Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

Kemal Kılıçdaroğlu sussa! Mutlak butlan!

                                    

CHP, tarihi Mayıs seçimlerinin kaybının hemen ardından yapılan 31 Mart yerel seçimlerinde 47 yıl sonra birinci parti oldu. Nüfusun yüzde 65’ini, ekonominin yüzde 80’nini yönetir hale geldi. Seçimlerden sonra yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında CHP sürekli birinci parti olarak çıkıyor. 23 yıllık iktidar yaşlı ve yorgun, sorunları çözemiyor, sorunlar her geçen gün daha da ağırlaşıyor, iktidar tüm ekonomik denemeleri ve vaatlerine rağmen çözüm üretemiyor, kitlelere gelecekle ilgili umut olamıyor.

AKP/MHP ittifakı normal şartlarda seçimle iktidarda kalamayacağını gördü, kendisi için tehdit oluşturan siyasi aktörleri elimine etme sürecini başlattı, kitlelerde umut haline gelen CHP’yi etkisizleştirmek için CHP’ye yönelik çeşitli operasyonlar düzenliyor. İktidar güçlerinin en büyük muradı CHP’yi kendi içinde bölmek, CHP’yi iç kavga ve çekişmeleriyle meşgul parti gibi göstererek kitlelerin gözünde kavgalı bir yapı haline getirmek.

Bunu da YSK’nın kararları kesin ve geriye dönük işlemediği halde, İstanbul İl Kongresi ve Kurultay davasıyla yapıyor. Bu gücü de Kılıçdaroğlu’nun ‘’kurultayda şaibe yoktur diyemem’’ sözlerinden, mahkemeyi adres göstermesinden alıyor. Kemal beyin etrafındaki kişilerin sosyal medya, TV’lerdeki açıklamalarından, CHP’li olduğunu iddia edenlerin, CHP’li belediyelere dönük operasyonları savunmasından, Özgür Özel’e yönelik eleştirilerinden güç alarak yapıyor.

Operasyonu yapanlar ‘’bizim bir dahlimiz yok, ihbarlar, bilgiler, suçlamalar CHP’lilerden geliyor’’ diyorlar. Hangi CHP’liler? Kendi iktidarını CHP’nin üzerinde gören, kendi geleceğini ülkenin geleceğinin önünde gören CHP’liler mi!

Kemal Kılıçdaroğlu’nun sürekli olarak CHP’ye, CHP yönetimine yönelik eleştirilerini anlamak mümkün değil. Düne kadar protesto ettiği, önünden geçmediği iktidar basınında boy göstermek ne demek! Türkiye gazetesinde ‘’CHP rotayı şaşırdı’’ manşetini attıracak ‘’CHP, okyanusta dümeni ve pusulasını kaybetmiş gemi gibi sağa sola savruluyor. Tamamen halktan ve halkın sorunlarından uzaklaşan parti var.’’ Ne demek!

Eleştirdiğiniz CHP, ne yaparsak yapalım CHP yüzde 30’u geçemez iddianızı yıkmış, döneminizin aksine seçim kazanan birinci partidir. CHP hiç olmadığı kadar halkın içinde, hiç olmadığı kadar halkla iç içe, hiç olmadığı kadar halkın sorunlarına kafa yormaktadır.

KILIÇDAROĞLU CHP SEÇİMİNİ TANIMIYOR MU?

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Fatih Atik tarafından size atfen dile getirilen ‘’CHP yeni bir cumhurbaşkanı adayı belirlemelidir. CHP yönetimi bu siyasetle devam ederse partiyi bölünmeye götürebilir’’ sözleriniz nedir?

Yani siz, partinin eski genel başkanı olarak partinin kararlarını tanımıyor, 15,5 milyon yurttaşın oylarıyla belirlenmiş cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nu da mı yok sayıyorsunuz. Sürekli seçim kaybetseniz bile illa siz parti başkanı, illa siz mi cumhurbaşkanı adayı olacaksınız; sizden başkası partiyi yönetemez, sizden başkası cumhurbaşkanı adayı olamaz mı?

Kemal beye kamuoyu adına sormak isteriz, bu iktidarın adaletine güveniyor musunuz? İktidarın adaletine güvendiğiniz için mi bugüne kadar birçok kez Silivri’de Ekrem İmamoğlu’nu ziyaret ettiğiniz halde ‘’İmamoğlu aklanmadan bir daha ziyaret etmem’’ açıklamasını yaptınız. Bu ne anlama gelmektedir. Bu açıklamalarınızla iktidara güç veriyor, İmamoğlu ile birlikte onlarca CHP’li belediye başkanının haksız tutuklamalarına meşruiyet sağlamıyor musunuz, bu açıklamalarınızdan iktidarın güç alacağını bilmiyor olamazsınız!

Şimdi bir soru daha, madem bu iktidarın adaletine güveniyordunuz neden Ankara’dan İstanbul’a kadar yürüyerek ‘’Adalet yürüyüşü’’ yaptınız.

Soruları daha da çoğaltabiliriz ama gerek yok. Sadece şu bilinmelidir ki, sizin de bir zamanlar çok eleştirdiğiniz bu iktidar, iktidarını kalıcı hale getirmek için CHP’ye dönük kurguladığı senaryoda en büyük rolü size vermiştir.

KOLTUK HIRSI YOK!

Mayıs seçim sürecinde Kemal beyin dışında cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş isimleri gündeme geldiğinde onlar seçilirlerse görevi bırakmazlar denilerek, Kemal bey seçilirse ‘’koltuk hırsı’’ olmadığı için seçildikten sonra parlamenter sisteme hemen geçer kolayca koltuğundan vazgeçer diye savunuldu. Gelinen noktada koltuk hırsı olup olmadığının takdirini kamuoyu yapsın!

KILIÇDAROĞLU CHP’Sİ DÖNEMİ…

Maksadımız Kılıçdaroğlu eleştirisi yapmak değil, iktidara yürüyen CHP’nin önünün CHP’liler tarafından kesilmek istendiğini anlatmak.

Yerel seçimlerde birinci olan, iktidar umudu haline gelen CHP’yi beğenmeyenlerin dönemine kısaca bakalım;

Yüzde 25’i geçemeyen, onlarca seçim kaybeden, bugünkü rejimin inşa sürecindeki referandumda mühürsüz oylara sessiz kalınarak, itiraz edilmemesi, iktidar sopalı güçlerini karşımıza çıkarır gerekçesiyle YSK’nın önüne yürünmeyerek Erdoğan’ın ‘’atı alan Üsküdar’ı geçti’’ demesinin sağlanması.

Anayasaya aykırı olduğu halde dokunulmazlıkların kaldırılmasına evet denerek, milletvekillerini iktidarın baskı altına almasının önünün açılması…

Bir sabah ansızın Ekmelettin İhsanoğlu’nu cumhurbaşkanı adayı ilan ederek, tüm itirazlara rağmen adaylığında ısrar edilmesi, sorumluğu alıyorum, gereğini yaparım dendiği halde seçim kaybından sonra gereğinin yapılmaması. Sahip çıkılan ‘ekmek için Ekmelettin’in bir süre sonra cumhur ittifakına katılması.

İktidarın cumhuriyete karşı saldırılarına güçlü bir karşılık vermek yerine ‘’laiklik tehlikededir diyemem’’ deyip ‘’Atatürk’’ yerine Mustafa Kemal demek. AKP’ye bakınca 1930’ların CHP’sini görüyorum diyerek CHP’nin tarihine sahip çıkmamak, CHP eleştirilerine göz yummak.

Tarihi 2023 Mayıs seçimlerinde öne çıkan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş yerine kendini adaylaştırmak için 6’lı masa kurmak. Aylarca süren toplantılara rağmen adaylığı son ana bırakmak. Ekrem İmamoğlu hakkında mahkemenin karar vereceği gün anlamsız yurtdışı gezisine çıkarak iktidara, İmamoğlu’na ceza verebilirsiniz mesajını vermek.

47 yıl sonra birinci olan, iktidara yürüyen CHP’ye karşı iktidarın düzenlediği operasyonlara, kayyım atamalarına, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına sessiz kalmak.

Ve en önemlisi zamanında sizin göstermediğiniz direnci göstererek yapılan düzenli mitingleri-eylemleri anlamsız ve gereksiz bularak bu mücadeleyi küçümsemek, değersizleştirmek, meydanlara dökülen kitlelerin direncini kırmak.

YARGIDAN İKTİDAR BEKLEMEK

Tarihi bir eşikteyiz, nefesler tutuldu 15 Eylül’de mahkemenin vereceği karar bekleniyor. İktidar yargısı ya kesin olan YSK kararının gereğini yapacak ya da, kesin YSK kararlarına rağmen İstanbul İl Kongresini, 38’nci kurultayı geçersiz sayarak ‘mutlak butlan’ kararıyla seçim güvenliğini ortadan kaldıracak.

Uzun yıllar CHP Genel Başkanlığı yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yapması gereken; mahkeme karar verirse partiyi ortada bırakamam diyerek görev ummak değil, bugüne kadar ki kurultaylarda ne yaşanmışsa 38’nci kurultayda da o yaşanmıştır. CHP kurultaylarında ‘şaibe’ olmaz, demokratik iradenin gereği neyse o olur. Hiçbir CHP’li iradesini çıkar, menfaat karşılığı değiştirmez, CHP demokratik yarışların olduğu bir partidir, bu yarışta da kurultay özgür iradesinin gereğini yapmıştır diyerek iktidarın oyununu bozmasıdır.

CHP kamuoyunun Kemal Kılçdaroğlu’ndan beklentisi budur.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.