Ergün Aydoğan

Ergün Aydoğan

İktidar çözüm üretemiyor, güven vermiyor

                                         

AKP ilk döneminde önce düşük kur yüksek faiz politikasıyla sıcak para girişi sağlayarak tüketim odaklı politikalarla uluslararası piyasalarında olumlu desteği sayesinde bol likidite girişiyle ‘sahte bahar’ sürecini yaşadı. Buradan ‘sahte’ başarı hikayeleri yazdı. Derken uluslararası piyasaların daralması ve pandemiyle birlikte hiç akıllarına gelmeyen ‘nas’ 20 yıl sonra biranda akıllarına geliverdi. Ve hadi bakalım gelsin heteredoks ekonomi politikaları ‘’faiz sebep, enflasyon netice’’ kuramıyla politika faizlerini talimatla indirmeye başladı.

Faiz indi, enflasyon yükseldi, döviz yükseldi, piyasa dengesini kaybetti.

Faiz sebep enflasyon sonuçsa, AKP sebep, derin yoksulluk sonuçtur…

Bütün bu gelgitler, savrulmaların, bozulmanın sebepleri, AKP’nin ekonominin temel paradigmalarının tersine piyasalarla inatlaşması ‘’sana bana ne oluyor ‘nas’ ortadayken’’ demesiyle ‘’faiz sebep enflasyon netice’’ diyerek…

TCMB faiz indirimlerine 23 Eylül 2021’de başladı ve aynı yıl içinde politika faizini 100 baz puan düşürerek yüzde 19’dan yüzde 18’e indirdi. Şahap Kavcıoğlu başkanlığı döneminde ilk kez faiz indirimine gidildi. Karar sonrası güne 8,63 seviyesinde başlayan dolar/TL kuru 8,80’i aştı.

Bu indirim öncesinde politika faizi Mart 2021’de son kez yükselmiş ve Naci Ağbal’ı koltuğundan eden 200 baz puanlık artışla yüzde 19’a çıkartılmıştı.

Erdoğan, faiz artırımından rahatsız olduğunu dile getirerek ‘’İkide bir ‘fiyat istikrarı diyorlar, biz onu bir kenara koyduk’’ dedi.

Aralık başında Lütfi Elvan gitti, Maliye ve Hazine Bakanlığı’na gelen Nurettin Nebati faiz konusunda ‘’arttırmama konusunda kesin kararlıyız. Ve bu işi biz oturtacağız Allah’ın izniyle’’ dedi. Faiz indirimleri devam etti, yüzde 14’e düştü, 20 Aralık 2021 tarihinde dolar/TL 18,43’e kadar yükseldi. Aynı akşam Erdoğan, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemini duyurdu. Açıklanan sistemle beraber hızlı düşüşe geçen döviz kurları, dolar/TL 11’in altına geriledi.

Dövizdeki gerilemenin ardından Bakan Nebati ‘’Kurda köpüklerin gittiği, gerçek fiyatlamanın olduğu bir noktaya doğru gidiyoruz. Kur, iyi bir yerlerde dengeye gelecektir’’ dedi.

Erdoğan 2023 Şubat başında, ‘’Şu anda faiz yüzde 9, bunu daha da düşüreceğiz. Benim inancım şu: başbakanlığım döneminde faizi 4,6’ya indirdik, enflasyon da 6,4 gibiydi. Faiz ve enflasyon doğru orantılıdır. Faiz sebep, enflasyon neticedir. Buna inanmayanlar olabilir. Benim alanım ekonomi, neticesi de ortada.’’

Ardından Merkez Bankası, 23 Şubat 2023’teki toplantısının ardından politika faizini 50 baz puan daha düşürerek yüzde 8,5’e indirdi. 17 ay içinde 1050 baz puanlık faiz indirimiyle hedeflenen cari fazla hedefleri gerçekleşmenin aksine ekonominin bütün dengeleri altüst oldu…

Dövizi dizginlemek için devreye sokulan KKM uygulaması Hazine’nin üzerindeki yükü sürekli artırdı.

14 ve 28 Mayıs seçimlerinden zaferle çıkan Erdoğan, daha önce ağır eleştiriler yönelttiği Mehmet Şimşek’i 5 yıl aradan sonra tekrar Maliye Bakanlığına getirdi. Uyuyup uyandığımızda her şey çok güzel olacak diyen Nebati uyandığında; Bakanlığı gitti…

Görevi kısa sürede sona eren Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki TCMB 27 ay sonra politika faizini yüzde 8,5’tan yüzde 15’e çıkardı. Faiz, döviz, enflasyon yükselme trendine girdi. Mucize olarak sunulan KKM’den çıkış arayışları başladı, 20 Ağustos’ta bütçeye gün geçtikçe daha fazla yük getiren KKM’yi azaltmak üzere ilk adım atıldı.

AKP’nin Eylül 2021’de başlattığı faiz indirimleri, Haziran 2023’de keskin bir ekonomi politikası değişikliğiyle 2024 Haziran itibariyle politika faizi yüzde 50. Dolar/TL 32,67, Euro/TL 35,17 olurken. Mayıs ayında TÜFE yüzde 3,37 oranında artışla, yıllık enflasyon bir önceki aya kıyasla 5,65 puan artarak yüzde 75,45 düzeyinde gerçekleşmiştir. Çekirdek enflasyon yıllık artış oranı yüzde 74,98 olarak gerçekleşmiş. Temel mallar grubu yıllık fiyat artışı yüzde 56,51, Hizmet grubu yıllık fiyat artışı ise yüzde 95,93 olarak gerçekleşmiştir.

Çare olarak ortaya atılan KKM kaynaklı maliyetin kur farkı ödemeleriyle iki yılda 833 milyar lira olduğudur.

Sonuç olarak dön baba dönelim aynı noktaya gelebilmek için; biz bunca haltı niye yedik!

AKP’nin savrulan ekonomi politikalarıyla Türkiye’nin bu derin krizin içinden çıkabilme ihtimali yoktur. Türkiye’nin yeni siyaset anlayışıyla, rasyonel ekonomi politikalarıyla birlikte yapısal reformları uygulayacak güven veren yeni bir siyasi çıkışa ihtiyaç vardır; AKP’nin deneme yanılma yöntemiyle kendini tekrar eden ekonomi politikalarının ülkeye hayrı yoktur.

Yönetenlerin ‘inançsal, keyfi’ ekonomistmiş gibi davranışlarının ağır faturasını tüm toplum ödemektedir!

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.