Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Sınırsız yetki, sıfır sorumluluk

                                  

Yetki, emir verme ve karar alma gücüdür; sorumluluk ise görevleri yerine getirme ve rolleri yerine getirme yükümlülüğüdür. Etkili liderliği ve kurumsal başarıyı sağlayan şey, yetkilendirme ve hesap verebilirlik arasındaki dengedir. Sorumluluk, görevleri tamamlama ve sonuçlardan sorumlu olma yükümlülüğünü ifade eder.

Bu teknik yetki ve sorumluluğun siyasi karşılığı, halktan alınmış olan yetki ve sorumluluğun kullanımı sırasında halkın beklentileri karşılanamadığında; istifa edip görevi bırakmadır.

Türkiye’nin mevcut ‘’kuvvetler birliği’’ yönetim sistemine göre yetkide bir sorun yok. Yetki; sınırsız. Yetkili yönetici, görevleri-rolleri istediği gibi dağıtıyor. Görev-rolü üstlenenler, sorumluluk görevleri tamamlayamadığında sorumlu olma yükümlülüğünü üstleniyor mu derseniz işte o yok.

DÜN YANIYORDUK…

Türkiye son yıllarda artan orman yangınlarıyla karşı karşıya. Bugün yaşanan yangın felaketi ve tartışmaları ilk kez yaşanmıyor. 2021 yılında da yine bugün olduğu gibi özellikle Marmara, Ege, Akdeniz bölgelerini kapsayan yangınlar sonrası CHP’li 11 belediye bir deklarasyon yayınlayarak THK’ya yeni yangın uçağı alımı ve uçak modernizasyonu da dahil olmak üzere her türlü desteği verebileceklerini bildirmişti.

Bugün Silivri cezaevinde tutuklu bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 2021’de ‘’Mevcut uçakların tadilatı, filonun genişletilmesi ve bu filodan hizmet almak için talebimiz olduğunu resmi başvuruyla bugün sorduk. Türk Hava Kurumu’nun onlarca uçağı olsa bugün düştüğümüz durumu yaşamayız.’’ Açıklamalarını kamuoyuyla paylaşmıştı. Artık Türk Hava Kurumu’nun esamesi bile okunmuyor!

Tabi merkezi ve yerel iktidar güçleri olması gerektiği gibi dayanışma içinde toplumun sorunlarına çözüm aramak yerine ‘iktidar’ kavgası halinde, merkezi iktidar muhalefet belediyelerini ‘silkelemek’ için yok saymak istediğinden bu dayanışma sağlanamadı.

BUGÜNDE YANIYORUZ, SÜREKLİ YANIYORUZ…

İlgili kurum Orman Bakanlığı görevini ‘eksiksiz’ yaptığı yönünde açıklamalar yapıyor. Bakanlık açıklamasına göre, 25 bin personel, 131 bin gönüllü, 14 İHA (Avrupa’da 1, Dünyada 2. Sıradaymışız). 184’ü akıllı, 776 gözetleme kulesi (Yapay Zeka destekli Sistemler Sayesinde Tespit süresi 2 dakikaymış!). 5.359 kara aracı ve ekipmanlar (Arazöz ve su ikmal araçları: 1.786 adet. İş Makinesi: 831 Adet. İlk Müdahale Aracı: 2.742 Adet). Yangın Göletleri ve Havuzları (son 23 yılda 4.796. Özellikle uzun iktidar dönemlerini esas almışlar; çünkü onlardan önce hiçbir şey yok, kağnılara biniliyordu ya!)

Açıklamalara göre 27 uçak ve 105 helikopterle havadan 78 ton su atma kapasitemizi 438 tona çıkarmışız!

Güzel, kapasiteyi artırmışız ama sürekli yanıyoruz; demek ki bunlar yeterli değil, daha fazlası lazım. Bakanlık ‘’unutulmamalı ki şu anda olağanüstü meteorolojik koşullar altındayız’’ diyor, neymiş elimizden geleni yapıyormuşuz ama meteorolojik şartlar izin vermiyormuş! Doğayı sorumlu tutma, doğaya teslim olma çaresizliği…

Açıklanan bu veriler algıyı yönetmek için yapılmamış, gerçek olsa bile yangın bölgelerinin birçoğunda ne helikopter ne yangın uçağı ne de İHA görünmedi. Halk çaresizce kendi imkanlarıyla traktörlerle, su damacanalarıyla yangın yerlerine koştu. Diyelim ki hepsi doğru, çok gayret gösteriyorsunuz; yetmiyor, yanıyoruz, daha fazlasını yapmanız ve yangın öncesi ve sonrasını yönetmek durumundasınız. Elimizden geleni yapıyoruz demek; yöneticilik değildir.

Bakın bakanlık övünç vesilesi olarak 27 yangın uçağımız var diyor. 131.957 Km2’lik komşu Yunanistan’ın 49 adet yangın uçağı var. Bizden 6 kat küçük Yunanistan’ın yangın uçak sayısı nerdeyse bizim iki katımız.

Şimdi sınırsız yetki kullanıp hiçbir sorumluluk üstlenmeyen yöneticilere çok basit bir iki soru soralım. Gazeteci Erdem Atay’ın, görevdeki bir bürokrata dayandırdığı ‘’yanan yerlerin maden aramaları için ruhsatlandırıldığı’’ iddiaları doğru mudur? Ege, Marmara, Akdeniz başta olmak üzere yanan yerler tekrar ormanlaştırmak yerine imara açıldığı veya yapılaşmaya göz yumulduğu doğru mudur? Sistematik yangınların arkasında PKK veya karanlık bazı güçler var mı?

Elbette ne soruların kamuoyu yararına cevaplandırılacağını ne de herhangi bir yetkili-sorumlunun görev vicdanı gereği istifa edeceğini beklemiyoruz.

Memleketin her tarafı cayır cayır yanarken yetkililer kamuoyu algısı yaratma peşinde. Günler sonra yöneticiler makine, araç parklarıyla birlikte ne kadar başarılı, Avrupa’da birinci, dünyada ikinci olmamızla övünüyor ama ormanalar yanmaya, şehitler vermeye devam ediyoruz.

23 yıllık iktidar süresince sayısız sorumluluk üstlenilmeyen olay sıralanabilir. Son gülerde yaşananlar… Bir kayıp şehidi aramak için giden 12 asker mağarada şehit oldu. 78 insan kışın otelde yanarak can verdi; 15 günde sorumlular bulunacak dendi. 10’un üzerinde kişi orman yangınında vefat etti. Sayısı bilinmeyen en az 50 binin üzerinde insan depremde hayatını kaybetti. Soma, İliç, Zonguldak… birçok maden kazasında yüzlerce can kaybı yaşandı.

Bir tek ama bir tek, görevimin gereğini yapamadım diyerek ‘istifa’ eden bir yönetici olmadı. Her şeyi mükemmel yapıyoruz, çok başarılıyız, Avrupa birincisiyiz; ucuz ölümler ülkesi haline gelen ülkede sadece sürekli ölüyoruz!

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.