlı fitne peşinde koşan, toplumsal kutuplaşmadan beslenen, kendine devamlı suni düşmanlar üreten, sandıkta yenemediği rakiplerini hapse atan bugünkü iktidarla bunun asla başarılamayacağını düşünüyoruz’’ demesi haksız mı? İç cephe böyle mi sağlanır?
Üç kez seçim kazanmış, 15,5 milyon halkın oyuyla cumhurbaşkanı adayından ‘suç örgütü lideri’ çıkarılmaya çalışılıyor!
Yoksullar için 40 TL’ye 3 çeşit yemek imkanı için lokanta, çocuklar için süt, bebeklere doğum yardımı, gençlere evlilik yardımı, yoksullara; gıda, kıyafet, market yardımı, kreşler öğrenci yurtları, çiftçiye destek… metro, tünel, altyapı, atasına, ceddine sahip çıkarak tarihi mirasları restore edenden suç örgütü lideri mi olur!
EN KUTSAL HAK SAVUNMA HAKKIDDIR
Avukat Mehmet Pehlivan ‘’suç örgütüne üye olmak iftirasıyla tutuklandım. Oysa benim üye olduğum tek örgüt, Türkiye Barolar Birliği ve İstanbul Barosu’dur. Yani bu ülkenin onurlu savunma geleneğidir.’’
Tutuklanan avukatı Mehmet Pehlivan ‘’Tutuklamamın tek nedeni Ekrem İmamoğlu’nun avukatlığını yapmamdır. Amaçları korkutmak, susturmak, yalnızlaştırmaktır. Boşuna uğraşıyorlar. Çünkü biz avukatlar teslim olmayız.’’ Açıklamalarını yaptı.
Ne yazık ki Türkiye 12 Eylül darbe dönemlerinde bile karşılaşılmayan hukuksuzluk ve zulümle karşı karşıya; savunma hakkının kısıtlanması, savunmanın baskı altına alınmak istenmesi görülmüş şey değil.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58’inci maddesinin birinci fıkrasına göre; avukatların, avukatlık görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarındaki soruşturma Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır. Adalet Bakanlığından izin almadan doğrudan soruşturma yapamaz, avukatın savunmasını alamaz ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar veremez.
Anlaşılan konu Ekrem İmamoğlu olunca böyle bir izne ihtiyaç duyulmadan gereği yapılmış!
AKP uzun iktidarını tesis edip, iktidarını sonsuz kılmak için her defasında faklı ortaklıklar kurarken, siyasi rakiplerini tasfiye etmek içinde yargıyı sistematik olarak kullanmaktadır.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ‘’Türkiye’nin hukuk endeksinde geride olduğunu söyleyenlere itibar etmeyin.’’ Tamam, hadi uluslararası endekslere itibar etmeyelim neye itibar edelim; yargılamalara mı, e sürekli olarak siyasi rakiplere yönelik yargılamalar ortada iken…
Cumhurbaşkanı başdanışmanın attığı tweet sonrası apar topar tutuklanan 50 yıllık gazeteci Fatih Altaylı gibi ağzını açanın tutuklanıyor olduğu bir süreçte; neye itibar edelim!
Keşke bal demeyle ağızlar tatlanabilseydi…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.