Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Meclis'e saygı, Öcalan'a mahkumiyet

                                  

Meclis açılışına CHP’nin katılmaması AKP iktidarının ‘hesap’larını altüst etti. Başdanışman Mehmet Uçum cumhurbaşkanına ‘saygı’ tartışması başlattı aynı zamanda Meclis’e ‘saygı’sızlık olarak değerlendirenler oldu CHP’nin açılışa katılmamasını.

CHP’nin haklı gerekçeler öne sürerek katılmaması doğru bir tavırdır.

Bir önceki yazıda Cumhurbaşkanına saygıyı konu ettiğimiz için bugün Meclis’e ‘saygı’ nasıl gösterilirmiş ona bakalım. İktidar cenahı elindeki iktidar gücü ve iletişim araçlarını kontrol etmesiyle kamuoyuna istediği gibi yön verme gücüne sahip. O, özgüvenle bir önceki seçimi terörist başı Öcalan’a ‘söverek’ kazandı şimdi ‘kurucu önder’ payeleriyle ‘överek’ varlığını sürdürmek istiyor

MECLİSE SAYGI

CHP’nin katılmamasını Meclis’e saygısızlık olarak görenler, yüce meclisin kutsal çatısı altında, PKK terör örgütünün kurucusu, 50 bin kişinin katili terör elebaşı için ‘’Biji Apo, Öcalan’a özgürlük’’ sloganlarının atılmasına göz yumuyor, hiçbir ses çıkarmıyor. Bırakın ses çıkarmayı bu sloganların atılmasıyla Öcalan’ın Meclis’e gelmesinin altyapısını hazırlıyorlar. Nasıl ki ‘söverken’ CHP’yi DEM’lenmekle suçluyorlardı şimdi de ‘överken’ neden Öcalan sürecine tam destek vermiyorsun diye suçluyorlar.

Meclis’e saygı lafla, Meclis’i ortadan kaldırmak isteyen terörist başına özgürlük sloganlarının atılmasına göz yumarak olmaz!

ÖCALAN’I MEŞRULAŞTIRMA SÜRECİ

Bir yılı geçen adı konmamış sürecin geldiği nokta artık terörist başı Abdullah Öcalan’ın TBMM’de meşru muhatap haline gelmiş olmasıdır. Devlet Bahçeli’nin ‘’Gelsin Meclis’te DEM Grubu’’nda konuşsun şartları henüz hazır olmasa da, Meclis’te kurulan komisyonda, Meclis Genel Kurulunda Öcalan’a yönelik saygı içeren cümleler sıklıkla kuruluyor. Her gün vazgeçilmezliği tekrar ediliyor.

Öcalan’ın İmralı’dan ‘’süreçle ilgili olumsuz haber yapan, yazı yazan’’lardan rahatsızlığı dile getirilerek iktidarın ‘olumsuz’ görüş bildirenleri susturması isteniyor. Kim tarafından, sözde bugüne kadar demokrasi mücadelesi verdiklerini, demokratik hak ve özgürlükleri savunduklarını söyleyenler tarafından. Meğerse bunlar için amaç demokrasi, hak ve özgürlükler, iktidarın otoriterliği değil, amcalarına ulaşmakmış!

ÖCALAN’A MECLİS’TEN GİDECEK HEYET

Meclis’te komisyon kurulması, Meclis’te muhataplaştırılması yetmiyor illa Öcalan’ın ayağına TBMM üyelerinden oluşan bir heyet götürülmek isteniyor.

İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan: ‘’Meclis’te grubu bulunan partilerin temsilcilerinden oluşan 5 kişilik bir heyetin İmralı’ya gitmesi planlanıyor. Sayın Öcalan, aslında komisyonla özel bir tartışma yürütmek istediğini ifade ediyor.’’

Cumhur İttifakı, sürecin başından beri Öcalan’ı meşru bir siyasi aktör haline getirmeye çalışıyor. Meclis komisyonunun Öcalan ile görüşmek için heyet göndermesi, ciddi sonuçlara yol açacak, Öcalan’a mahkumiyete dönüşecektir. Böyle bir ziyaretin yanlış bir karar olacağı ve toplum nezdinde ciddi tepki ve ağır sonuçları olacaktır.

Öcalan görüşmelerinde hangi fikrini, düşüncesini iletememektedir. Öcalan’la, MİT başta olmak üzere devlet görevlileri ve DEM Partililer aylardır görüşüyor. İmralı’ya düzenli seferler devam ediyor. Öcalan’ın bu görüşmelerde söyleyemeyip, Meclis heyetine söyleyebileceği, süreci olumlu etkileyebilecek ne vardır. Bu ziyaretin ısrarı TBMM’nin Öcalan’ın ayağına gitme, ona ‘teslim’ olması ‘diz çökmesi’ isteğinden başka bir şey değildir.

Burada esas mesele, İmralı sürecinin toplumsal barış ve demokratikleşme yönünde ilerlememesidir. Erdoğan iktidarı bu süreci, kendi iktidarını pekiştirecek baskı politikalarına meşruiyet kazandırmanın bir aracı olarak kullanmak istiyor tıpkı Mayıs seçimlerinde olduğu gibi!

Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Selçuk Mızraklı gibi Kürt siyasetçilerin hapiste tutulduğu bir dönemde Öcalan’ı muhataplaştırma antidemokratiktir.

İmralı’ya gönderilmesi düşünülen heyette CHP’nin yer alması kararı onlarca belediye başkanı, belediye çalışanları hapse atılırken, parti ve belediyeler ağır yargı baskısı altındayken telafisi zor, stratejik bir hata olacağı gibi yargı operasyonlarını da durdurmaz. Ayrıca CHP’nin hem kendi tabanıyla hem de kendisine yönelen merkez sağ ve milliyetçi seçmenle arasını açar.

CHP katılması gerektiği için katıldığı komisyon sürecinde olanları, ne olup bittiğini kamuoyuna açıklayarak bu konuda Kürtlerle doğrudan ilişki kuracak yol haritasını açıklamalıdır. Ne DEM ne de Öcalan Kürtlerin temsilcisi değillerdir.

CHP’nin Meclis’te Erdoğan’la aynı fotoğraf karesine girmeyerek yaptığı gibi, İmralı heyetine katılmayacağını açıklayarak bu planı boşa düşürerek demokratik meşruiyetini ortadan kaldırabilir.

CHP, iktidarın yeni rejim inşasının önündeki en büyük engellerden biri. İktidar var gücüyle CHP’yi tasfiye etmek istiyor. Önümüzdeki günlerde iktidarın Mansur Yavaş örneğinde olduğu gibi yeni hamlelerini görmemiz çok olasıdır.

Onun için CHP, iktidar cenahını meşrulaştıracak girişimlerin yanında yer almamalı, iktidardan ayrışarak mutsuz, umutsuz kitlelere umut veren politikalar ve çözüm önerileriyle bütün seçmen kitlesiyle Türkiye İttifakı’nı oluşturmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.