Ergün Aydoğan
Ekrem İmamoğlu'na her gün yeni bir dava...
Tarih 20 Ağustos 2017 R. T. Erdoğan, Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısında ‘’Türkiye’de siyaset yapmanın, bu yolla iktidara gelmenin, başarılı olmanın ilk şartı İstanbul’da güçlü bir şekilde var olmaktır. İstanbul’da yoksanız ülkenin kalanında ne yaparsanız yapın başarıya ulaşamazsınız. Bizim seyri siyasetimizde de İstanbul adeta amiral gemisi mahiyetinde bir öneme sahip olmuştur. Unutmayın İstanbul’da teklersek Türkiye’de de tökezleriz. İstanbul’da metal yorgunluğu olursa, Türkiye’de paslanırız. İstanbul’da kıpırdanırsak Türkiye’de şahlanırız. İstanbul’u sağlam tutarsak Türkiye’de de, dünyada da bizi yıkacak bir güç tanımıyorum. İstanbul Türkiye’dir, Türkiye İstanbul’dur.’’
Tam da Erdoğan’ın söylediği gibi oldu. 2019 yerel seçimlerinde Ekrem İmamoğlu İstanbul’u kazandı. Çok konuşuldu detaya girmeyelim; seçim iptal edildi. İptal edilen seçimi yine Ekrem İmamoğlu kazandı. Bütün baskılara-engellemelere rağmen 2024 yerel seçimlerinde sadece İstanbul değil, İstanbul’la birlikte 14 büyükşehir, 360 ilçe, 60 belde belediyesi, yüzde 37,81 oyla ilk kez AKP’nin önünde birinci parti oldu. AKP kurulduğu günden sonra ilk kez ikinci oldu.
Ne olduysa ondan sonra oldu. Artık normal siyasi yollarla iktidar olma umudunu kaybeden AKP, Ekrem İmamoğlu’na karşı 2019’da başlattığı davalar sürecine hız verdi.
Ekrem İmamoğlu hakkında art arda davalar açılmaya başlandı;
-YSK Üyelerine ‘ahmak’ dedi iddiasıyla açıldı, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasi yasak kararı verildi. İstinaf kararı onadı; Yargıtay aşamasında.
-Ordu valisine hakaret davası 2019’daki ‘’it itliğini yaptı’’ tartışması sonrası açıldı, tazminata hükmedildi.
-Fatih Sultan Mehmet’e ait türbenin önünde ellerini arkaya bağladığı için soruşturma…
-Tuzla Belediye Başkanı’na yönelik ifadeler nedeniyle açıldı, iki kez beraat etti.
-Başsavcı Akın Gürlek’e yönelik sözleri nedeniyle açıldı. 7 yıl 4 aya kadar hapis talebiyle iddianame düzenlendi.
-Belediye başkanlığı dönemindeki bir ihale ile ilgili, 3 ila 7 yıl hapis istemiyle yargılanıyordu Cuma günü beraat etti.
-İstanbul Üniversitesinden 31 yıl önce aldığı diplomasının iptali sonrası açıldı. Sahtecilik iddiasıyla yargılanıyor.
-Cumhurbaşkanına hakaret davası, Erdoğan’a yönelik sözleri nedeniyle açıldı, tazminat talebiyle mahkemede görülüyor.
-Savcıya hakaret davası…
-Yolsuzluk soruşturması…
-Bilirkişi S. B hakkındaki sözleri nedeniyle açılan dava…
-Bir vatandaşla yaşanan polemik sonrası açılan çirkin davası…
-Kent Uzlaşısı soruşturması…
Ve casusluk soruşturması…
En ağırı ve en korkuncu da bu casusluk suçlaması. İddiaya bakıldığında 2019 seçimlerini kazanmak için yapılan çalışmaları ‘suç’ olarak sayıyor. Daha yargılama başlamadan sosyal medya trolleri çoktan ‘suçlu’ ilan ettiler bile. Teknoloji yazarı Füsun Nebil; İBB’ye suçlama getirilen Wickr, casusluk yazılımı değil, Türkiye’de bankalar bunu kullanıyor. Bunu geliştiren firma BDDK’nın Türkiye’de yetkilendirdiği iki firmadan biri diyor.
CASUSLUK DAVASI…
Kurultay davasının olduğu gün biranda Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ hakkına itirafçı olduğu söylenen Hüseyin Gün’ün iddialarıyla soruşturma başlatıldı, hızlıca TELE 1’e kayyım atandı.
Pazar günü Çağlayan Adliyesi’nde ifadelerin alınacağı, genel başkanın yurtdışı programını yarıda kesip geldiği, sabah saat 10:30’da Çağlayan’daydık. Olağan ötesi tedbirler, aşırı güvenlik önlemleri her adımda kontrolden sonra güç bela A kapısına ulaştık. Kapıda aile ve mevcut milletvekilleri dışında ne eski milletvekili ne de belediye başkanı kimsenin içeriye alınmama kararıyla içeriye kimse alınmadı.
Bütün zorluklara rağmen Çağlayan Meydanına toplanan kalabalık bütün baskılara rağmen direnme gücünü gösteriyordu. İçerde bekleyiş sürerken CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in otobüsün üzerinden ‘’geleceğe dair umut verici direniş çağrısı’’ kalabalığı umutlandırdı.
Ve çok uzun süren bekleyişin ardından savcılık ifadelerinde sonra tutuklama talebiyle sevk edilen Sulh Ceza Hakimliği’nin sabaha karşı 02:30’da verdiği tutuklama kararıyla sona erdi. Necati Özkan, Merdan Yanardağ ve Ekrem İmamoğlu’nun tüm iddiaları reddetmesi, İmamoğlu’nun ‘’Hüseyin Gün’ü tanımadığı, tebrik ziyareti dışında hiç görüşmediği, casusluk suçlamalarını kendime hakaret sayarım demesi, ‘Roma’yı yakmasının daha gerçekçi olacağını’’ söylemesi verilecek kararı değiştirmedi.
Bütün bu davalar süreci, İstanbul’u üç kez kazanmış, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olursa seçimi kazanacağı düşüncesiyle ne yapıp edip aday olmasının önünü kesmek, aday olma şartlarını ortadan kaldırmak; aday olamaz hale getirmek. Bir türlü düzeltemedikleri ekonomik olumsuzlukların halkta yarattığı tepkilerin dile getirilmesinin, siyasallaşmasının önünü kesmek olduğu görülmektedir.
Ayrıca 2019-2024’de seçimle alınamayan İBB’yi, kayyım yoluyla alma hedefinin de hala iktidarın gündeminde olduğu açıkça görülmektedir. E canım mevcut suçlamalar kayyım için yeterli değil; yeterli sayılamaz mı, halk tepkisi dışında dur diyecek mekanizma var mı?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.