
Ergün Aydoğan
Kemal Kılıçdaroğlu geri dönemez!
Siyasetin mecrası alanlarda, kongrelerde belirlenir olmaktan çıktı mahkeme salonlarında, hakim kararlarıyla belirlenir hale geldi. Daha önce MHP’nin başına gelenler CHP’nin başına geliyor. AKP varlığını sürdürmek için yargı operasyonlarıyla rakiplerini dizayn ediyor. Devlet Bahçeli daha önce Erdoğan’ın en sert muhalifiydi, yargı kararlarıyla MHP’nin içinden İYİP çıktı, MHP AKP’nin vazgeçilmez yol arkadaşı oldu.
Şimdi aynı şey CHP’ye İstanbul kongresi ve 38. Kurultay üzerinden yapılmak isteniyor. İstanbul’a kayyımdan sonra gözler 15 Eylül pazartesi günü kurultay kararına çevrildi. Nefesler tutuldu 15 Eylül’de Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un dediği ‘’Türkiye bir hukuk devleti’’ olduğunu mu yoksa hukukun siyasete alet olduğunu mu gösterecek.
Sadece siyaset değil, ekonomi-piyasalar da bu kararı kitlenmiş durumda, iş insanlarının nabzı yüksek atıyor. Ankara Sanayi Odası Üyesi bir sanayici bir gün önce İstanbul ile ilgili mahkemeden olumlu karar çıkacağını söylerken, 15 Eylül günü de ‘mutlak butlan’ kararı çıkmayacağını, piyasaların bu kararı kaldırmasının çok zor olduğunu söyledi. Tabi karar vericiler bunu dikkate alır mı, almalılar.
Gelelim, mutlak butlan kararı çıkacağı, eski yönetim yani Kılıçdaroğlu yönetiminin olduğu gibi geri geleceği yönündeki yaygın kanaate. İktidar ve Kemal Bey çevresinin böyle bir beklenti içinde olmaları, Kemal beyin bunu çok istemesi başka bir konu. Kemal bey neden geri dönemez konusu normalde olası değil, neden. Bunu hem hukukçu hem de il başkanlığı ve genel sekreter yardımcılığı yapmış bu konuları iyi bilen Bülent Baratalı ’ya sorduk.
Bizim bildiğimiz ve Baratalı‘nın dediği gibi;
İş başındaki yönetim kongre hazırlıklarını tamamlar, kongreyi açar, delegeler tarafından kongreyi yönetecek divan teşekkül eder. Divan teşekkül ettikten sonra artık yönetimin görevi sona ermiştir. Tartışma, kargaşa, olası nedenlerle kongre yarım kalırsa sorumluluk, yönetme yetkisi divanındır. Divan yönetiminde seçimlere geçildiği anda artık yetki seçim kurulundadır. Diyelim ki seçimlerde şimdi olduğu gibi delegenin irade sakatlanması veya benzer iddialarla kongre iptali gündeme geldiğinde eski yönetim olduğu gibi geri dönemez. Yeni bir kongreye götürecek kurul, parti içinden ‘geçici kurul heyet’ mahkeme tarafından belirlenir. Heyetin görevi iddia edildiği gibi partiyi uzun süre yönetmek değil, bir an önce seçim yaparak görevini seçilecek yeni yönetime bırakmaktır. Seçim aşamasına geçinceye kadar kongre ile ilgili herhangi bir eksikliğe dayalı itiraz yok ki; itiraz oy verme aşamasında olduğuna göre!
Aylardır yapılan tartışmalara bakıldığında 38. Kurultayın hiç yaşanmamış gibi kabul edileceği, görev süresi çoktan sona ermiş Kılıçdaroğlu yönetiminin olduğu gibi göreve geri dönmesi ve uzun süre delegenin kendisine vermediği yetkiyi kullanması konuşuluyor olması iyi niyetli, hukukla bağdaşır bir tarafı yoktur.
KILIÇDAROĞLU KURULTAY KAYBINI KABUL EDEMİYOR
Kurultayı kaybedebileceği hesabını hiç yapmamış, kazanacağına kesin inanmış, uzun yıllar birlikte çalıştığı ekibin kendisine karşı çıkması ve karşısında kazanmasını bir türlü hazmedememiş. Geri dönüp, kendisine karşı olanlardan hesap sormak istiyor.
Ankara’da Kılıçdaroğlu’nun görev beklediği, bir süre sonra partiyi emin ellere bırakmak istediği yönündeki iddialar oldukça yoğun; o emin eller kimse!
Ankara’daki iddialara paralel, Kılıçdaroğlu her ne kadar yalanlasa da Saygı Öztürk’ün yazdıkları ve bir iki gün önce bir TV programında Mustafa Balbay’ın söyledikleri bu iddiaları destekliyor.
Mustafa Balbay, Kılıçdaroğlu’nun 15 Eylül’de alınabilecek bir ‘mutlak butlan’ kararı karşısında görevi kabul etmek için ‘garanti’ istediğine dikkat çekerek, ‘’Kılıçdaroğlu göreve gelmesi durumunda, kısa süreli kalmak istemiyor; kalıcı olmak için garanti istiyor. Göreve gelmesi durumunda İstanbul’daki gibi Genel Merkez’e polisle gitmek istemiyor’’ diyor.
Kılıçdaroğlu’na yakın bir gazeteci Saygı Öztürk’de, Kılıçdaroğlu’nun göreve hazır olduğu, İstanbul’daki görüntünün verilmeyeceğini, tepkilerin bir hafta sonra sona ereceğini, partiyi mevcut yönetimin dışında ‘emin ellere’ bırakmak için çalışacağını, genel merkeze ‘yatak’ atacağını iddialarını yazdı.
KILIÇDAROĞLU AÇIKLAMA YAPMAZ
İstanbul’a kayyım atanması, kayyım Gürsel Tekin’in binlerce polisle il binasına girmesi, partililere, milletvekillerine gaz sıkılması ve binanın tarumar edilmesi olaylarında sessiz kalan Kılıçdaroğlu’nda kayyım atanması ile ilgili ‘’CHP kayyımlarla yönetilemez’’ açıklaması beklediğini sorulan soru üzerine Özgür Özel ifade etti.
Özel ve İmamoğlu daha önce de ‘’kurultayda şaibe olmadığı’’ yönünde açıklama beklediler. İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’na ‘’sizin önerinizle divan başkanlığını yaptığım kurultay tertemiz bir kurultay değil miydi’’ diye sorduğunda sessiz kaldığını ama yine de bir açıklama beklediğini söylediğinde hiçbir açıklama yapmaz demiştim. Şimdi bütün bu tartışmalar karşısında siyasetin yargıyla dizayn edilemeyeceğini, CHP’nin kayyımlarla yönetilemeyeceği yönünde bir açıklama yapması beklenen Kemal bey böyle bir açıklama yapmaz.
Çünkü Kemal Bey, bütün bunların iktidarın siyasi operasyonu olduğunu, iktidarın işine yarayacağını biliyor olsa bile, delegenin kendisine vermediği yetkiyi mahkemeden alarak partinin başına tekrar gelmek istiyor.
Hukuk, sağduyu ve iş dünyası 15 Eylül pazartesi günü siyaseti mecrasından çıkarmayacak bir karar bekliyor; mutlak butlan değil.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.